ABD ; Çıldırdı Türkiyeyi açıkça tehdit ediyorlar.. Tüm Amerika kıtasını arkabahçesi sayan USA , Venezuela dolayısıyla dünyadan aldığı ağır darbe ile çıldırtmış olmalı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Twitter hesabı üzerinden Venezuela'da Guaido'ya destek verdiğini açıklayan ülkeleri "takdir ediyoruz" diyerek mavi ile gösterdiği dünya haritasında Türkiye'mizi ikiye ayrılmış şekilde resimledi. Anlamı açık olsa gerek ............. İngiliz krallığı ve USA da ne bu telaş? İngiliz basınında ABD nin esas patronu İngiltere'nin 29 Mart'ta Avrupa Birliği'nden ayrılmasıyla oluşacak bir ayaklanma ve AB taraftarı İrlanda'nın ayrılmasıyla bölüneceği ve bu kapsamda kraliçe ile kraliyet ailesi, Londra'dan hızla tahliye edileceği(kaçırılacağı )nın tartışıldığı gün yayınlanan Pompeo,haritası dikkat çekti..
ABD Başkanı Donald Trump'ın Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Suriye'nin kuzeydoğusundaki durumla ilgili anlaşma çağrısı yaptığı mektup ortaya çıktı.
İlk olarak Fox News muhabirinin Twitter'dan paylaştığı mektup, daha sonra Beyaz Saray tarafından da teyit edildi. New York Times gazetesi, Trump'ın dün Suriye hakkında Kongre liderleriyle yaptığı toplantıda Türkiye'nin askeri operasyonuna yeşil ışık yakmadığını ispatlamak için Erdoğan'a "ağır" bir mektup yazdığını söylediğini bildirdi. Trump daha sonra, Temsilciler Meclisi'nde azınlık lideri Cumhuriyetçi Kevin McCarthy'den mektubun kopyasını masadakilere dağıtmasını istedi.
EXCLUSIVE: I have obtained a copy of @realDonaldTrump’s letter to #Erdogan. @POTUS warns him to not “be a tough guy! Don’t be a fool!” Says he could destroy Turkey’s economy if #Syria is not resolved in a humane way. Details tonight at 8pm #TrishRegan#FoxBusiness
@trish_regan tarafından yapılan numaralı Twitter paylaşımının sonu
Mektupta Trump, Erdoğan'a, "Eğer bu işi doğru ve insani bir şekilde yaparsanız tarih de sizi iyi yazar. Eğer iyi şeyler olmazsa, sizi sonsuza dek hep bir şeytan olarak görürler. Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" dedi.
Trump, ayrıca yolladığı mektubun ekinde Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani'nin Türkiye ile müzakere etmek istediğini ve bazı tavizler verme niyetinde olduğunu belirttiği mektubu da eklediğini ifade etti.
Türkiye'nin bazı sorunlarını çözmek için çok çabaladığını vurgulayan Trump, mektubunda şu ifadelere yer verdi:
"Sayın Cumhurbaşkanı, gelin iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız. Size bunun bir örneğini Pastör Brunson olayında yaşatmıştım.
"Sorunlarınızın bazılarını çözmek için çok uğraştım. Dünyayı yüzüstü bırakmayın. Harika bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum sizinle müzakere etmek istiyor ve daha önce vermedikleri bazı ödünleri vermeye niyeti olduğunu söylüyor. Size güvenerek, (Mazlum Kobani'nin) bana yazdığı, elime yeni ulaşan mektubu da ekliyorum."
Telif hakkıBEYAZ SARAY
Mektubun üzerinde 9 Ekim 2019 tarihi olduğu görülüyor. Bu tarih, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda SDG'nin kontrolü altındaki alanda bir güvenli bölge oluşturmak için başlattığı Barış Pınarı Harekatı'na başladığı güne denk geliyor.
....................
ve Angaraya koşarak gelip anlaştılar..
"ABD/USA nın ANGARA da İmzaladığı BELGE PKK/PYD = ABD/USA Olduğu TESCİLLENDİ"
Türkiye ile ABD anlaştı: TSK Suriye'de harekâtı durduracak, YPG 5 gün içinde sınırdan 32 km güneye çekilecek
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin ardından basın açıklaması yaparak ABD ve Türkiye'nin Suriye'de ateşkes için anlaştığını duyurdu.
Pence, Suriye'nin kuzeydoğusundan YPG'nin 120 saat içinde çekileceğini ve ABD'nin bunu sağlayacağını belirtti.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde konuşan Pence, "YPG'nin Türkiye'nin 20 mil (32 km) sınırından güvenli çekilmesini sağlayacağız" dedi ve çekilmenin başlamış olduğunu açıkladı.
Pence, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'na bu süre boyunca ara verileceğini, Suriye'nin kuzeydoğusundan YPG'nin çekilmesinin ardından derhal sona erdireceğini söyledi.
"İki üke güvenli bölge çalışması kapsamında ortak çalışacaktır" diyen Pence, ABD'nin Türkiye'ye yaptırım uygulamayacağını ifade etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Bu bir ateşkes değildir
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin "güvenli bölgenin önemini ve işlevselliğini kabul ettiğini" belirterek "Bu alanın kontrolü Türkiye'de olacak" dedi.
Çavuşoğlu, "PKK/YPG'nin güvenli bölgeden çıkması için operasyona ara veriyoruz. Bu bir ateşkes değildir. Ateşkes meşru iki taraf arasında olur" diye devam etti.
Türkiye'nin operasyona ara vereceğini söyleyen Çavuşoğlu, "Şartlar gerçekleştikten sonra, yani YPG çekildikten sonra biz ancak harekatı durdurabiliriz" diye konuştu.
Telif hakkıGETTY IMAGES
İki ülkeden ortak yazılı açıklama
Türkiye ve ABD'li yetkililerin bugün Ankara'da yaptığı görüşmelerin ardından iki ülke ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, güvenli bölgenin öncelikle Türkiye'nin kontrolünde olacağı, YPG'nin ağır silahlarının toplanacağı ifade edildi.
İki ülkenin ittifakı teyit edilirken, Suriye'de sahadaki duruma dair şu ifadeler yer aldı:
"Güvenli bölge, evvelemirde (öncelikle) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
"Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı'na, güvenli bölgeden YPG'nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
"Her iki taraf Türkiye'nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
"Barış Pınarı Harekatı durdurulduğunda, Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır."
Çavuşoğlu ve Pence'ten Kobani konusunda farklı açıklamalar
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki ülkenin vardığı anlaşmanın ardından, Kobani konusunda farklı açıklamalar yaptı.
Harekatın başlamasından sonra, Kürtlerin Rusya ve Suriye ile anlaşması üzerine Suriye askerleri bir süre önce Kobani'ye girmişti.
Pence, anlaşma kapsamında Türkiye'nin Kobani'de askeri faaliyette bulunmama sözü verdiğini söyledi.
Çavuşoğlu ise Kobani konusunda ABD'ye herhangi bir garanti vermediklerini vurguladı.
Kobani'de artık Rusya ve Suriye hükümetine bağlı güçler olduğunu belirten Çavuşoğlu, Menbic ve Kobani'nin durumunu onlarla görüşeceğini açıkladı.
İki ülkenin imzaladığı yazılı anlaşmada da Kobani hakkında özel bir madde bulunmuyor.
Image captionSDG Genel Komutanı Mazlum Kobani
SDG: Anlaşmayı kabul ediyoruz, gerekenleri yapacağız
Reuters haber ajansı, Kürtçe yayın yapan Ronahi TV'ye dayandırdığı bir haberde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani'nin "Türkiye ile anlaşmayı kabul ediyoruz ve başarıya ulaşması için gerekenleri yapacağız" sözlerine yer verdi.
Reuters, Suriye hükümetine yakın çizgideki Al Mayadeen televizyonuna dayandırdığı bir haberde ise Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın siyaset ve medya danışmanı Buseyna Şaban'ın, Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmayı "muğlak" bulduğunu bildirdi.
ABD Başkan Yardımcısı Pence'in açıklamasının ardından konuşan Şaban, Şam'ın, Suriye'de bir başka Irak Kürdistanı'nı "kabul edemeyeceğini" ifade etti.
Şaban'ın, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri ile şimdiye dek "önemli adımlar" atıldığını, ancak sorunlarının tümünün hemen çözülemeyeceğini söylediği belirtildi.
Uyarı: Üçüncü tarafların sağladığı içerikte reklam bulunabilir.
BBC News Türkçe tarafından yapılan numaralı Youtube paylaşımının sonu
Trump: "Haşince" sevgi göstermek gerekti
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye ile vardıkları anlaşmaya dair Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Bu noktaya gelebilmek için, onların iyiliği adına biraz 'haşince' sevgi göstermek gerekti" dedi.
Trump, paylaştığı bir dizi mesajda şunları söyledi: "Bu anlaşma üç gün önce ASLA yapılamazdı. Bu noktaya gelebilmek için, onların iyiliği adına biraz 'haşince' sevgi göstermemiz gerekti. Bu uygarlık için müthiş bir gün. Gerekli, biraz da sıra dışı bir yolda ilerlerken beni desteklediği için için ABD'den gurur duyuyorum. İnsanlar bu 'anlaşmayı' yapmak için yıllardır uğraşıyordu. Milyonlarca hayat kurtulacak. Herkese tebrikler."
Türkiye'nin Fırat'ın batı yakasındaki Menbic'den Fırat'ın doğusunda Dicle Nehri kıyısındaki Derik'e kadar bütün Kuzey Suriye'yi 32 derinliğinde bir "güvenli bölgeye" dönüştürmek için başlattığı harekât Tel Ebyad (Grê Sipî) ve Ras'ul Ayn (Serekaniye) bölgelerinde devam ederken Rusya'nın arabuluculuğunda birkaç gündür süren görüşmeler 13 Ekim'de ilk sonuçlarını verdi.
Sağlanan anlaşma Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin resmi açıklamasına şöyle yansıdı: "Suriye hükümeti, Suriye sınırları ve toprak bütünlüğünün korunması görevini yerine getirecektir. Suriye ordusunun, Türk devleti tarafından işgal edilen alanların özgürleştirilmesi ve saldırılara karşı SDG'ye destek sunabilmesi için Suriye-Türkiye sınır hattının tamamına yayılmasına izin verilmiştir. Bu anlaşma, Afrin başta olmak üzere Türk devleti ve bağlı çete grupları tarafından işgal edilen tüm Suriye topraklarının özgürleştirilmesine imkân verecektir."
Anlaşmanın ardından geç saatlerde hükümet güçlerinin Menbic'in bazı bölgelerine girdiği ancak çekilme sürecindeki Amerikan güçleri tarafından engellendiği, bugün de Tabka kenti, Tabka Havaalanı, Til Temir ve Tel Ebyad'ın güneyinde M-4 otoyolunun hemen altındaki Ayn İsa'ya intikal ettiğine dair haberler geldi.
Suriye ordusunun Kamışlı'daki halihazırda var olan sınırlı askeri varlığını da takviye ettiği söyleniyor.
Netleşen şey: Sınırların Suriye ordusu ile birlikte kontrolü
Anlaşmanın içeriğine dair belirsizlikler sürerken farklı medya organlarında, SDG'nin Suriye ordusuna 5. Kolordu olarak katılacağı, yeni anayasada özerkliğin tanınacağı, ordunun sadece sınırlar değil kent merkezlerine de gireceği, Deyr el Zor'daki petrol tesislerinin Şam yönetimine teslim edileceği ve hava sahasının Türk uçaklarına kapatılacağı öne sürüldü.
Ancak anlaşmanın içeriğine dair Kürt kaynaklarının verdiği bilgiler, sınırların Suriye ordusuyla birlikte kontrol edilmesi dışında kesin bir çerçeve çizmiyor.
BBC'ye konuşan Kürt kaynaklara göre vaziyet şöyle:
Siviller ve kentlerin durumunu dikkate alan bir yaklaşımla, ağır bir operasyonu durdurmaya dönük hızlı bir uzlaşma süreci işletildi. Görüşmeler Rusya'nın arabuluculuğunda sürerken İran ve ABD de süreçle ilgili bilgilendirildi. Bir nevi çok boyutlu bir müzakere mekanizması yürütüldü.
SDG'nin tanınması ya da orduya entegre edilmesi, nasıl bir özerklik statüsünün verileceği, inşa edilen yasama ve yürütme organlarının durumu gibi konular sonraki müzakerelere bırakıldı. Ki müzakereler devam ediyor. Eğer bu alanlarda kısmi özerklik ya da federatif çözüm konusunda uzlaşma sağlanırsa SDG'nin denildiği gibi 5. Kolordu adıyla orduya eklemlenmesi öngörü dahilinde.
Acil olarak üzerinde mutabakata varılan şey, sınırların Suriye ordusu ve SDG tarafından birlikte kontrol edilmesi. Şimdilik şehir merkezlerinde mevcut durum korunuyor.
Hava sahasının kapatılması konusunda Rusya tereddütlü
Hava sahasının kapatılması da acil ihtiyaç olarak gündeme geldi. Suriye ordusunun intikalinden sonra Türk ordusunun ilerleyişi durmazsa, bunun kaçınılmaz olacağı konuşuldu. Ruslar da bunu istiyor ama Türkiye ile çatışma riskinin artacak olması nedeniyle peşinen taahhüt vermekten kaçınıyor.
Kritik meselelerden bir diğeri Türk ordusu ve müttefik milis güçlerinin girdiği Tel Ebyad ile yaklaşık yarısını kontrol ettiği Ras'ul Ayn'a yönelik operasyon olup olmayacağı. Şimdilik bu iki yere Suriye ordusunun girmemesi öngörülüyor. Gelişmelere bağlı olarak durum değişebilir. Rusya, Türkiye ile Suriye ordusunun doğrudan karşı karşıya geleceği durumları ötelemeye çalışıyor.
Telif hakkıSANAImage captionPazar günü Suriye ordusuna mensup askerler Kürt bölgesindeki Tel Tamer'e girdiler
Anlaşma tüm sınırları kapsasa da BBC'ye konuşan kaynaklar, Kobani'ye ilerleyişin şimdilik Rusya tarafından geciktirildiğini söyledi. Suriye ordusunun Kobani'ye intikalinin geciktirilmesi konusunda Kürt tarafında "Rusya, acaba Türkiye'ye bu alanla ilgili söz mü verdi" sorusu gündemde.
Menbiç'te karşılıklı bekleyiş
Menbic'de de hem Suriye ordusu hem Türk ordusunun bekleyişi sürüyor. Suriye ordusu Secur nehri hattına intikal ederken bölgede bulunan Türkiye destekli grupların da ani hamle yapma ihtimali dışlanmıyor.
Deyr el Zor ve petrol tesislerinin devriyle ilgili de henüz bir mutabakat yok. Bu konuda da müzakereler devam edecek.
Afrin ve İdlib nasıl etkilenir?
Kuzey sınırlarının güvenceye alınması sonrasında siyasi alandaki müzakerelerin gidişatına bağlı olarak Suriye ordusu ile SDG'nin birlikte Afrin ve İdlib'e yönelik operasyonlar planlaması öngörülüyor. Kürt kaynaklar, Suriye yönetiminin daha önce bunu teklif ettiğini ama özerklikle ilgili tarafların pozisyonları esnemediği için gündemden düştüğünü söylüyor.
Telif hakkıAFPImage captionTürk ordusu ile birlikte hareket eden Suriyeli milisler
Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nı önlemek için Rusya'nın arabuluculuğu ile yapılan müzakerelerde Suriye yönetimi, Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) feshi dahil tam ağır koşullar ileri sürünce Kürtler kabul etmemişti. Daha sonra Kürtler, Suriye ordusunu davet ettiklerinde Rusya, "Artık çok geç" diyerek Türkiye'ye yol vermişti.
Suriye yönetimi ile Kürtler arasında karşılıklı ciddi güven sorunu var. Kürtlerin yüzleştiği zor durum karşısında eli güçlenen Suriye yönetimi, sahaya intikal etme fırsatını bulurken kritik konularda açık ve net taahhütlerde bulunmak istemiyor. Anlaşmadaki boşluklar ve belirsizlikler de bundan kaynaklanıyor. Rusya da Türkiye farklı alanlarda yürüttüğü ortaklıklar nedeniyle Suriye yönetiminin Kürtlerle ilgili tek taraflı tasarruflarda bulunmasından yana değil.
/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
1. Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anlar.
2. Türkiye ve ABD, kuzeydoğu Suriye başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar temelinde daha yakın eşgüdüm gerektirdiğini kabul eder.
3. Türkiye ve ABD “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder.
4. Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.
5. Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.
6. Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.
7. Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.
8. Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece olan bağlılıklarını yineler.
9. Her iki taraf Türkiye’nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
10. Güvenli bölge, evvelemirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
11. Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı’na, güvenli bölgeden YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
12. Barış Pınarı Harekatı’na ara verildiğinde ABD, Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı Harekatı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsigeçen Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır.
13. Her iki taraf bu açıklamada kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde bulunmaktadır.
JOINT TURKISH-US STATEMENT ON NORTHEAST SYRIA
1. The US and Turkey reaffirm their relationship as fellow members of NATO. The US understands Turkey’s legitimate security concerns on Turkey’s southern border.
2. Turkey and the US agree that the conditions on the ground, northeast Syria in particular, necessitate closer coordination on the basis of common interests.
3. Turkey and the US remain committed to protecting NATO territories and NATO populations against all threats with the solid understanding of “one for all and all for one”.
4. The two countries reiterate their pledge to uphold human life, human rights, and the protection of religious and ethnic communities.
5. Turkey and the US are committed to D-ISIS/DAESH activities in northeast Syria. This will include coordination on detention facilities and internally displaced persons from formerly ISIS/DAESH-controlled areas, as appropriate.
6. Turkey and the US agree that counter-terrorism operations must target only terrorists and their hideouts, shelters, emplacements, weapons, vehicles and equipment.
7. The Turkish side expressed its commitment to ensure safety and well-being of residents of all population centers in the safe zone controlled by the Turkish Forces (safe zone) and reiterated that maximum care will be exercised in order not to cause harm to civilians and civilian infrastructure.
8. Both countries reiterate their commitment to the political unity and territorial integrity of Syria and UN-led political process, which aims at ending the Syrian conflict in accordance with UNSCR 2254.
9. The two sides agreed on the continued importance and functionality of a safe zone in order to address the national security concerns of Turkey, to include the re-collection of YPG heavy weapons and the disablement of their fortifications and all other fighting positions.
10. The safe zone will be primarily enforced by the Turkish Armed Forces and the two sides will increase their cooperation in all dimensions of its implementation.
11. The Turkish side will pause Operation Peace Spring in order to allow the withdrawal of YPG from the safe zone within 120 hours. Operation Peace Spring will be halted upon completion of this withdrawal.
12. Once Operation Peace Spring is paused, the US agrees not to pursue further imposition of sanctions under the Executive Order of October 14, 2019, Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria, and will work and consult with Congress, as appropriate, to underline the progress being undertaken to achieve peace and security in Syria, in accordance with UNSCR 2254. Once Operation Peace Spring is halted as per paragraph 11 the current sanctions under the aforementioned Executive Order shall be lifted.
13. Both parties are committed to work together to implement all the goals outlined in this Statement.