İnebahtı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İnebahtı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

08 Şubat, 2019

Papa Francis, kendini V. Pios mu sanıyor? ve DON KİŞOT

Papa Francis, kendini V. Pios mu sanıyor?

Papa Franciscus, bir kaç gün önce BAE ziyaret etti. BAE yönetimi büyük ilgi gösterdi.

Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in daveti üzerine, tarihi bir kararla Papa Francis, "İnsan Kardeşliği" - dinler arası diyalog"   Toplantısına katılmak üzere Abu Dabi'ye geldi. Papa Francis bu kararıyla Arap Yarımadası'nı ziyaret eden ilk katolik dini lider oldu.
Şeyh Muhammed Bin Zayed 'in Vatikan Devleti' ne 500 milyon dolar hediye ederek hesaba geçirdi.
Papa'nın Başkanlık Sarayı'daki ziyaretçi defterine imza attığı esnada, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve BAE devlet başkanı Muhammed bin Raşid el-Mektum'un el pençe durması ...

.......................
Katolik Kilisesi ' nin başı Papa Francis ise bir tablo önünde dua ediyor.
Bu Tablo, 1571 yılında Papa V. Pios (Pius) tarafından kışkırtılarak Osmalının kuruluşundan buyana başlatılan 13. Haçlı Seferleri ' ni oluşturan, Avrupa Katolik ittifakı ' nın Doğu Avrupa ' dak i Osmanlı hilafetinin ilerlemesine karşı mücadeleyi simgeliyor.
Papa V.Pios'un hazırladığı birleşik Hristiyan donanması İnebahtı da ani baskınla 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı donanmasını yakmıştı.
Bu yenilgide aslında denizci olmayan kara PAŞASI olan Kapdan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa'nın hatası rol oynadığı iddia edilir.
avrupa da Lepanto Savaşı, diye bilinen İnebahtı deniz savaşı; bir Batı Hıristiyan ordusunun ya da Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir filonun ilk büyük zaferiydi.
İtalyan ressam Giorgio Vasari'nin bu savaşı konu alan yağlıboya tablosundaki kompozisyonda, başta İsa olmak üzere birçok dini figür Hristiyanlara yardım ederken, şeytan ve uşakları Osmanlıya- Müslümanlara - yardım ettiği şeklinde sunuluyor
İnebahtı'da gemiler yanında yetişmiş 2500 levendimiz yok edilmiştir.
Evet sonradan altı ay içinde daha modern donanma inşa edilmiştir, fakat bu ilk yenilgiden sonra bir daha Osmanlı, Hristiyan Avrupa karşısında deniz savaşı kazanmamıştır.
İnabahtı sonrası
Venedikle yedi maddelik bir antlaşma imzalanmış, bu antlaşmaya göre venedik Kıbrıs'taki Türk hakimiyetini tanıyacak, her yıl olduğu gibi üç yüz bin floriyi vermeye devam edecek, Zanta adası için her sene verdikleri vergiyi üç misli olarak ödeyecek ve Arnavutluk kıyılarındaki iki kaleyi de Osmanlılara terk edecekti." Ünlü tarihçi joseph von Hammer-purgstall haklı olarak şu notu düşer:
"Bu antlaşmanın şartları dikkate alınacak olursa İnebahtı muharebesini Türkler kazanmış zannolunur."
Papa v. Pios, Osmanlıya karşı Avrupa Hırıstiyanlığını birleştirirken öte yandan da İran şahı, etopya kralı ve Hicaz emiri ile iletişime geçerek Osmanlıyı kıskaca alma çabasını sürdürüyordu.
.....................
SOKULLU MEHMET PAŞA
 Venedik elçisine: biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik. 
Siz inebahtı’nda donanmamızı bozmakla sakalımızı traş ettiniz. Traş edilen sakal yeniden çıkar ama, bir kolun yerine gelmesi imkansızdır"mkansızdır." demiştir.
....................
ALİ PAŞA'nın SANCAĞI 

1571 yılında yapılan inebahtı (Lepanto) deniz savaşında haçlıların ele geçirdiği Amiral gemisindeki Ali Paşa'nın sancağı; meşhur Piza kulesinin olduğu İtalya'nın Pisa şehrindeki Kanto Stefano Dei Cavalieri Kilisesinde sergileniyor.

DON KİŞOT
Yeldeğirmenleriyle savaşan şövalye Don Kişot, romanın yazarı İspanyol bir doktorun oğlu olan Miguel de Cervantes Saavedra'da Papa V. Pois'in çağrısına uyarak Müslümanlara karşı Haçlı savaşı için İnebahtı'ya gelmişti.
Cervantes Türkler'e karşı kurulan bir Haçlı Donanması'na 1571'deki İnebahtı Savaşı'nda bir Türk güllesi genç Miguel de Cervantes Saavedra'nın sol elini götürmüş ve daha sonra Türklerin eline geçen Cervantes beş yıl boyunca Cezayir'de esaret hayatı yaşamıştı.
İnebahtı da Sol elini kaybetmesi yüzünden ileride 'El Manco de Lepanto', yani 'İnebahtı'nın sakatı' diye anılacaktı.
Cezayirde 5 yıl kalarak Türkçe öğrenerek ve İslam kültürüne aşina olan Cervantes, diğer eserleri olduğu gibi yazdığı Don Kişot da da İslam kültüründen izlere yer verecekti. 


https://www.facebook.com/1078263172313137/photos/a.1078267272312727/1275873999218719/?type=3&theater



فرانسيس رأس الكنيسة الكاثوليكية قام بالصلاة أمام لوحة Salus Populi Romani فور عودته من أبوظبي .
اللوحة تم استخدامها من قبل البابا بيوس الخامس سنة 1571 الذي شكل الرابطة الصليبية وهي تحالف كاثوليكي أوروبي لمحاربة تقدم دولة الخلافة العثمانية في أوروبا الشرقية في معركة ليبانتو البحرية...
للتذكير 500 مليون دولار قدمها الشيخ محمد بن زايد لدولة الفاتيكان ...و 50 مليون دولار تدخل في حساب بابا الفاتيكان...
هؤلاء اعراب الخليج ....و الاعراب اشد كفرا و نفاقا....

Görüntünün olası içeriği: iç mekan

https://metaldetectorhobby.forumfree.it/?t=74934193
Görüntünün olası içeriği: 3 kişi

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, açık hava

Fotoğraf açıklaması yok.


////////////////////////////////
http://docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/%C4%B0stanbul%20Deniz%20M%C3%BCzesi%E2%80%99ndeki%20Osmanl%C4%B1%20d%C3%B6nemi%20sancaklar%C4%B1%20M%C3%BCge%20KILI%C3%87KAYA%20206879.pdf



İSTANBUL DENİZ MÜZESİ’NDEKİ OSMANLI DÖNEMİ SANCAKLARI 5.1. Katalog 113 Envanter No: 2503 Yapıldığı tarih/yüzyıl: 16. yüzyıl Kumaşının cinsi: İpek Ölçüleri: 470x900 cm. (Noyan, 1976: 50). Özellikleri: Sancağın zemini kırmızı, motifler, kelime-i tevhit, Zülfikar ve kenar bordürü ise sarıya yakın yeşil renklidir. Uçkurluğu yeşil renktedir. Sancağın uçkurluğuna paralel uzanan, yeşil renkli yazı frizinde kelime-i tevhid “lâ-ilâhe illallah; Muhammedün resûllullah” üç kere tekrar edilmiş, tekrarların arasına ikişerli bitki motifi yerleştirilmiştir [Resim 88]. Uçkurluk ile yazı frizi arasındaki bölümde, iki yanda sekiz yapraklı çiçek-yıldız motifi bulunmaktadır. Çiçek yapraklarının ucunda iç içe geçmiş hilaller görülmektedir. Ortada ise daha büyük yuvarlak bir madalyon içerisinde yine hilal motifi yer alır. Yazı frizinden sonra yerleştirilmiş Zülfikarın iki yanında, üstte ortada görülen hilalli madalyon tekrar edilmiştir. Zülfikarın altında ise içerisinde kelime-i tevhid yazılı hilal bulunan, yuvarlak bir madalyon yer alır. Altında yine sekiz köşeli çiçek-yıldız motifi görülmektedir. Sancağın çevresini, açık ve koyu yeşil renklere sahip palmet motifli bir bordür dolaşmaktadır. 7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı ve Haçlı donanması arasında meydana gelen İnebahtı Deniz Savaşı’nda Haçlılar tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı donanmasının Derya Kaptanı Müezzinoğlu Ali Paşa’yı öldüren asker, sancağı alarak Venedik’te bir kuyumcuya satmış daha sonra ise Venedik Senatosu sancağın gümüşten olan aleminin her sekiz dirhemine bir duka altını verip satın alarak hükümet hazinesine koymuştur (Kurtoğlu, 1992: 91). Daha sonra Venedik Müzesi’nde sergilenen sancak, 1964 senesinde Papa VI. Paul tarafından Türkiye Cumhuriyeti’ne iade edilmiş, 1999 senesinde ise restore edilmiştir."
...................
https://tr.scribd.com/document/94870070/Istanbul-Deniz-Muzesi-Ndeki-Osmanli-Donemi-Sancaklari-Banners-of-Ottoman-Period-in-the-Istanbul-Naval-Museum
/////////////////////////////////
Papa'nın BAE ziyaretinin dini ve siyasi boyutları

 Papa'nın ziyareti sırasında özellikle Ahmed et-Tayyib ile verdiği samimi pozlar dünya gündemine oturdu.

İnsan Kardeşliği Toplantısın'a katılan Mısır'ın El Ezher Cami ve Üniversitesi Başimamı Şeyh Ahmed El-Tayeb  ile verdiği samimi pozlar dikkat çekti...

 GÜNDEM: DİNLER ARASI DİYALOG     Papa'nın ziyareti ile ilgili açıklamarda bulunan BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, 'Papa Francis ile Şeyh Tayyib'in aynı anda burada olması, dinler arası diyaloğu geliştirme yolunda önemli bir adım. BAE'nin şiddetle teşvik ettiği dinler arası diyalog mesajının verilmesi adına çok önemlidir' dedi.


DİNLER ARASI DİYALOG:
 Papa'nın ziyareti ile ilgili açıklamarda bulunan BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, 'Papa Francis ile Şeyh Tayyib'in aynı anda burada olması, dinler arası diyaloğu geliştirme yolunda önemli bir adım. BAE'nin şiddetle teşvik ettiği dinler arası diyalog mesajının verilmesi adına çok önemlidir' dedi.

///////////////////////////////
Yeni seçilen papa Hristiyanları selamlarken gölgesi Şeytan şeklinde duvara yansıdı 

Necati Çavdar bir fotoğraf paylaştı.
İlginç
Liderim Erdoğan
Yeni seçilen papa Hristiyanları selamlarken gölgesi Şeytan şeklinde duvara yansıdı )
https://www.facebook.com/memories/?source=notification&notif_id=1551361386027338&notif_t=onthisday

//////////////////////////////////////////
Fotoğraf açıklaması yok.
Sayfayı Beğendin · 7 Temmuz 2013 
 
Don Kişot Arapça konuşuyordu
İspanya kralı 14 nisan 1609 tarihinde bir genelge imzaladı. Kral, İspanya topraklarında yaşayan Endülüslü Müslümanlar ile Museviler’i kapı dışarı ediyordu. 1609 eylülünde Valencia, Granada, Aragona, Catalogna, Castiglia gibi şehirlerde yaşayan Müslüman ve Musevi nüfus, dokuz yüzyıl önce atalarının geldiği Kuzey Afrika’ya geri dönüyordu. 1614’de İspanya’yı terk etmeye zorlanan İspanyol ‘moriskos’ların sayısı 300 bini aşmıştı.
Don Kişot’un üvey babasıyım'
İspanya Kralı’nın imzaladığı genelgeden beş yıl önce 1604’de “Mançalı Don Kişot” başlıklı bir kitap yayımlanmıştı. O dönemde büyük bir ilgi gören “Don Kişot”, kapağında adı geçen kişinin özgün eseri değil Arapça’dan İspanyolca’ya kazandırılan çeviri bir yapıt diye tanıtılıyordu. Cervantes kitap için kaleme aldığı önsözde, “Don Kişot’un babası diye anılsam da gerçekte ben üvey babayım” diye not düşmüştü.Kahramanları şövalyeler olan romanların etkisindeki yaşlı bir adamın şövalye olmaya karar vermesini anlatan Don Kişot’un sekizinci bölümünde öykünün nasıl devam edeceğini bilemeyen Cervantes, romanın kahramanını bir savaşın ortasında terk etmişti.
Cervantes günün birinde Toledo’nun kalabalık caddelerinden birinde yürürken bir tomar el yazma eser dikkatini çekiyor. Kitaplara ve okumaya meraklı Cervantes sağa sola dağılan yaprakları toplarken, Arapça dilinde yazılmış olsa da bütün eseri satın almaya karar veriyor. Bu yazma eserde anlatılan öyküyü merak eden Cervantes, Arapça bilmediği için bu dili konuşan ve İspanyolcaya çevirebilecek birini arıyor.
Sonunda bu kişiyi bulan Cervantes, “Mançalı Don Kişot”u Cid Hamete Beneneli adlı Arap bir tarihçinin yazdığını öğreniyor. Endülüslü Müslümanı evine davet eden Cervantes, 50 libre üzüm ve iki çuval buğday karşılığında Arap tarihçinin yazarı olduğu kitabın İspanyolcaya çevrilmesini istiyor. O yıllarda da bugün olduğu gibi çevirmenler düşük ücretlere çalıştırılıyordu. Cervantes’in teklifini kabul eden kişi, Benengeli’in yazdığı kitabı altı haftalık yoğun bir çalışmayla İspanyolcaya kazandırıyor.Ya sonra? O dönem İspanya’da yürülükte olan sansüre, engizisyona. etnik ayrımcılık güden yasalara karşın Cervantes yazarı Arap olan “Don Kişot” u egzotik bir ülke yazarının kitabı diye tanıtıyor. Kitap İspanya’da büyük bir başarı elde ediyor, onlarca dile çevriliyor ve sözün kısası “Don Kişot” İspanyol edebiyatının baş yapıtlarından biri seçiliyor.
Cervantes’in ünlü yapıtı “Mançalı Don Kişot”un ardında saklı bu öyküyü Floransa’da geçtiğimiz ay düzenlenen edebiyat festivalinde okurlarına aktaran Alberto Manguel*, Don Kişot’un Arap karşıtı önyargılardan yoksun olmadığına vurgu yaparak Cervantes’in kahramanlarının dönemin İspanyol kültüründe baskın olan “moreskos”lara karşı ulusal duyguları paylaştığını anlattı
Endülüslü Müslümanları İspanya’dan göç etmeye zorlayan genelgenin kral tarafından imzalanmasından altı yıl sonra 1615’de Cervantes, Don Kişot’un ikinci bölümünü yayımlıyor. 54. bölümde okuru Sanço’nun hemşerisi Ricote* ile tanıştırıyor. Ricote de İspanya’dan sürgün edilenlerden biri. Ancak İspanya’ya hacı kılığına bürünerek geri dönüyor. Sanço’ya kendisi ve öteki sürgün edilenlerin Kuzey Afrika’da hoş karşılanmadıklarını, yurt dışındayken İspanya için ağladıklarını anlatıyor. Ricote, ”Sonuçta biz İspanya’da dünyaya geldik, İspanya bizim anavatanımız.” diyor.
Aslı Kayabal /soL


kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...