Tarihin bu asrında yapılan “Büyük değişiklik” MİLLETE HAYIRLI OLSUN..
Daha önceki değişiklikler hep yukardan aşağı dayatmalar idi..
İlk defa milleti hür oyu ve seçimiyle aşağıdan yukarıya bir değişiklikle DEVLET organize ediliyor.
23 de yapılan değişiklikde Demokrasi ve Cumhuriyeti eş değer sundular
Oysaki meşruti yönetim vardı . demokratik değerler Cumhuriyetten çok ama çok ileri idi.
“Çok partili” hayattan “Tek partili “ diktaya geçildi.
2. 1960 gece baskınıyla Milli İradeye set çekildi.
: Cumhuriyetin kurulmasından 1946 yılına kadar “tek parti rejimi” sürdü. Bu süre içinde şehir nüfusunu oluşturan burjuvalar, aydınlar, askeri ve sivil devlet bürokrasisi, ellerindeki jandarma baskısıyla işi kendi arasında götürüyordu. Nufusun büyük kesimini oluşturan KÖYLÜ bunlara çalışıyordu.Ve seslerini iktidar duyma ihtiyacı hisetmiyordu.
1946 yılındaki çok partili parlamenter sisteme geçişle birlikte, taşra ve KÖY’ün sesine kulak veren bir yapı ve sivil siyasal bir güç ortaya çıktı. Taşra kökenli ve geniş köylü kesimi, CHP’nin ifadesiyle “ baldırı çıplakların “desteğini alan bu güç, 1950 yılında Demokrat Parti olarak iktidara geldi.
Buna tahammül mümkünmüydü?Millete hesap verme adına ABD ve Avrupa’ya istedikleri tavizi verme konusunda isteksiz davranan ve “baldırı çıplakların” desteğine dayanan DP iktidarına karşı ABD destekli CHP zihniyeti, milletin namusuna emenet ettiği silehlerı millete ve onun temsilcilerine doğrultan çeteleri fişekleyerek 27 Mayıs gece baskınını yaptılar.
“61 Anayasası’nın getirdiği hak ve özgürlükler…” diyerek reklam yapılarak her türlü milli yürüyüş engellenerek “tek parti” diktasının “seçimi “ dayatıldı.
Halbu ki...
Osmanlı doğumlu Tüm subaylar tasfiye edilip “Milli ordu tarumar” edilerek sözde “silahlı kuvetler idareye el koydu “yalanı ile iş başına gelen 27 Mayıs Cuntası, daha ilk bildirgelerinde “NATO, CENTO” ya bağlılık yemini ederek Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'nın bekçiliği ve işbirlikçiliğini öngören anlaşmalara kesinlikle sadık kalacağını ilan ediyordu.
“CHP+ ordu + aydınlar” şeklinde oluşan bir yapıyla Solun ve CHP’in detek verdiği 1960 çeteleri;
"Adnan Menderes, Ardahan'ı Ruslara verip, karşılığında kredi alacaktı" suçlamasıyla yargılarken Cuntanın devşirme lideri Cemal Gürsel, "Aslında biz sadece ülkemizi korumakla kalmadık, NATO'nun Güneydoğu Kanadı'nı da kurtardık" sözleriyle cuntanın ABD ve NATO ile olan ilişki düzeyini de ortaya koyuyordu.
Atatürkcülük adına yola çıktığı yalanını yayan Cunta ve destekçileri Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu “Anayasa”yı rafa kaldırarak başta "Hâkimiyet kayıtsız şartsız Milletindir" ifadesiyla sağlanan millet birtliğini "Hâkimiyet kayıtsız şartsız Türk Milletinindir" biçiminde açıkça ırkçılık temelinde değiştirerek bu gün içinden çıkılmaz hal alan bir çom meseleye kapı açarak PKKnın istimar ve dayanağını oluşturdu.
Hiçbir şekilde ne cuntacılar ne de onların akıl hocaları hukukçular, aydınlar; milletin ahyrına bir tedbir almayıp, millete tuzak kurdular.
Fakat her seferinde millet, çok acılar çekme pahasına sabıyla tuzakları boşa çıkardı.
Çeşitli sosyal -ekonomik düzenlemeler ve beyin yıkamalarla ordu –milllet kaynaşması önlenerek Ordunun özellikle yüksek bürokratlarının çoğunlukla sivillere kuşku ve şüphe ile bakan ve sivilleri güvenilmez unsurlar olarak algılası ve halktan kopması sağlandı.
1980,28 Şubat müdahaleleri hep halkı; yukardan yapılan ayarlarla şekillendirmenin eylemleri idi.
Fakat bu gün hayata geçen büyük değişiklik, aşağıdan yukarıya oluşan dalganın her alanda hayata hakim olmasıdır
Belki şimdi içinde yaşanılan durumda olayın çok fazla farkında olunamaz/ olunamıyor.Ancak tarihin akışı içinde çok ama ÇOK BÜYÜK bir DEĞİŞİM olduğu görülecektir.
İLK BAŞKAN::
Bu gün yemin ederek İşbaşına gelen Tayyip Erdoğan , seçmle iktidar olan “İlk cumhurbaşkanı.. “dır.
Çünkü diğerleri seçilmedi...
İlan edildi.. Bu gerçek seçimle halktarafından seçildi...
Diğerleri resmi temsil açısından cb densede hakikatte birilerinin ilanı ile gelmiş ya da tayin edilmiş kişiler di..
Necdet sezer seçilmiş olsaydı onda ilk seçilen derdim
Ancak ilandır..
Yani Birilerinin hatırlatmasıyla Eco,Yılmaz ve de Kutan’ın aralarında anlaştığı , meclisinde onayı resmileştirdiği bir durum.
.Kamal ve İnönü’de ise tamamen ilan..
Bayar’da parti ataması..
Cemal aga ve de netekim Kenan’da benzeri...
Seçim olabilmesi için hür adayların serbestçe aday olması ve millletin ya da meclisin birini tercihi gerkir
Bu hadisenin kutsanması değil..
Hele hele “ cumhurbaşkanı seçiminde “ taraf tutmamak ve eleştiri hakkını koruma, milletin isteğini baştacı etme adına oy vermek için sandığa gitmemiş bizim olayı “kutsama “ gibi bir düşüncemiz olamaz. Fakat durum tespiti yapmak da gerek..Bu eskilerin bu ülkenin gerçeği olduğunu da değiştirmez..Ancak unutulmamalıdır ki "milletin hür iradesiyle doğrudan yaptığı seçimle" bir yönetim biçimi ve de yöneticisi ilk defa seçiliyor.. Diğer malum değişiklikler "yukarıdan aşağıya" halka dayatma şeklinde idi.Bu değişiklik aşağıdan yukarıya "halk"eliyle yapılan "iradeye dayalı" bir değişikliktir.
Hayırlı olsun..
https://sairinyeri.blogspot.com/2006/09/pi-de-gel.html
"PİŞ" DE GEL!
“Bu şarkı burda bitmez”
"PİŞ" DE GEL
Saltanat ne yüce olsa; halka inmek
Fazilettir, erdemdir; halkla birlik
Marifet, halk içinde Hak’la olmak
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel
Uzaklaş; biraz ahbab, yarandan
Silkin; fani dünyanın varından
Korkun olmasın; hiç yarınından
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel
Git gör; asıl karanlıklar neresi?
Neden millete terslik, gönül karası?
Geçer zaman; ne ki, iki direk arası
Git yiğidim; bekliyorlar ‘’piş’’ de gel
Nice sultanlar; daha önce hapse girdiler
Çok mazlumlar; maksuduna orda erdiler
Mülkün; emanet olduğunu orda gördüler
Git yiğidim sultanlık beratını al da gel
26 Mart 1999 Cuma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder