31 Aralık, 2017

Filistin cephesinde iki esir, sonradan Genelkurmay başkanı



Halkımız bilir mi  bilmem..
İngilizler, az sayıda ki Oamanlı ordusuna karşı 10 kattan fazla ordu yığarlar.
buna rağmen Ordumuz İngilizleri iki defa malup eder..
Sonuncusunda Gazze' de biz mağlup oluruz..
Bunun sonucu  Kudüs teslim edilir.
Mustafa  Kemal'de orduyu Gaziantep dolayına çekerek şimdiki sınırı  döfakta oluşturur

Filistin cephesinde  iki esir; Ragıp Gümüşpala ve Cevdet Sunay sonradan Genelkurmay başkanı olurlar.
 3 Haziran 1960 ile 4 Ağustos 1960'da Ragıp Gümüşpala, 4 Ağustos 1960 ile 16 Mart 1966'da Cevdet Sunay GenelKurmay başkanı olarak vazife yaparlar
Daha sonrada  Cevdet Sunay cumhurbaşkanlığı'na sıçrar.


...............
Ragıp Gümüşpala; Edirne Lisesi'nde öğrenci iken Talimgâha çıktı ve 1917 yılında Asteğmenliğe yükseldi. 63. Alay 12. Bölük Komutan Vekili iken, 2 Ekim 1918 tarihinde Filistin cephesinde Nablus Hezimeti sırasında İngilizlere esir düştü. 6 Ekim 1920 tarihine kadar esarette kaldı. Esaret dönüşü İstanbul'dan Ankara'ya geçerek 13 Aralık 1920 tarihinde TBMM Ordusuna girerek İstiklal Savaşı'na katıldı.
Bizim Dönemimizde  
 Mamak Muhabere okul Komutanı olan Fahri Günhoş'un kayınpederi olan Ragıp Gümüşpala, 
Önce Adalet Partisi Genel Başkanı oldu  
Sonrada Cumhurbaşkanı adayı olacaktı.. Zorla vaz geçirdiler.

IK Ragıp Gümüşpala.jpgRagıp gümüşpala ile ilgili görsel sonucu


Ragıp gümüşpala ile ilgili görsel sonucu


/////////////////////////

"Cevdet SUNAY

Yeni İstanbul gazetesi 29 Mart 1966


Görev Süresi: 28 Mart 1966 - 28 Mart 1973
1899 yılında Erzurum(*)’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kerkük, Edirne ve İstanbul’da Kuleli Askerî Lisesi’nde yaptı.

Play
Current Time0:00
/
Duration Time0:00
Loaded: 0%
Progress: 0%
0:00
Fullscreen
00:00
Mute
I. Dünya Savaşı sırasında 1917 yılında subay adayı olarak eğitim kampına katıldı. Aynı yıl Filistin cephesinde görev aldı. 1918 yılında Mısır’da İngilizlere esir düştü. Esaretten döndükten sonra Kurtuluş Savaşı’na katılarak önce Güney, ardından Batı cephesinde hizmetlerde bulundu.
1927 yılında Harp Okulu’nu, 1930 yılında ise Harp Akademisi’ni bitirdi. 1949’dan sonra generallik rütbelerinde görev yapan Cevdet Sunay, 1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı’na atandı.
1966 yılında emekliye ayrılmasının ardından Cumhuriyet Senatosu kontenjan üyeliğine getirildi. Sunay, Gürsel’in rahatsızlığı sebebiyle cumhurbaşkanlığı görevinin sona ermesi üzerine 28 Mart 1966’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçildi. Yedi yıllık görev süresini tamamladıktan sonra 1973 yılında cumhurbaşkanlığından ayrıldı. 1980'deki askeri müdahaleye değin anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu üyesi oldu.
1929 yılında Atıfet Hanım’la evlenen ve üç çocuğu olan Cevdet Sunay, 22 Mayıs 1982'de vefat etti.
(*) Cevdet Sunay’ın doğum yeri, bazı kaynaklarda Trabzon olarak geçmektedir. Bu biyografide, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde Cevdet Sunay dönemi ile ilgili 5/1-6 numaralı kutuda bulunan Nüfus cüzdanı suretindeki bilgi esas alınmıştır."
https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanlarimiz/cevdet_sunay/



cevdet sunay kimdir ile ilgili görsel sonucucevdet sunay kimdir ile ilgili görsel sonucu

Avusturya: Osmanlı çökerse bizde çökeriz..




Meternich adında bir Avusturya prensi;Osmanlı çökerse kendilerin de çökeceğini, bu yüzden osmanlının o hastalanmış haliyle yarı aç yarı tok bir şekilde muhakkak yaşatılması gerektiğini söylemişti. 
Yunan bağımsızlık savaşında Osmanlının arkasında durarak sözlerine sadık  kaldı.
Sonrada  dediği çıktı.
1. cihan harbi sonunda
Osmanlı, Rusya ve Avusturya imparatorlukları tarih sahnesinden çekildi. 1. cihan harbi sonunda
Osmanlı, Rusya ve Avusturya imparatorlukları tarih sahnesinden çekildi.
 Avusturya 'nın elinde  sadece  Viyana ve çevresi kaldı.

Ruslar, İstanbul Yeşilköy'de




93 harbi(1877-78)inde Ruslar  ayastefanos'e(istanbul'daki yeşilköy) kadar geldiler.
 Güya devlet, İngilizlerin koruması altında idi. 
Ama  savaş sonunda  Rusların  istanbul'a girmesine ramak kala   ingiliz, fransız ve avusturya olaya 
müdahale ederek  daha sonra kendi aralarında pay etmek üzere Osmanlı'nın  1. cihan savaşı sonunda  imzalamam  Sevr  anlaşmasına kadar yaşamasını sağladılar.
Osmanlı , varlığını  kendisinden bişey koparmaya  çabalayanlara attığı kemikle  sürdürüyordu.

MISIR'DAN İstanbul'a tehdit- Mısır Hidivi İbrahim paşa

Devlet, yetişemediği erişemediği yada önünü alamadığı durumlarda "vasal"lar eliyle işe vaziyet eder.
Kavalalı Mehmet Ali  Paşa'nın MISIR HİDİVLİĞİde böyledir.
Sonra da  Osmanlıya bağlı olan HİDİVLİK , güçlenir ve Sultan'ı indirmek üzere İstanbul'a yürür.
Osmanlı Sultan'ının  dış güçleri müdahaleye çağırmasıyla Mısır Hidivi İbrahim Paşa, Kütahya da durdurulur..
"1820'lerdeki mısır valisi mehmet ali paşa olayı ise tamamen gerzekçe bir iştir. rus yanlısı hüsrev paşa adlı birinin ikinci mahmut'u olmayacak şekilde yönlendirmesi sonucu mehmet ali paşa'nın oğlu ibrahim paşa kütahya'ya kadar gelmiştir. 
Ancak ruslar da devlete destek olmak için boğazlara asker indirmiştir. hatta meşhur hünkar iskelesi antlaşması bu sebepten yapılmıştır. 
Devlet-i aliyeyi korumak için en büyük düşman, moskof domuzu rusya'nın askerlerine muhtaç kalınmıştır. bu gerçek anlamda ilk büyük bitiş göstergesidir. devlet kendi valisinin ordusuna sadrazamını esir vererek yenilirken, korunmak için en büyük düşmanından yardım istemiştir. "
Not : 
Resim ve tırnak içindeki yazı 
http://banamidedinsen.blogspot.com.tr/2009/08/osmanl-hasta-adam-oluyor.html
adresinden alınmıştır

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...