05 Eylül, 2009



Gümüşdere!



Allah’ın güzellikler için verdiği imkanı, nasıl b..ettiğimizi görmek istiyorsanız, gidin Ankara Çayı’na bakın.
Eğer biliyorsanız tekrar tekrar ne büyük imkanı nasıl bu hale getirdiğimizi düşünün.
Sadece Başkentin ortasından akan Ankara Çayı bile Avrupa Birliği standardımızı veriyor.
Bir başka memlekette olsa pırıl pırıl akarak şehir içinde süzüle süzüle gitmesi, çeşitli rekreasyon alanları, parkları ve bahçeleri ile yorgun bedenleri, bunalmış beyinleri dinlendirmesi içten bile olmayan Ankara Çayı; göz, burun kirliği şurada dursun mikrop saça saça akıp gidiyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi.. Altındağ.. Keçiören.. Yenimahalle..Etimesgut..Ve Sincan Belediyeleri tedbir almıyor, seyir ediyor.
Sadece onlar mı?
Başta Milli Savunmaya bağlı tesisler.. Kara ve Hava Kuvvetleri olmak üzere bir çok Bakanlık teşkilatları, kamu ile iri cüsseli özel sektör kuruluşları çayda taşınanlara(!) bakıyor.Ama çay mikrop saçarak yanlarında yaşayanlara, yanından geçmek için o bölgeye yolu düşenlere zehir,virüs ne varsa aşılıyor.

Çay boyunca konuşlandırılmış askeri alanlarda, okullarda, sanayilerde mikroplara mahkum ettiğimiz binlerce insanlar gibi birde çevresinde bulunan Atatürk Orman Çiftliği ve Sincan Bölgesindeki hayvanların barındığı parklarla hayvanları da bu mikroplara mahkum etmişiz.
Diyecekler ki; ne olsa alışırlar!...
Ankara Çayı’nın özellikle bahar ve sonbahar aylarında oluşturduğu kesif sis, yaz aylarındaki ağır koku ile insanları,hayvanları ve bitkileri rahatsız ediyor. Fakat belli ki yetkililer bundan rahatsızlık duymuyor.


Önceki gün, Gülhane Hastanesi’nin altındaki yoldan (Etlik’ten –Meteorolojiye) geçtim.Yol boyu kıvrıla kıvrıla Ankara çayı akıyor.Çay değil b.. akıyor..


Tıpkı Yenimahalle, Etimesgut ve Sincan’da geçtiği bölmelerde ki gibi burada da yani Altındağ, Keçiören arasında da şehrin tam göbeğinde bu dereden istifade ile çeşitli sebze ekenler mevcut.


Yol kenarında Meteoroloji’nin karşısına düşen Gümüşdere Mahallesi’ni işaret eden bir levha dikkatimi çekti. Demek bir zaman bu pislik akan dere “Gümüşdere” imiş..Güzel isim.Olması gereken sıfat.Gel gör ki Ankara’ya can ve güzellik katması gereken Ankara çayı rezalet.
Akşam Eryaman’a geliyoruz.
Saat 20.00 olmuş ancak hala Ankara yanıyor.İstanbul yolu boyunca Ankara Çayı’nın sıcak nedeniyle yaydığı koku dayanılmaz halde..
Yanında yöresinde oturanlara sağlık diliyorum. Sabır dilemiyorum.Çünkü hak ediyorlar. Eğer hak etmeseler ilgili kuruluşların, her gün iki ekmek verdiği için dua ettikleri belediye başkanlarının kapısına dikilirler. Sincan’dan her gün yüzlerce insan, burunlarını kapatarak Çaydan gerek beton köprü gerekse tahta köprüyü vasıtasıyla Harikalar diyarına geliyor. Ve çektiği ızdırabı unutuyor.Aynı yoldan evine dönüyor yine unutuyor..


Normal zamanlarda görülmediği kadar çayın rutubeti ve dolayısıyla kokusu çevreyi sarmış.Uzaktan bakınca çay çevresinde oluşan nem bulutu manzarayı ortaya koyuyor. Otobüsümüz Ayaş yolundan Eryaman- Devlet Mahallesine döndü. Hala Gümüşdere’nin yani Ankara Çayı’nın pisliği peşimizi bırakmadı..Sıcaklar artıkça tehlike boyutu da artıyor.
Halbuki çözüm zor mu?..
Evet zor.
Önce saydığım belediyeler işbirliği yapacak, birlikte çalışacaklar.Bu zor iş...
Zira koordinasyon gerek, birliktelik gerek.. Kamu ve özel kuruluşlar bir olup ucundan kenarından tutmaları gerek.ABD ve Almanya artıkları tanklar vs ile Mehmetçiklere eğitim verenler, kafaları kızınca tankları Sincan istikametine sürenler, gerekirse Ankara Çayı’nın mikroptan kurtulması için ellerini taşın altına koyacaklar.Koymaları gerek. Bu zor iş.
Şimdiye kadar olduğu gibi en güzel iş, kutlamalar..
Risk yok..Eser yok.. Çekersin nutku; günü gün eder, yatarsın.
Ancak Avrupa Birliği böğrüne çuvaldızı yerleştirdi mi “ıhh” der zorda olsa uyanırsın.
Buradan Avrupa Fatihi (!) Başbakan’a sesleniyorum:
Avrupa Birliği, önümüze şart olarak “Ankara’yı b.. kurtar da gel” demeden Gel şu işi üstlenin. Hem Ankaralılara bir iyilik yapın hem de tarihe geçin. Tüm ilgili belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına “Bu yıl, bu iş bitmeden hiçbir kutlamaya para harcanmayacak” diye bir talimat verseniz kuzu kuzu bir araya gelirler.Bu işi, bitirirler.


Sayın Başbakan,
Ankara Çayını en güzel şekilde değerlendirecek güç ve elinizde “cin gibi adamlar(!)” var. Estergon Kala’sını dikenler.. Harikalar Diyarı parkını oluşturanlar... Ankara Çayı’nı da temizler güzelleştirir.
Yeter ki isteyin. “Başbakan geliyor” diye -Ankara Büyükşehir Belediyesi, “Aile Yaşam Merkezi”ni hayata geçirdi- eski Hosta binası çevresini bayram yerine çevirenler, Ankara Çayı’nı mı temizlemezler?
Yeter ki istensin. Ankara Çayı’nı, adına yakışır “Gümüşdere” yaparlar..



Necati Çavdar- Emiryaman /Ankara-

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...