Burada Necati ÇAVDAR'ın Şiirlerini, Yazılarını Röportajlarını ve Fotoğraftan yansıyanları Kısaca; Necati ÇAVDAR'ı bulacaksınız ... NOT: Devamı www.codaroglu.blogspot.com Necati ÇAVDAR 'IN Obası: 2 de
16 Aralık, 2014
Recep Tayyip Erdoğan - Fethullah Gülen savaşında son "darbe"
Dün 15 Aralık 2014 Pazartesi Angara'ya gidiyoruz..
Her zaman Alsancak Mahallesinden bindiğimiz otobüsümüz, Eskişehir yolundan -Bakanlıklar güzergahı ile Merkeze ulaştırırdı..
Fakat Ahimesud Merkezden aceleyle bindiğimiz otobüs Turgut Özal Köprüsünden İstanbul yoluna saptı..
Ve Sıhhiye'ye ulaştırdı.
Günlerdir, basın uçlu operasyon yapılacak denmiş ve o gece baskınları 14 Aralık 2014 de başlamıştı.
Tvler veriyordu.
Ancak daha çok İstanbul merkezli canlı yayınlar söz konusu idi.
Sıhıye'ye ulaştığımızda ,
Recep Tayyip Erdoğan - Fethullah Gülen savaşında son "darbe"nin Angara Adliyesi önündeki yansımalarına şahit olduk..
Ve o yansımaları, tarihe kayıt olarak yorumsuz sunuyoruz..
/////////////////////
Ağlar, insanlar kim olursa olsun "gece baskınları ile tutsak" edilmemeli.
Ergenekon ve silivri sirk çadırı içinde söyledim..Şimdide söylüyorum..
Adliyeye davet edersin, suç varsa yargılar "hüküm" verirsin..İstersen "idam et"..
Ama adilce yargıla..
Yoksa kimse, "ölüm tehdit ve tehlikesi yoksa " keyfi olarak tutsak ve tutuklu olarak cezalandırılmamalı..
Her zaman Alsancak Mahallesinden bindiğimiz otobüsümüz, Eskişehir yolundan -Bakanlıklar güzergahı ile Merkeze ulaştırırdı..
Fakat Ahimesud Merkezden aceleyle bindiğimiz otobüs Turgut Özal Köprüsünden İstanbul yoluna saptı..
Ve Sıhhiye'ye ulaştırdı.
Günlerdir, basın uçlu operasyon yapılacak denmiş ve o gece baskınları 14 Aralık 2014 de başlamıştı.
Tvler veriyordu.
Ancak daha çok İstanbul merkezli canlı yayınlar söz konusu idi.
Sıhıye'ye ulaştığımızda ,
Recep Tayyip Erdoğan - Fethullah Gülen savaşında son "darbe"nin Angara Adliyesi önündeki yansımalarına şahit olduk..
Ve o yansımaları, tarihe kayıt olarak yorumsuz sunuyoruz..
/////////////////////
Ağlar, insanlar kim olursa olsun "gece baskınları ile tutsak" edilmemeli.
Ergenekon ve silivri sirk çadırı içinde söyledim..Şimdide söylüyorum..
Adliyeye davet edersin, suç varsa yargılar "hüküm" verirsin..İstersen "idam et"..
Ama adilce yargıla..
Yoksa kimse, "ölüm tehdit ve tehlikesi yoksa " keyfi olarak tutsak ve tutuklu olarak cezalandırılmamalı..
Deli Mustafa ve..
“Deli” dedik de
Kimi akıllıların yanlarında
“Devletle..Ticaretle, para
,pul ile işi olmayan biri yani
“deli”lerden olması gerek..
Tıpkı zamanında Özal
rahmetliye; suikastlar olacağını haber
vererek “Allah’ın ipine sarıl”diye mektup yazarak uyaran Akçakocalı “deli” Mustafa
gibi..
Bizimde zaman zaman
dertleşebileceğimiz Gırşeherli, bi “deli “Mustafa’mız var..
Malum Tayyip Erdoğan ve
Fethullah gülen beylerin karşılıklı
darbe teşebbüsleri sürüyor..
Ortalık toz duman ..
İnsanın yanında bazen “Deli”lerin olması hoş..
Bundan 5-6 sene önce idi..
Kavga değil, sonradan” ne istediniz de vermedik”
itirafının yapılacağı “ortaklık” kuzu kuzu giderken …
Birkaç sefer söyledi de gülüp
geçtim.
Bir gün Maltepe yönünden Kızılay’a
doğru gidiyoruz..
Bizim “Deli “ Mustafa
anlatıyor anlatıyor..
Ve ekliyor “işte bunları
yazsana”..
Tamam yazalım. Âmâ senin
anlatımınla açık ve net olarak. Öyle gizli kapaklı işte yokum ”diyorum..
Fakat O, kendi adıyla
yazılmasına da yanaşmıyor.. “Yaşatmazlar”, gerçi şimdi de “yaşatmıyor,
süründürüyorlar ya” .. Ama sen yaz.. Başkaları da yazmıyor. Sen de yazamazsın
.Fakat bunlar olacak. Göreceksiniz “diyor..
Birilerini “Günümüzün Belam”ı
olarak niteliyor..
Kendine has ifadeleri ile
olayları yorumlarken
“Bak göreceksin. Önce
Kemalistler-“ata”istlerle savaşacaklar.. Kemalistler-“ata”istlerin güvendiği
dağlara kar yağacak. Onlar sinecekler..
Sonra ise iki “dinci” (dini
ticari, siyasi ve güç olarak kullananlar) gurup savaşacak..
Gülen, zamanın Belam’ı..
Allah, bunların a.. koyacak..”
Haşa ne
biçim söz diyoruz..
O da “tamamda başka türlü de
anlatılamaz ki..
Allah, kendini kullanmaya
kalkanları perişan edecek.. Perişan olacaklar..
Meydan; normal dindarlara, inananlara. Temiz
Müslümanlara kalacak..”” diyordu..
Sen ciddi şeyler söylüyorsun.
Bu laflar az uz yenilir yutulur cinsten değil..
“Belam” meselesinin kaynağı ne
? diye sorduğumuzda elindeki tabi yazı ile kaleme alınmış el yazısıyla
yazılan kitapçık da kırmızıyla çizilmiş satırları gösteriyordu..
“Biz okuyamıyoruz. Ver de bi
kopya alalım değimiz de “okursunuz okursunuz…! Âmâ vermem” diyerek okuduğu kitapçığı ceket cebine indiriyordu..
Acaba şu yaşananlar, bizim
“Deli Mustafa”nın söyledikleri cinsten şeyler miydi ki..!!!!
Ve …
İki yorum sunacağım..
/////////////////////////
Öcalan’ı verdiler,
Gülen’i aldılar, Erdoğan’ı hapsettiler!
http://www.gazetevatan.com/huseyin-yayman-707263-yazar-yazisi-ocalan-i-verdiler-gulen-i-aldilar-erdogan-i-hapsettiler-/
Bugün yaşananları anlayabilmek
için 15 yıl geriye gitmek gerekiyor. Aksi takdirde kısır döngüden çıkamayız.
‘28 Şubat bin yıl sürecek’ denilen günlerde zamanlaması manidar gelişmeler
oldu. Bu olaylara siz tesadüf de diyebilirsiniz. Ancak her tecrübeli Türkiye
vatandaşı baktığında ‘vay be’ diyecektir. Bakın 1999 kışında neler yaşanmış...
- 15 Şubat 1999 Abdullah
Öcalan Türkiye’ye getirildi.
- 22 Mart 1999 Fethullah
Gülen ABD’ye gitti .
- 26 Mart 1999 Tayyip Erdoğan Pınarhisar cezaevine girdi.
Türkiye ilginç bir paranteze
sokuluyordu. Bu kadar tesadüfün üst üste gelmesi ancak filmlerde olabilirdi.
Bir de ülkemizde yaşanabilirdi. Öcalan’ın ABD tarafından Türkiye’ye verilmesini
dönemin Başbakanı Bülent Ecevit “Öcalan’ı neden verdiler anlamadım” demişti.
Öcalan’ın ülkeye getirilmesi Bülent Ecevit’e seçim kazandırıp başbakan yaptı.
Fakat aynı dönemde ilginç bir gelişme daha oldu. Öcalan’ı Kenya’dan alıp
Ecevit’e teslim eden ABD bunun karşılığında Gülen’i istedi.
Öcalan-Gülen takası mı
yapıldı?
Sonuçları üzerinden bir okuma
yapıldığında ABD’nin Öcalan’la Gülen’i takas ettiği görülüyor. Öcalan’ın teslim
edilmesinden yaklaşık bir ay sonra Fethullah Gülen istihbarat oyunlarıyla
korkutuldu ve ABD’ye gitmesi sağlandı. Gülen’in neden başka bir ülke değil de
ABD’yi tercih ettiği üzerinde dikkatlice düşünmek gerekiyor.
Gülen’in ülkeden ayrılmasından
dört gün sonra başka bir gelişme daha oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı okuduğu şiir yüzünden Pınarhisar cezaevine girdi. Sanki bir görünmez el
ülkeyi yeniden dizayn ediyordu. Bu dizayn ilk meyvesini 18 Nisan 1999
seçimlerinde verdi. DSP birinci parti oldu ve hükümeti kurma görevini aldı.
Ecevit başbakanlık görevini aldı
ama ortada hala cevaplanmayan sorular var. Gülen’in bizzat şahsına dua ettiği
Ecevit, Gülen’in ABD’ye gitmesi konusunda hiçbir açıklamada bulunmadı. Öcalan’ı
teslim eden ABD, acaba Gülen’i neden kabul etti. Amacı neydi? Bilmiyoruz. Ancak
bazı akıl yürütmelerde bulunabiliyoruz.
1999 komplosu aydınlanır mı?
İşte önceki gün yaşanan olayları
doğru analiz edebilmek için 1999 Şubat soğuğunun aydınlanması gerekiyor. Aksi
halde yapılan tüm yorumlar eksik kalacaktır. Türkiye’nin iktidarı ve
muhalefetiyle ağaca değil, ormana bakması gerekiyor. Ülkede iktidar
değişikliklerine neden olan bu olayların arka planında kim var ve bu güçlerin
amacı ne?
Meseleye Gülen-Erdoğan ilişkisi
üzerinden bakanlara ise şu hatırlatmada bulunmak isterim. Aslında bu ilişkinin
gizemi Erdoğan’ın şu cümlesinde saklı ‘Ne istediler de vermedik.’ Gerçekten de
Gülen, Erdoğan’dan ne istedi. Erdoğan bu talebe neden olumsuz cevap verdi ve
‘kazan-kazan koalisyonu’ niçin bozuldu?
Son tahlilde politik bir parti
gibi davranmak isteyen ve iktidara talip olan bir ‘dini/sivil hareket’ var.
Sorun tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Bir gönüllüler hareketi neden bu kadar
mülki idarede, yargıda, emniyette, askeriyede örgütlenir. Amacı ne olabilir?
Kendilerine rakip olarak gördükleri yapıları neden tek tek tasfiye etmek
isterler. Önce bu sorulara cevap verin, sonra 14 Aralık operasyonunu
konuşalım...
Gülen hareketinin sadece Ahmet
Şık’tan değil, Hanefi Avcı, Türkan Saylan, Soner Yalçın, Kuddusi Özkır, Nedim Şener,
Tuncay Özkan ve ismini burada sayamayacağımız sayıda insandan ‘haklarını helal
etmelerini’ istemeleri lazım. Özellikle de hayatlarını ve geleceklerini
çaldıkları askerlerden. Gülen hareketinin isimlerle sınırlı bir özür değil,
topyekün bir özeleştiri vermesi gerekiyor.
/////////////////
14 Aralık sonrası Obama'ya
Erdoğan çağrısı
14 Aralık Cemaat Operasyonu sonrası ABD gazetesi Wall
Street Journal'dan Barack Obama'ya çağrı geldi:Devreye gir!
ABD'nin
önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal-WSJ, 14 Aralık cemaat
operasyonuna ilişkin ilginç detayların olduğu bir baş yazı yayınladı.
Operasyon için "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ülkesini otoriterliğe bir adım daha yaklaştırdı" yorumunda bulunan gazete,ABD Başkanı Barack Obama'ya da Türkiye karşıtı kampanya çağrısı yaptı.
"Belki de Obama'nın bu yakın dostunu yetki istismarları konusunda kamuoyu önünde uyarma zamanı gelmiştir."
Operasyon için "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ülkesini otoriterliğe bir adım daha yaklaştırdı" yorumunda bulunan gazete,ABD Başkanı Barack Obama'ya da Türkiye karşıtı kampanya çağrısı yaptı.
"Belki de Obama'nın bu yakın dostunu yetki istismarları konusunda kamuoyu önünde uyarma zamanı gelmiştir."
"Gözaltına alınanlar arasında Hizmet hareketine yakınlığıyla bilinen
Zaman gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu
Başkanı Hidayet Karaca da vardı" denen yazıda gözaltı gerekçesinin 'devletin
egemenliğini baskı ve cebir yoluyla ele geçirmek' olduğunun altı çizildi.
PARANOYAKÇA
GELEBİLİR AMA...
Fethullah Gülen önderliğindeki Hizmet hareketinin bir zamanlar Erdoğan'ın yakın müttefiki olduğu söylenen yazıda, iki grubun 'ülkedeki laik elitleri saf dışı bırakmak için zamanında çok sayıda kişiye dayanaksız suçlamalar yönelttiği' vurgusu da yer alıyor.
Fethullah Gülen önderliğindeki Hizmet hareketinin bir zamanlar Erdoğan'ın yakın müttefiki olduğu söylenen yazıda, iki grubun 'ülkedeki laik elitleri saf dışı bırakmak için zamanında çok sayıda kişiye dayanaksız suçlamalar yönelttiği' vurgusu da yer alıyor.
Bir yıl önce kamuoyunun öğrendiği yolsuzluk sorulturmasıyla Gülen hareketi
ve hükümet arasındaki iplerin koptuğu ifade edilen yazı şöyle devam ediyor:
"Erdoğan tüm iddiaları reddetti ve binlerce yargı ve emniyet
yetkilisinin atamansı süreci başladı... Son gözaltılar ise yolsuzluk
operasyonunun yıldönümünden hemen önce gerçekleşti. Erdoğan 'İhanetlerin peşinden
gidiyoruz. Maşaları, muhbirleri ortaya çıkarıyoruz. Türkiye'nin düşmanları
tarafından kurulan tuzakları bozuyoruz' diyordu. Bu sözler kulağa
paronayakça gelebilir. Ancak Türkiye'nin Cumhurbaşkanı bu konuda son derece
ciddi."
OBAMA
DEVREYE GİRMELİ
Yazıda, dün başlayan ve Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın Gezi Parkı protestoları sırasında darbe girişiminde bulunduğu iddialarına dayanan davaya da dikkat çekiliyor ve "35 taraftar suçlu bulunurlarsa müebbet hapis cezası almaları söz konusu"deniyor.
Yazıda, dün başlayan ve Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın Gezi Parkı protestoları sırasında darbe girişiminde bulunduğu iddialarına dayanan davaya da dikkat çekiliyor ve "35 taraftar suçlu bulunurlarsa müebbet hapis cezası almaları söz konusu"deniyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Tüm bu gelişmeler Türkiye'deki demokrasinin -tabi ortada hâlâ öyle
bir şey kaldıysa- geleceği açısından endişe verici soru işaretleri doğuruyor. Erdoğan ve Gülen arasındaki
mücadele İslamcıların iç çekişmesi olabilir. Ancak bu mücadelenin kurbanı ifade
özgürlüğü ve medya oluyor. Erdoğan'ın Batı karşıtı söyleminin de artarak devam
etmesi de NATO üyesi olan, AB'ye üyeliği hedefleyen bir ülke açısından iç açıcı
değil."
BELKİ DE ZAMANI GELMİŞTİR
BELKİ DE ZAMANI GELMİŞTİR
ABD Başkanı Barack Obama'nın uzun süredir Türkiye ile kurulan stratejik
ortaklığı övdüğü ifade edilen yazı şöyle sonlanıyor:
"Belki de Obama'nın bu yakın dostunu yetki istismarları konusunda
kamuoyu önünde uyarma zamanı gelmiştir. Türkiye hâlâ büyük ölçüde laik bir ülke
ve ülkenin samimi demokratları ABD'nin desteğini kullanabilir. Öte yandan,
basın özgürlüğünü rahat bir şekilde yaşayabilen meslekdaşlarımız da
Türkiye'deki gazeteciler adına birkaç söz söylemeli. Özellikle de şu anda
cezaevlerinde bekleyenler adına."
//////////////////////////////////////////
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar
https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...
-
Zehra Aylin Atatürk’ün Manevi Kızı Zehra Aylin’in Acı Ölümü http://mustafakemalim.com/ataturkun-manevi-kizi-zehra-aylin/ ...
-
Hoca ve Talebeleri .. Dr. Hüseyin Ağca ile talebeleri iftarda buluştu. Soldan sağa.. Fatih Teke Ali Gümüş Ahmet Ünkazan ...
-
1 Şubat 1979'da Humeyni ile aynı uçakta Tahran'a gidenlere ne oldu? https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47087846 ...