12 Mart, 2013

50. Yıl Parkından Angara




















Posted by Picasa

Angara Hüseyin Gazi dağında Hüseyinovalı, Çavdar..




Hüseyinovalı, Çavdar.. 
Angara'da ki Seyit Hüseyin Gazi makamında 



























Sağ olsun;
Hüseyinabat'ın evladı Ömer Kıran, bize hem kaptanlık
Hem mihmandarlık ederek
Hüseyin Gazi, ziyefeti çekti..
İyilerin duası üzerine olsun..
Yani Hüzeyinoavalılar Angara'nın da manevi bekçisi olan Seyit Hüzeyin Gazi ve yol arkadaşlarını SELAMlamak üzere  dağa çıktılar...
Burada "angara manzarası müthiş. Tüm Angara, cubuk ovası ayağınız altında..
Elmadağ, eliniz atsanız tutacaksınız..

..

Ancak ;
Çevre; sarhoşlara
Türbe; putlara mesken olmuş..Resim heykel ile dolmuş..
"Karışma, hikmetine..."

Fakat, sadece Mamak Belediye Başkanı iken Gazi Şahin'in yaptırdığı bina da ki Cemevi yanında bulunan küçük "Mescit ", mescit olma durumunu koruyabildiğini söylemek de vicdan borcumuz.
Onun dışında sanki bölgede İslami hassasiyet yok gibi bişey..
Ateizmin ve Şamanizmin mekanı olmuş..
Gaza eri SEYİT Hüseyin Gazi, kan-can pahasına mücadele ettiği mefkure hiçe sayılmış.
Anadoluyu Anadolu yapan ruhun mimari esarete düşmüş..

..........................
 Hüseyinova: Çorum-Alaca'nın bulunduğu  ovanın  tabii adı ...

ilçe merkezi ise  HÜSEYİNABAD:
Ankara vilayeti Çorum sancağına bağlı nahiye/bucak olan Hüseyinağbad, 1919 da kaza/ilçe yapılmıştır.
1932 de ise
Diyarıbekir, Elaziz, Ahimesut gibi
isim deüğişkliği zulmüne maruz kalmış,
bağrında misafir ettiği ve de ismini aldığı Seyit HüseyinGazi ile bağı koparılmak istenerek 1932 de "Alaca" yapılmıştır.
...............
belge mi işte buyurun, belgeler:


....................................::




Dedelerime ait tapu ve mahkeme kaydında HÜSEYİNABAD.........

CODAROĞLLARINDAN Büyükdedem   Hüseyin oğlu Gır Osman Lakaplı  Osman dede  2 Şaban 1234 tarihini taşıyan bu günümüzden tam 190 yıl öncesinin belgesi, okunabildiği kadarı ile mahkemede gerçekleşktirilen bir satış sözleşmesidir.
Codaroğlu ve büyük dedem Arif kağın babası,Osman ve onun babası Hüseyin'in isimlerini bir resmi belgede vermesi ve Kaza merkezinin  HÜSEYİNABAD olarak   orataya konması  açısından önemli.
Peki Ne deniyor bu belgede?

" Merkez liva olan medine-i Çorum'da mülhak(Çorum şehrine bağlı) Hüseyinağbat (Bu günkü Alaca'nın o zamanki resmi adı) nahyesine tabi Hırka-ı Sagir, kariyesi(Küçük Hırka köyü) ahalisinden CODAR(cudar) oğlu OSMAN AĞA ibni HÜSEYİNşahsi masrafı medine-i mebrure mahkemesinde ((Çorum şehri mrkezindeki mahkeme denmek istiyor)mahkut (akt olunan) meclisi-i şerii şerifi-i envarda (Nurlanmış-yüce  şeriye mahkemesi meclisinin- veya yüce şeriye mahkemesi hakimlerinin)
....... oğlu ARİF(Arif Kağ) hazır olduğu halde ikrarı tam ve takrisi kelam edip (açıkça beyan ederek) bana nisbet olunan mecbu (toplam) 9200 guruş kıymetindeki
"
ve başka bir belge..
...
DEDEGARGIN ve HÜSEYİNABAD
"Trablusgarp’ta sürgünde olan Garip Dede, affedilmesi için 11 Ocak 1906 tarihinde padişaha bir mektup yazar. Garip Dede mektubunun başlangıcında yeryüzünün halifesi ve cihanın sığındığı kişi olan padişaha bitmez tükenmez ömür ve afiyet ihsan etmesi temennisini dile getirir. Peygamberlerin efendisinin hürmetine duasının kabul edilmesini de ifade eder
Padişahın kulu olduğunu beyan eden Garip Dede, Ankara vilayetinin Çorum sancağına tabi Hüseyinabad nahiyesinin Camili Kebir köyü ahalisinden ve Dedekargın aşiretine mensup olduğunu vurgular"
https://dikmenbelgeligi.blogspot.com/.../kapc-hasan-29...



Resmen  “Alaca” denmesine rağmen, halk arasında Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi'nin yurt edindiği Yöre anlamında Hüseyinova – Hüseyinabad-  denen bölge, adını Hüseyin Gazi'den alır ...



Hamitoğulları'nın yerleştiği Acıpayam Ovasına "dendiği gibi, Alaca ve civarına Hüseyinova denilir Hamitovası. Bu ismi alma sebepleri, Acıpayam'la çok benzer.

Selçuklu yönetimi tarafından Hüseyin Gazi adına yapılan Makamı ve medrese hala ayaktadır.























/////////////////////////////////////////

Ve Abdulkerim Erdoğan, simalar cönkünde yüzünü kapattı..


Angara'da  Abdulkerim Erdoğan diye bir adem vardır..
"


·                             "    EVLİYA ÇELEBİ'NİN ANKARA'DA İLK ZİYARETGÂHI:
SEYYİD HÜSEYİN GAZİ (K.S) TÜRBESİ...
ANKARA, 1979-1980  " şeklinde  üç resim yayınlayarak




"Abdülkerim Erdoğan İlkokul öğrencisi iken tepenin yamacında üç parça halinde bulunan ve Fatih Sultan Mehmed Han'a ait kitabe parçalarını türbenin yakınına çıkarmıştık..."dedi
Bizde .. Bu durumu  Erdoğan'ın simalar çönkünde  "beğenerek" Diye yazdı.
Bizde beğenerek
Dedik ki…
Burada bulunan türbede Hüseyin Gazi’nin çarpışırken kaybettiği kolu yada bacağı yani bir uzvu var..
Hüseyin Gazi’nin esas  bedeni Alaca’da  bulunan Hüseyin Gazi Türbesindedir.
 O nedenle:
Angara’daki makamı..
Alaca’daki Türbesidir..

Oda bize
https://mail.google.com/mail/u/1/#inbox/14184c40f89d931d” adresinden bildirildiği gibi Şu cevapları  yorum olarak yazdı..



 Facebook 

yanıt:
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

kime:
 Necati Çavdar

tarih:
 4 Ekim 2013 21:39
konu:
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
gönderen:
 facebookmail.com
imzalayan:
 facebookmail.com


Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Osmanlı vakıf belgelerine göre Hüseyin Gazi Türbesi Ankara'dadır."
Necati Çavdar:
Hüseyin Gazi’nin esas  bedeni Alaca’da  bulunan Hüseyin Gazi Türbesindedir.
O nedenle bölgeye Hüseynova, şehrede Hüseyinağbad deninir.
Alaca, sonradan verilen isimdir(ittihatçılar döneminde)

///////////////////////////////////////////////


...
kimden:
 Facebook 
yanıt:
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

kime:
 Necati Çavdar

tarih:
 4 Ekim 2013 21:40
konu:
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
gönderen:
 facebookmail.com
imzalayan:
 facebookmail.com
:
 Önemli olarak işaretlediğiniz için önemli.



Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Alaca Hüseyin Gazi Medresesi bulunmaktadır..."

Necati Çavdar:
Sadece Medrese değil..
Selçuklu tarafından yapılan  Anadolu’daki önemli medreselerden (ünüversetelerden ) biride Alaca’da   Hüseyin Gazi Türbesi yanındadır. Alaca ‘da Hüseyin Gazi’ye  ait hem türbe hem de ismiyle  anılan medrese vardır..
///////////////////////////////////
kimden:
 Facebook 
yanıt:
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

kime:
 Necati Çavdar

tarih:
 4 Ekim 2013 21:44
konu:
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Gönderen:
 facebookmail.com
imzalayan:
 facebookmail.com



Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden: “Hüseyin Gazi Köyü menzili; Çubukovası kazasında yüksek bir tepenin tâ en yüksek yerinde, Hüseyin Gazi ziyareti; Malatyalı Seydî Battal Cafer Gazi'nin aziz babasıdır..." Cilt: 2"

//////////////////////////
Facebook 
22:10 (23 saat önce)

kimden:
 Facebook 
yanıt:
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

kime:
 Necati Çavdar

tarih:
 4 Ekim 2013 22:10
konu:
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Gönderen:
 facebookmail.com
imzalayan:
 facebookmail.com



Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden: Yüzden fazla yalınayak başı kabak ârif-i billah, fakirlikle iftihar eder fukaraları, agâh (bilen, bilgili, haberli, uyanık) dervişleri var ki her biri Farsça ve Arapça bilir, tabiat sahibi (güzel huylu), maarif ehli (eğitim görmüş), gönlü yaralı insanlardır. Azizin nur dolu kabrine girip bir Yâsin-i şerîf okuyup aşinalık (tanışıklık) kazandık. Nur dolu mezarının dört tarafı türlü türlü yaldızlı ve parlak şamdanlar, çerağdanlar ve Kur'an-ı Kerîmler ile süslenmiştir. Yaz meydanları ve kış meydanları vardır. Bütün Çubukovası, Yabanovası ve Murtatovaları ayak altında apaçık görülür. Ve bu türbenin evkâfı gayet çoktur. Senede bir kere büyük mevlûdü olup kırk elli bin âdem toplanır."
////////////////////////////

kimden:
 Facebook 
yanıt:
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

kime:
 Necati Çavdar

tarih:
 4 Ekim 2013 21:52
konu:
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Gönderen:
 facebookmail.com
imzalayan:
 facebookmail.com


Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Seyyid Hüseyin Gazi Zaviyesi (Sultan Hüseyin Gazi) Vakfı hakkında 1530 yılı Ankara Tahrir Defteri Murtazaabad kazası vakıfları arasında “Vakf-ı Türbe-i Sultân Hüseyin Gâzî peder-i Sultân Battâl Gâzî kabri: Mehmed Bey ve Bahşî Bey veledânı Mihâl Bey oğlu Ali Bey, karye-i Cemşîd ve Bîtik, hane 62, mücerred 14, imâm 1, hassıl: maâ bâc-ı bâzâr, hasıl 11639 [akçe]” kaydı bulunmaktadır."


“Osmanlı tahrir defterlerinden iyi mi biliyorsunuz.. “  diyen Erdoğan’a şu yönde  cevap verdik..
Gerek tahrir defterleri gerekse
Evliya Çelebi’nin kaydı. Doğrudur.
Zira bunlar Angara da olanı belirtiyorlar. Halin böyle olması Hüseyinova- Hüseyinabad – Alaca- da olan Türbe ve medreseyi yok saymaz. Onlar  Alaca da yok demiyor.
Üstelik Hüseyin Gazi Türbesinin Alaca da olması Angara’da kinin önemini de azaltmaz. Oda önemli öbürsü de…

Angara Tahrir defterinde yazanlar  gerçek olduğu gibi  Hüseyinova’da- Hüseyinabad – Alaca- da olanda bir hakikat..
Bir başka hakikat ise ..
Hüseyin Gazi Vakfı ya da medresesine  bizim orda TEKKE derler
Tekke’nin çok arazisi var..
KAMALİST dikta döneminde   Tekke’nin arazisi satılmak istenir..
İhaleye çıkılır  (Üç bin liraya) ..Ancak TEKKE’nin malı ( vakıf mal) yenmez diye hiçbir yerli Sünni ve Alevi Türkmen bu işe yanaşmaz.
Kafkas muhaciri Nuri Kafkas alır. Tekkenin mali – mülkü şuanda da bu aile üzerindedir.
Yani Hüseyin Gazi Türbe- Tekke – Mderesesi’nin malları ki geniş bir arazidir, satılr
Buda başka bir gerçek. Böyle biline..
Şeklinde cavap verdik vermesine de
///////////////////////////////////////////////

 

///////////////////////////////////////////////

Facebook <update+mh75jiw_@facebookmail.com>

22:10 (22 saat önce)

 

 

 Facebook <update+mh75jiw_@facebookmail.com>

 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın <e+0im83gv000000bekwf7005jsyg0gnq60000000000000000000000002gg1j@reply.facebook.com>

 Necati Çavdar <cavdar19@gmail.com>

 4 Ekim 2013 22:10

 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.

 facebookmail.com

 facebookmail.com

 

 

Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.

Abdülkerim: "Sizce doğrudur..."

 

 

 

 

Diyen “Abdulkerim efendi, simalar cönkünde (facebook) yüzünü bize kapatmış.

Bizde mesaj kutusuna:

 

 

Yüzünüzü ve de gözünüzü kapatsanız, hakikat açısından bi şey değişmez.

Ateist Nazımı göklere çıkaran arkadaşın gibi huyunuz aynı demek ki

Tercih, sizin..

Allah, doğrulara erdirsin

5 Ekim 2013

21.28

“ Notunu bıraktık..

Kayıtlara girmesi ve tarihin şahitliği için yayınlıyoruz…

 

·         ////////////////////////////////////////
Konuşma başlangıcı: 24 Nisan

·         Abdülkerim Erdoğan

24/04/2013 01:01

Abdülkerim Erdoğan

Üstadım yorumu kaldırırsanız memnun olurum... muhabbetlerimle...

·         Necati Çavdar

24/04/2013 01:01

Necati Çavdar

hay hay

·         Necati Çavdar

24/04/2013 01:35

Necati Çavdar

Ancak

Diktatörler ölür/öldü.. Allah, bakidir

·         24 Nisan

·         Abdülkerim Erdoğan

24/04/2013 09:31

Abdülkerim Erdoğan

Amenna...

·         Cuma

·         Abdülkerim Erdoğan

04/10/2013 22:38

Abdülkerim Erdoğan

s.a Necati Bey, kusura bakmayın bu ikinci oldu. Yorumlarınızda "KAMAL" kelimesini tasvip etmiyorum. Siyasi yorumlarınızı paylaşımlarımda yapmazsanız memnun olurum. Bu fakiri nasıl suçlarsanız suçlayın.... Arkdaşlıktanda çıkarabilirsiniz...

·         Cumartesi

·         Necati Çavdar

05/10/2013 21:27

Necati Çavdar

Yüzünüzü ve de gözünüzü kapatsanız, hakikat açısından bi şey değişmez. Ateist Nazımı göklere çıkaran arkadaşın gibi huyunuz aynı demek ki Tercih, sizin.. Allah, doğrulara erdirsin

·         Abdülkerim Erdoğan

00:14

Abdülkerim Erdoğan

Saygısızlığınız ve iftiralarınız huzuru mahşerde sizinle beraber olacaktır. Bu hesabı düşünün. Başkalarının ayıbı görmek size yeter....

·         Necati Çavdar

00:55

Necati Çavdar

Kafire kuzu, Müslümana arslan kesilenlere asla saygı göstermeyiz. Allah, kimden hesap soracağını iyi bilir...

KAMALİST diktanın zulümlerine eyvallah mı diyeceğiz. Hangi kemik yalamak onu af ettirir..

işinize bakın

lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll

Facebook 
22:10 (22 saat önce)


 Facebook 
 Yorum Yapmak İçin Yanıtlayın

 Necati Çavdar

 4 Ekim 2013 22:10
 Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
 facebookmail.com
 facebookmail.com


Abdülkerim Erdoğan da kendi gönderisine yorum yaptı.
Abdülkerim: "Sizce doğrudur..."

Diyen “Abdulkerim efendi, simalar cönkünde (facebook) yüzünü bize kapatmış.
Bizde mesaj kutusuna:


"Yüzünüzü ve de gözünüzü kapatsanız, hakikat açısından bi şey değişmez.
Ateist Nazımı göklere çıkaran arkadaşın gibi huyunuz aynı demek ki
Tercih, sizin..
Allah, doğrulara erdirsin
5 Ekim 2013
21.28
"
notunu bıraktık..
Mesaj kutusundan cevap vermiş:

.................

·                                 Abdülkerim Erdoğan
00:14
Saygısızlığınız ve iftiralarınız huzuru mahşerde sizinle beraber olacaktır. Bu hesabı düşünün. Başkalarının ayıbı görmek size yeter....
·                                 Necati Çavdar
00:55
Kafire kuzu, Müslümana arslan kesilenlere asla saygı göstermeyiz. Allah, kimden hesap soracağını iyi bilir...
KAMALİST diktanın zulümlerine eyvallah mı diyeceğiz. Hangi kemik yalamak onu af ettirir..

işinize bakın"
“ Notunu bıraktık.

Anasının verdiği "Mustafa" ve hocasının taktığı "Kemal" iismlerini atarak resmen  "KAMAL"laşmasını  hazmedemeyip bizim " iftira attığımızı" ve de adının hala "Mustafa Kemal " olduğunu  sanan  sözde tarihçi, hemde araştırmacı kişi zulümlere  ses çıkarmamız mı gerek?
Hala korkunuz neden?

Kayıtlara girmesi ve tarihin şahitliği için yayınlıyoruz…
"1 Mart 1935 Cumhuriyet 
Millet Meclisinin açılışı fevkalade heyecanlı oldu 
(1935) Ulu Önder Kamal Atatürk gene Reisicumhurluğa seçildi, Kabine istifa etti ve yeni hükumeti de kıymetli Başbakanımız İsmet İnönü kurdu"http://www.gecmisgazete.com/?Millet_Meclisinin_acilisi_fevkalade_heyecanli_oldu&icerik=8067#.Uk7C7HKLnjY.facebook

  1. KAMAL'ın İsim Babası AGOP MARTANYAN | ÇAVDAR'IN OBASI:ll

    codaroglu.blogspot.com/.../kamaln-isim-babas-agop-martanyan....

    16 Kas 2012 - KAMAL'ın İsim Babası AGOP MARTANYAN. Bir değerli Ermeni .... NECATİ ÇAVDAR'ın Penceresinden DİL'den DİL'e İL'den İL'e ANADOLU.



Ç A V D A R' ın O B A S I

necaticavdar.blogcu.com/

25 Eyl 2013 - Necati Çavdar'ın çönküne ... yani Çavdar'ın yerine hoş geldiniz.... ...KAMAL'ın İsim Babası AGOP MARTANYAN · KURUMların DANSı.

Ve Mehmet Özülker beyin  duvarına aldığı  Hadis "de;
PEYGAMBERİMİZ (s.a.v.) BUYURUYOR Kİ;

" Allah'u Teâlâ'nın ve meleklerin ve bütün insanların lâneti doğruyu bilip de, gücü yettiği halde, bildirmeyenlere olsun..! Allah'u Teâlâ, böyle alimlerin ne farzlarını, ne de başka ibadetlerini kabul etmez."

/////////////////////////////////////
Daha ne diyelim...?
Ve  bay Abdulkadir Erdoğan, malını mülkünü satmış ama  iyiki KAMALİST dikta yıkmamış, yıkamamış
Şu tarihi hakikatler bişey söylüyor...
Hüseyinabad'da  (Çorum - Alaca'da)  bulunan Seyid Hüseyin Gazi Türbe ve Medresesi...













////////////////////



Hüseyin Gazi Dağı'nda
Sağ olsun; Hüseyinabat'ın evladı Ömer Kıran, bize hem kaptanlık Hem mihmandarlık ederek Hüseyin Gazi, ziyefeti çekti.. İyilerin duası üserine olsun.. .. Ancak ; Çevre; sarhoşlara Türbe; putlara mesken olmuş..Resim heykel ile dolmuş.. "Karışma hikmetine..." Fakat, sadece Mamak Belediye Başkanı iken Gazi Şahin'in yaptırdığı bina daki Cemevi yanıda bulunan küçük "Mescit ", mescit olma durumunu koruyabildiğini söylemek de vicdan borcumuz. Onun dışında sanki bölgede İslami hasasiyet yok gibi bişey.. Ateizmin ve şamanizmin mekanı olmuş.. Gaza eri SEYİT Hüseyin Gazi, kan-can pahasına mücadele ettiği mefkure hiçe sayılmış. Anadolu'yu anadolu yapan ruhun mimari esarete düşmüş..
https://www.facebook.com/media/set/?vanity=necati.cavdar&set=a.10151532092982700
/////////////https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/pfbid02nEmNzyXd24SzWQgmS6fUxVdZsiAHjbihRfN2xGLoMbinC2CY2cJuPMoF5tLEXnZxl

Gavur vakıfları, iade edildiği halde..
Başta.. Hüseyinova diye bilinen ovanın ve de HÜSEYİNAĞBAD diye şehrin ismini aldığı Battal Gazi’nin babası Seyit Hüseyin Gazi olmak üzere
Angara da
Kızılbey
Tacettin Sutan
Ahimesud
Karacabey
olmak üzere
KEMALİST diktanın
Sattığı,
Talan ettiği yada peşkeş çektiği İslam vakıfları asli sahiplerine iade edilmedi.
Hüzeyin Gazi vakfına ait içindeki Türbe ve Anadoluda ilk kurulan medreselerden olan küllüye arazisi satılarak özel mülk haline getirildi.
Araziyi alan aileden Nuri Kafkas zanmanında en zaından saygı gösteriliyor ve halkın ziyaretine açık idi.
HÜSEYİNAĞBAD /ALACA daki HÜSEYİN GAZİ














ANGARA/ ANKARA daki HÜSEYİNGAZİ MAKAMI





//////////////////////////////////////////////////////////////////




ve ziyaretimiz



































///////////

https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/pfbid0RSyfVJm2V8E2i8twYv6ETisd5wny8yFeq4wHaN8Gg1dMnNZ5BvQtLdx8Srfmmi1Jl
MİLLETİMİZE
ALEM-İ İSLAM'a
Cümle MAZLUMLARA
Ve İNSANLIĞA HAYIRLI OLSUN
ALLAH' a sonsuz ŞÜKÜRLER olsun
KAMALİST Dikta marifetiyle uygulanan bir İNGİLİZ kilidi daha kırıldı..
Başta
Doduğum yer Hüseyinova daki SEYİT HÜSEYİN GAZİ VAKFI
Ve ikametim olan
AHİMESUD da AHİMESUD VAKFI
Angara da
KARACA BEY
KIZIL BEY
YEĞEN BEY vakıfları olmak üzere
TALAN edilen diğer İSLAM VAKIFLARINA
Bu karar tüm soyulan,mtalan edilen İSLAM VAKIFLARI için de emsaldir..
İdare, ayrı kararalar beklemeden tabiii HUKUK yani ADALETİ behamahal UYGULAMALIDIR..
Bu KARAR ve ADIM,
TARİHİDİR
TARİHİDİR, milletimizin
Mazlum milletlerin kendinden bildikleri eliyle boğazına atılan ilmeklerden birinden daha KURTULUŞTUR
MÜBAREK OLSUN
vesile olanlardan ALLAH, ebediyen RAZı olsun
Yedi ceddi CEHENNEMden kabir azabından ebedi
Sen! ..
Suskunken; sızlamaz mı, kemikleri Fatih'in
Sen! ..
Mahzunken; bükülmez mi boynu Eyub'un
Sen! ..
Kilitliyken; kırılmaz mı gönlü milletin
Razı olur mu? ..
Fethi emreden Resul'un..
Ey müminler! ..
Açın ellerinizi semayı inletin
Bu gün geldim..
Yine kilitlisin, mahzun, hüzünlü..
Sende yüklü;
Milletimin talihi, düğümlerin çözümü
Cihan sultanlarının secdeye vardığı mabet
Senden..
Kıtalara saf saf ordular gönderirdi, ümmet
Sende gizli..
İnananların kaderi, şarkın mukadderatı
Diner;
Mazlumların ahı, senden alır kurtulanlar beratı
Ağlarım gülmezsen; başımız değmez göğe
Sustursalar da seni;
Yetmedi güçleri şahadetlerine! ...
Dilin susmuş, bülbüller ötmez olmuş ne gam?
Benden ayrısın güya;
Milletin kalbindesin her an
Cihan sultanlarına su veren çeşmeler
Kurumuş menbağı, mesken tutmuş yosmalar! ..
Ne deriz,
Sultanlar Sultanı'na dönünce feleğin çarkı
Dibinde meyhane, rengin ne;
Kalmamış Bizans’tan farkı? ...
Ey Ayasofya! ...
Sen mi hicran et, yoksa ben mi? ..
Susturdular aldılar;
Sende sembolleşen cevherimi
Kızılay'da başörtüsüne ağlayan bacı! ...
Ayasofya ile ancak diner, gözlerinin yaşı
Maddenize değil, ruhunuza zincir vurmuşlar
Ebediyen kurtardım diyenler;
Düzen, kurmuşlar
Çağ açan Hakan yok;
Alnına hilali kim assın,
Ümit şairi Akif yok;
Hicranını kim yazsın? ...
Bu ülkeye, bu millete;
Melekler intizar etmez mi,
Yüce davaların varisi devlet!
Bir kararname yetmez mi?
Ayasofya,
Elbet açılacak; açın, kurtarın! ..
Açın ki;
Milletin gönül tahtına oturun
Ey vekiller;
Kaldırın parmağınızı
Ayasofya'nın zincirleri kırılsın
Halktan aldığınız iradeyi kullanmazsanız;
Tutulsun diliniz, 'Kurusun elleri'niz
Söyleyin;
Sizi bağlayan nedir, bilelim? ...
Çözemezsiniz,
Bırakın millete çözelim
Kıralım zinciri,
Boğum boğum ezelim.
21.12.1989
Sultanahmet
Senden dağılır müjdeler; cihana dalga, dalga
Senden name bekler mahzun Üsküp, Bükü, Buhara
Bey uykuda; uyku ölüm değil iyi bilin uşaklar
Gözler sende; haber bekler beş kıtada ulaklar
Sökemezler etle tırnak gibiyiz, ne yapsalar nafile
Sana yakışmaz uzun uyku;
Silkin, kalk bu halin ne? ..
..........
Bakü’den barut sesi, Kandahar’dan top gelir
Sofya’dan inleme, Selanik’ten ah! .. Gelir
Yankılanır ezanlar, ışık olur aleme
Huzur, güven verir Türk’e Arap’a, Acem’e
........
Esir Kutlu Kudüs seni gözler
Suskun şanlı Beytullah seni özeler
Sende; bütünlenir coğrafya, sende dirilir
Sen; sembolüsün büyük davaların
Dün senleydik, ümidimiz sende yarınların
Kubben altında secde edemedim Rab’ba
Melekler, şehitler, gönül erleri Hak’ta
........
Fethiyle değişmedi hiçbir yer için çağ
Hakka zincir vurulmuş, batıla çekilmiş yağ
Bedelindir; Resul işareti, binlerce şehit
Ödenmez bedelin cihan durdukça hiç
Ne yazık seni; benden aldılar
Şahsında benim ruhumu çaldılar
Ey Ayasofya! ... Seni çok hırpaladılar
Ruhunu söndürmek isteyip yağmaladılar
.........
Kaç kez geldim kısmet olmadı örmek
Yakındır inşallah secdeye varmak
Yetti gayrı.. İlahi, günahımız ne?
Tövbe, kadirsin, aklımız ermez keremine
Açılır, bir gün sana giden yol
Yıkılır; geçilmez denen surlar, metin ol
Çok bekledin, kavuşmamız ne zaman? ..
Biz üç nesil:
Açamadık, kıramadık kapındaki zinciri
Dedem:
İmanla,”ebediyen kurtardım” diyen
Babam:
Dedemin hatıraları ile uykuda gezen
Ben:
Gözeri mahmur, karanlığı yırtan şafağı bekleyen..
........
Müjde; hep “yeni” olan, her “yeniyi” eskiten genç
Geliyor kurtaracak; güneş çağının aydınlık nesli genç
Müjde fethiyle çağ değişen ulu mabet;
Yıkılıyor putlar tek tek, Allah inancı kaldı tek..
Güneş, doğacak bak seher çıktı
Bu saba rüzgarı daha evvel yoktu
Müjdeler; aydınlık günler eliyor
Milletin üstündeki zulmet eriyor
Güneş çağının altın nesli:
Ta ezelden ebede çağ açacak;
Fetih nesli geliyor
.....
Dengeler değişir, paktlar yıkılır
Yakındır; öldü denen aslan dirilir
Yakındır; elbet bu hesaplar görülür
Bulanık su; akar, akar durulur
Evren; her gün yeni kurulur
Şahsında çağlara hakikat mührü vurulur
Ey Ayasofya! .. Odağısın, her oluşun
Mihverisin; her devleşişin
İçindesin; her dirilişin
Hakkın değil; keder, gül artık
Sen gül ki alem gülsün
Çünkü sen cihan bülbülüsün
Henüz gelmemişti son din
Hak adına yapılan sendin
Ne zaman gelmesi yakın oldu yüce din
Din adına çelişkiler odağı idin
Gelince o kutlu son din
Kurtuluşun için verdi
Emri, Sultanı din
Ermek için kutlu payeye
Can verdi nice serdarı din
Çok şehitler verildi, sönmedi umut..
Çünkü henüz düşmemişti put
Muhasaralarla beraber yıkandın, olgunlaştın
Resurullah işareti ile şereflenip, nurlandın
İslam’a Hilal olmuşsun, Türk’e yuva
Türk’ün vücudusun, İslam’ın ruhu
Beyoğlu’nun uğultusu mu bastıracak?
Süleymaniye’yi, Sultanahmed’i,Eyyubu
Saki alınmış; zıpırlar kerhanesi olsun diye
Görselerdi sokaklarındaki hali
Beyinleri fırlardı külhanbeylerinin bile
Ne yazık ki; seni benden aldılar
Müze diye; seni benden çaldılar
Benim imanımla kazandılar
Sende sembolleşen cevherimi adılar..
Necati Çavdar
Ayasofya Camii, zulme uğrayınca yurdun çeşitli yerlerinde ki tüm "Ayasofya"ların kapısına kilit vurulur.
Bunlardan biride Amasra kalesini dolaşırken denk geldiğimiz Fatih Sultan Mehmed'in Amasra'yı fethi şerefine Cami olan Amasra " Ayasofya" camii ya da mescidi..
"Kalenin bulunduğu yarımadaya tırmanıyoruz.
Karşımızda Fetih camii..
Biraz ilerisinde bir pansiyonun taş duvarlarında birkaç eski postal..
Bunlar atılmayıp saksı olarak değerlendirilmiş. İnsana gülümseyen çiçekler boy vermiş.
KİM ADINA, NİÇİN KAPALI?
Kilise Mescidi denilen yere yeldiğimizde bin yıllık Anadolu yürüyüşü ile hesaplaşmanın resmi ile karşılaşıyoruz.
Mescit kapatılmış.
30’lu yıllarda kapatılan bu mescit, acaba neyin kurbanı idi?
İşgalcilerin yapamadığını birileri onlar adına, bal gibi yapabilmiş..
Ve kendinden bildiklerinin yaptığı bu anlamsız tasarrufa millet de gıkını çıkarmamış.
O gün bu gün, Fatih’in hatırası bu mescit, tıpkı Ayasofya gibi mahzun..
Ne için, kim adına?
Şimdilik, üzerinde sis bulutlarının örttüğü sorular, sorular.."
Fotoğraf açıklaması yok.






//////////////





//////////////////////////////////
DEĞİRMENDERE KÖYÜ

"
3-İSLAM FETİHLERİ; Anadolu'nun Müslümanlar tarafından fethi sırasında Hüseyin ova denilen mevki değişik tarihi olaylara mekan olmuş. Battal gazinin ve oğlu Hüseyin Gazinin Destanlaşan olayları bölgeye damgasını vurmuş Bizans'la  İslam orduları bu bölgede savaşmış şehityeri, şehitler mevkileri ve şehitlerin beldeki şehit Evliya denilen yatır, Battal gazinin ordusundan şehit olan erlere kucak açmıştır. Söğütözü köyündeki Hoy Hoy, Çomar Köyündeki Yılkıcı Baba (Battal Gazinin at bakıcısı) yine çomar köyündeki Battal Gazinin saklandığı Culfalık kayası denilen yerler bugün bile halk belleğinde söylence olarak yaşamaktadır.

4-SELÇUKLU VE BEYLİKLER DÖNEMİ; Türklerin Müslüman olmalarıyla birlikte Anadolunun İslamlaşmasını, Abbasi halifesi; Türklerden müteşekkil bir ordu kurarak Gerçekleştirmeye çalışmıştır.Selçuklularla birlikte Orta Asya ve horasandan gelen Türk ve Türkmen boyları Anadoluyu yurt tutmaya başlamışlardır. Orta Anadolu (Sivas,Amasya,Çorum,Yozgat)ya egemen olan Danişmendoğulları beyliği 1200 lü yıllarda beylik kurmuşlardır. Türkler buralarda bulunan yerli Ermeni ve Rumlarla yaşamaya başlamışlardır.

5-OSMANLI DEVLETİ DÖNEMİ; 1300 yılında kurulan Osmanlı beyliği zamanla bütün beylikleri egemenliği altına alarak Anadoluda Türk birliğini sağlamış ve Çorum ve havalisi Bozok Sancağına bağlanmıştır(1500) bu yıllar Anadoluda özellikle orta Anadolu (Sivas,çorum,Yozgat) da devlete karşı Celali ve Kalenderi ayaklanmalarının yoğunlaştığı bir zamandır. 1700 lü yıllarla birlikte Yozgat'da Çapanoğulları, Sungurluda Sungur bey, Hüseyinabadta Mamaloğulları devletin temsilcileri durumundaydılar. 1700lü yıllara kadar Alaca (Hüseyinabad) nın köylerinin büyük bir kısmı kurulmuş değillerdi. Bu tarihten sonra Osmanlı Göçebe Yaşayan Türk ve Türkmenleri İskana tabi tutarak yerleşik hayata mecbur koşarak etkisizleştirmek istemiş ve köyler vücuda gelmeye başlamıştır.İşte bizim köyümüz gibi alaca (Hüseyinabad) nın bir çok köyüde 1700 lü yıllardan sonra oluşmaya başlamıştır."
 ///////////////////////////////////////////////////////
"Hüseyin Gazi Sultan Bir Belli Cansın
              Halleynıiş Gönlüm Kanalgan Kalsın
              
Hüseyin Ovanın Gözcüsü Sensin
              
Ayırma Bizleri Süründen Medet!.."
/////////////////////////////////////
Alaca- Hüseyinabad
İstihbarat merkezi

"Burada bir isme özel bir yer açmak gerekiyor. Bu isim Battalnâme’de Şemmas Pir olarak 
tanıtılan kişidir. Şemmas Pir, elinde kılıç bir gaza adamı değildir. Aslında Müslüman olmasına rağmen 
bir manastırda rahip olarak görev yapmaktadır. Görevi, Bizanslılara ait bilgileri toplamak ve bunları 
başta Battal olmak üzere İslâm komutanlarına bildirmektir. Bir anlamda istihbarat görevlisi gibidir. 
Ama görevi sadece bununla sınırlı değildir. Aynı zamanda bilge bir kişidir. Bu yüzden Battal Gazi’ye 
mücadelesi esnasında bilgi ve tecrübesiyle de yol gösterir. Battalnâme’de onun bu yönü “…Battal’a 
düşmanları(Bizanslılar) hakkında bilgi verir ve ona nasihatler ederdi…” şeklinde belirtilmektedir. 
Şemmas, bu danışmanlık görevini Battal Gazi’den önce Babası Hüseyin Gazi’ye de yapmıştır. Divriği 
ilçesine bağlı Duruköy’de Şemmas’a ait bir ziyaret yeri bulunmaktadır. "
...............................

"
İLK CENGİ VE BABASININ İNTİKAMINI ALMASI 
Battal o zamanki adıyla Cafer üç yaşına geldiğinde babası Hüseyin Gazi bir gün ava çıkar. Bir 
geyiğin peşine düşer. Geyik, Mamuriyye şehrinin beyi Mihriyayil’in çadırına kadar koşar. Mihriyali, 
gazaba gelerek geyiği kovalayanı bulup öldürmelerini söyler. Adamları, çadırın dışında Hüseyin Gazi 
ile karşılaşırlar. Geyiği neden kovaladığını sorarlar. O da kimliğini açıklayarak “Geyik benim gönlüme 
hoş geldi. Ya verirsiniz ya da başınızı vururum” diyerek adamlara meydan okur. Hüseyin Gazi ile 
Mihriyali’nin adamları ile cenge tutuşur. Fakat sayıca kalabalık ordu karşısında tutunamaz ve şehit 
edilir. Böylece Battal Gazi çok küçük yaşta yetim kalır. 
Hüseyin Gazi şehit edilince seraskerlik görevi boşalmış olur. Emir Ömer, adamlarını 
toplayarak bir serasker seçilmesini ister. Göreve aslında Cafer’in getirilmesi gerekmektedir. Fakat yaşı 
küçük olduğu için “Atasının yerine kaim-i makam olamaz.” denilerek o büyüyene kadar bu görev 
Abdüsselam’a verilir. 
Cafer, ilim tahsilinin ardından cengâverlik eğitimini de bitirince bir gün arkadaşlarıyla şehir 
dışına çıkarlar. Bir su kenarında abdest alıp namaz kılarlar. Tefsir ilminden ve peygamberin 
hadislerinden bahsederler. Cafer, bu konuda arkadaşlarını kendisine hayran bırakır. 
Daha sonra; arkadaşları onun nasıl bir cengâver olduğun anlamak için bir ata binmesini ve 
marifetlerini göstermesini isterler. Cafer, denilenleri yapar ve onları hayran bırakacak hünerler gösterir. 
Bunun üzerine onun babasının görevini ne zaman alacağını sorarlar. Bu durum, Cafer’in gönlünde 
seraskerlik arzusu uyandır. Akşam eve geldiğinde bu fikrini annesine açar. Onun bütün karşı 
koymalarına rağmen ertesi gün Emir Ömer’e giderek “ Atamın görevini talep ederim. Şimdiki halde 
pehlivanlıkta, vurmada, tutmada hiç kimseden ayağı kalmam. Niçin benim atamın görevini başkaları 
tasarruf ederler.” der. 
O sırada orada bulunan Abdüsselam, “Senin atan hüner gösterdi, mansıp aldı. Sen de hüner 
göster, ondan sonra mansıp iste. Senin atanın kanı henüz yerde kurumadı. Senin mansıp istemen ne 
haddine.”der. Dahası onun onurunu kırmak için “Senin işin bir mescit veya medrese köşesinde oturup 
ilim öğrenmektir. Erlik davasını kılmak senin işin değildir.” Dedikten sonra isteğinin olabilmesi için 
babasının katili Mihriyayil’i öldürmesini ister. Eğer böyle yaparsa mansıbı kendi elleriyle vereceğini 
belirtir. 
Bu süreçten sonra Battal Gazi’nin ilk olarak babasının intikamını almak üzere onu 
Mamuriye(Ankara) şehrinin beyi Mihriyayil’i öldürmek için yola çıkmak olur. Lalası Tevabil’in onu 
caydırmak için, düşmanın korkunç yapısını tasvire çalışması boşunadır. Yine anasının yalvarmaları da 
boşa gider. Battal yolundan dönmeyecektir

Battal, işte bu duygularla babasının katilinin sarayına gitmek üzere yola çıkar. Akşama kadar 
yol aldıktan sonra aslında Müslüman olan fakat rahip olarak bir manastırda görev yapan ve 
Müslümanlara istihbarat sağlayan Şemmas’ın yanına gelir. Şemmas, ona nasihatler eder ve Bizanslılar 
hakkında bilgiler verir. 
Ertesi gün sabah namazını kıldıktan sonra yola çıkar. Bir atlıyla karşılaşırlar. Bu kişi 
Mihriyayil’in kardeşi Şemaseb’dir. Ona kim olduğunu sorar. Cafer de kendini bir Çinli olarak tanıtır ve 
amacının silahşorluk öğrenmek olduğunu söyler. Şemaseb, kendinin iyi bir silahşor olduğun eğer 
isterse bu sanatı kendisine öğretebileceğini söyleyince Cafer, vuruşma teklifinde bulunur. Cafer, 
Şemaseb’i alt eder. Öldürmeden önce İslâm’ı kabul etmesini söylerse de bu teklif kabul edilmez. 
Böylece Cafer, davası uğrunda ilk olarak Şemaseb’i öldürür. Onu bir yere gömerek yoluna 
devam eder. Mihriyayil’in sarayına kadar gelir. Burada yine kimliğini gizleyerek kendini ”Çin’den gelen 
ve silahşorluk öğrenmek isteyen biri gibi tanıtır ve böylece saraya girmeyi başarır. Sonra da en uygun 
bir fırsatı bularak bir işret anında içkiden kendini kaybetmiş olan Mihriyayil’i bir yumruk darbesiyle 
yere yıkar ve göğsü üzerine çıkarak onu İslâm’a davet eder. “Ben Hüseyin Gazi’nin oğlu Caferim” 
diyerek de kimliğini açıklar. 
Mihriyayil, onun bu teklifini kabul etmez ve Cafer onun başını keserek öldürür. Dahası 
Mihriyayil’in sarayında on dört meşhur Hıristiyan beyini de İslâm’ı kabul etmedikleri için öldürür. 
Cafer, bu olaydan sonra Malatya’ya döner"
...............






Hüseyin Abad : Alaca
Cubuk Abad: Çubuk
Yaban Abad: Kızılcahamam

1925’TE haritaya göre BAZI ŞEHİRLERİN İSİMLERİ ÇOK FARKLI

TARİHTEN GÜNÜMÜZE ADLİYE TEŞKİLATI HARİTASI

Datça’nın o dönemdeki adı Reşadiye

Alanya’nın o dönemdeki adı Alaiye

Osmaniye’nin o dönemdeki adı Cebel-i Bereket

Elazığ’ın o dönemdeki adı Ma’muretil Aziz

Bingöl’ün o dönemdeki adı Çabakçur

Ağrı’nın o dönemdeki adı Karaköse

Tunceli’nin o dönemdeki adı Dersim

Hakkari’nin o dönemdeki adı Çölemerik

Şemdinli’nin o dönemdeki adı Şimdinan

Yozgat’ın o dönemdeki adı Bozok

Çanakkale’nin o dönemdeki adı Kale-i Sultaniye

Manisa Sarıgöl’ün o dönemdeki adı İnegöl

Manisa Sarıgöl’ün o dönemdeki adı İnegöl

Ankara Çubuk’un o dönemdeki adı Çubuk Abad

Ankara Kızılcahamam’ın o dönemdeki adı Yaban Abad

Çorum Alaca’nın o dönemdeki adı Hüseyin Abad

Şebin Karahisar’ın o dönemdeki adı Karahisar-ı Şarki

Akçakoca’nın o önemdeki adı Akçaşehir

Gebze’nin o dönemdeki adı Geçdüze

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700&...