07 Haziran, 2011

Temizlik zamanı.. İnşallah sıra kanala da gelir - Zonguldak
Posted by Picasa
Zonguldak 'da Nereye, kaça gidilir
Posted by Picasa
Bilbortların dili - Zonguldak
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Enis Çiloğlu ile yolculuk - Zonguldak
Posted by Picasa
Taksi içinde taksi...
Enis Çiloğlu- Zonguldak
ENİS ÇİLOĞLU'NUN SEYYAR SARAYINDA, "Siyaset"


 Ankara'ya dönmek üzere Zonguldak otobüs terminaline gideceğiz..
Vakit dar. Valilik arkasından ..
Sıra sıra müşteri bekleyen taksilerden birine atlıyoruz.
Bindiğimiz taksinin kaptanı tarafından çeşitli aksesuarlarla "özel" hale getirildiği dikkatimizi çekiyor.
Taksici sanki "seyyar saray" yapmış.






Vakit dar, yetişelim diye belediye otobüsü yerine taksiye biniyoruz. Ancak taksi bir türlü ilerleyemiyor..











"Neden..?" diye soruyoruz. "Hiç böyle olmaz. Trafik burada iyi akar. Işıkları geçelim sorun kalmaz.. Ancak her mitingde yaşadığımızı bu günde yaşıyoruz. Sadet'in başkanı gelmiş ..Onun için böyle " diyor..

"Saadet' in mi?.. HAS Parti Başkanı mı?" diye soruyoruz.
-"Ağbi ne fark eder. Ha o aha o" diye sorumuzu cevaplıyor.

Zonguldak'a geleli hiç siyaset konuşmadık. Sadece seyreyledik.
Fırsat bu fırsat.. Şehrin nabzını da en iyi tutanların başında "taksici" gelmez mi?

Nasıl olsa taksi ilerlemiyor, yerimizde sayıyoruz. O halde bir kaç siyasi kelam edelim..

HAS Parti mitingi başlamış.. Numan Kurtulmuş'u sesi  yankılanıyor..İsminin " Enis", Soyadının da "Çiloğlu" olduğunu öğrendiğimiz genc taksiciye soruyoruz. O cevaplıyor..

İşte Enis ile siyasi muhabbetimiz..

-"Burada siyasi durum nasıl? "

- Ağbi yine AKP götürür..
- Yani..?
- AKP alır ağbi... Millet hizmete veriyor. Kim hizmet ederse o..
- Peki Mehmet Haberal'ı kurtarmayacak mı sınız?
- Bilmem.. AKP alır..
-O, CHP'de..
- Olsun...

- Okumuş yazmış adam.. Üstelik sende laza benzersin. Hemşehriniz de olur. Ondan iyisini mi bulacaksınız? - -Tamam. Bende lazım. Her ne kadar burada doğmuş, memlekete gitmesemde hemşehrim. Ama CHP kazanamaz.Burada CHP  hiç yok. .. AKP' alır.
-Annem bile öyle diyor.
-Annen AKP 'ye mi verecek ki öyle diyor..
- Hayır. Annem CH^'ye verecek. Bende CHP'ye vereceğim. Annem, CHP kadın kolları başkanı..
- Yani buna rağman mi AKP alır diyorsun.?
-Evet..AKP alır.. Ne yapayım ki öyle..
-Peki AKP, himet etide ondan mı?
- Hayır.. Bi Bolu tünelini yaptı.. Başka bi şey yok..
- Bolu Tüneli'nin faydasını gördünüz ondan mı?
- Hayır...Bize hiç bir faydası olmadı.. Fakat millet cahil.. AKP diyorlar. Oraya verecekler... CHP'side MHP'side Sadetide alamaz. AKP alır ..

Karşımızda, kocaman binayı baştan başa süsletyen MHP' bayraklarını görüyoruz.

-Bak MHP'de gçlü olmalı. Koca koca bayrak asmışlar..
- Ağbi orası MHP binası da ondan. Başka yerde de yok..

...........

Bindiğimiz taksinin genç kaptanı CHP Zonguldak İl Kadın Kolları Başkanının oğlu Enis Çiloğlu böyle diyor..Değerlendirmei bu şekilde..

Peki bizim gözlemlerimiz?..:
Zonguldak'a giderken Devrek'de AKP Milletvekili adayı ÖzcanUlupınar'ın dev posterleri dikkatimizi çekiyor.. En çok o var. Zonguldak'a giriyoruz. Bilbortlarda tüm partiler var... Afiş olarak AKP'nin üstünlüğü dikkat çekiyor. Fakat "emeğin başkentinde bazı bilbordtlarda "DSP'nin dürüstlük" vurgusu yapan afişi gözden kaçmıyor..
Şehrin merkezine doğru, Sadet Partisinin sanki yarıştan kopmuşcasına mütevai bir pankart ile Mustafa Kamalak'ın şehirde yapılacak "Bereket " mitingine halkı davet ediyor..
Üniversiteye yakın binalardan Mehmet Haberal'ın "Zonguldak Nefes Alacak " mesajlı dev afişi sizi selamlıyor.
...........
Şehirde kaldığımız iki gün boyunca "taksici " Enis Çiloğlu ile konuşma haricinde hiç bir siyasi lakırdı duymadık.

3 Haziran Cuma gününü 4 Haziran Cumartesine bağlayan gece Öğretmen Evi'nde kalacağız.


Kep töreni bitip şehre indiğimizde Öğretmen Evi önüne "HAS "parti otobüsü park ediyor..

Sabah açtığımız yerel gazetenin birinde saat 13 de Madenci Anıtı meydanında yapılacak miting için HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş"un şehre "Beklendiği" haberi var. Demek ki sat 11'e yakın olmasına rağmen hala dışarıda park halindeki HAS parti otobüsü Numan Kurtulmuş için Zonguldak'a demir atmış.

Kahvaltı için girdiğimiz lolantanın balkonunda esmerce bir vatandaş telefonla konuşuyor. Hemen yanımızda olduğundan konuşmayı duymamazlık edemiyoruz..

" Bu AKP'liler afişlerimizi indiriyor.. Hatta bi tanesiylede tartıştım. Bunlar her yerde böyle yapıyor.. İki bin tane küçük altın dağıtmışlar. Kalabalıkları öyle topluyorlar.. .... diyorki 'gözümün önünde verdiler'...Ağbi altın veriyorlar, mitinge gelsinler diye.."

Öylemidir değilmidir. Biz bilmeyiz...

.............

Şehirde bilbortlar dışında gördüğümüzve tüm ülkede halk bazındaki  siyasi "sesizlik", yerel gazeteleri açınca bozuluyor.
Yerel gazetelere bakılır ise tüm parti adayları harıl harıl çalışıyor..

Şehirde  seçilecek yerdeki parti adaylarının hepsinin "Zonguldak kökenli" olmayıp,   "lider salması" olduğundan olsa gerek, bir gazete de" Size soran mı var? Hepsi aynı. Lider kimi diyorsa onu seçeceksiniz..  Olan olmuş. Siz keyfini çıkarın. Önünüze gelenle yetinin.." dercesine "Köksal Toptan ve Mehmet Haberal'dan  faydalanılması gerektiğini" vurgulayarak bu iki" değer"in  Zonguldak'a katkı için değerlendirilmesine  yönelik makale okuyoruz..












İşte gazetelerden edindklerimiz.. CHP adayı Haberal malum, "tutuklu" yerine kardeşleri aktvite gösteriyormuş.

Üç şey şey dikaktimden kaçmadı.

1-
Yerel gazeteler dün gerçekleşen Kep giyme törenini haberleştirememiş olmalı ki,  törenle ilgili bişey bulamadık..


2- Haberl'ın kardeşi AKP adayı Köksal Toptan için.. Siyasetn Zonguldak'a çok faydalı olmadığını söyleriz . Fakat onun hırsılık , çalma çırpma adına bir şey yaptığını söyleyemeyiz" yollu açıklama yapmış..

3- 2006 da geldiğimde ll . Makas sakinleri, " Siyasiler, seçimlerde geliyor...Bizim burnu sümüklü çocuklarımızı öpüyor.. Bi daha da gelmiyorlar. Halbuki gelseler biz onların tertemiz ellerini öpeceğiz.. Gelmiyorlar" diyorlardı. yerel gazete haberinden bu seçimlerde de AKP adayı Özcan Ulupınar'ın ll Makas'da toplantı yaptığını duyurarak "Beni Devrek'deki akrabalarınıza sorun.. Onlara hizmet verdim. Sizede hizmet vereceğim" şeklinde konuştuğunu öğreniyoruz.


Peki gözümüzle gördüğümüz ne?


2006 da ll. Makas'a giderek vatandaşı dinlemiştik. Onlar; "Karşıya hizmet veriyorlar. Bizim buraya gelmiyorlar."diyerek belediye himetlerinden yararlanamadıklarını , çöplerinin alınmadığını " belirtiyorlardı. Budefa gitiğimizde otobüsle şehre girreken ll Makas'da bu sözler hatırıma gelerek dikkat kesildim. Evet ll Makas'da mahalle girişindeki bakkalın önünde belediye işçileri çöpleri temilemekle meşguldüler. Demek ki Zonguldak şehir merkezinde bulunan ll. Makas'da belediyenin en önemli hizmeti olan çöp alma işi başlanmış.


































05 Eylül, 2009



Gümüşdere!



Allah’ın güzellikler için verdiği imkanı, nasıl b..ettiğimizi görmek istiyorsanız, gidin Ankara Çayı’na bakın.
Eğer biliyorsanız tekrar tekrar ne büyük imkanı nasıl bu hale getirdiğimizi düşünün.
Sadece Başkentin ortasından akan Ankara Çayı bile Avrupa Birliği standardımızı veriyor.
Bir başka memlekette olsa pırıl pırıl akarak şehir içinde süzüle süzüle gitmesi, çeşitli rekreasyon alanları, parkları ve bahçeleri ile yorgun bedenleri, bunalmış beyinleri dinlendirmesi içten bile olmayan Ankara Çayı; göz, burun kirliği şurada dursun mikrop saça saça akıp gidiyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi.. Altındağ.. Keçiören.. Yenimahalle..Etimesgut..Ve Sincan Belediyeleri tedbir almıyor, seyir ediyor.
Sadece onlar mı?
Başta Milli Savunmaya bağlı tesisler.. Kara ve Hava Kuvvetleri olmak üzere bir çok Bakanlık teşkilatları, kamu ile iri cüsseli özel sektör kuruluşları çayda taşınanlara(!) bakıyor.Ama çay mikrop saçarak yanlarında yaşayanlara, yanından geçmek için o bölgeye yolu düşenlere zehir,virüs ne varsa aşılıyor.

Çay boyunca konuşlandırılmış askeri alanlarda, okullarda, sanayilerde mikroplara mahkum ettiğimiz binlerce insanlar gibi birde çevresinde bulunan Atatürk Orman Çiftliği ve Sincan Bölgesindeki hayvanların barındığı parklarla hayvanları da bu mikroplara mahkum etmişiz.
Diyecekler ki; ne olsa alışırlar!...
Ankara Çayı’nın özellikle bahar ve sonbahar aylarında oluşturduğu kesif sis, yaz aylarındaki ağır koku ile insanları,hayvanları ve bitkileri rahatsız ediyor. Fakat belli ki yetkililer bundan rahatsızlık duymuyor.


Önceki gün, Gülhane Hastanesi’nin altındaki yoldan (Etlik’ten –Meteorolojiye) geçtim.Yol boyu kıvrıla kıvrıla Ankara çayı akıyor.Çay değil b.. akıyor..


Tıpkı Yenimahalle, Etimesgut ve Sincan’da geçtiği bölmelerde ki gibi burada da yani Altındağ, Keçiören arasında da şehrin tam göbeğinde bu dereden istifade ile çeşitli sebze ekenler mevcut.


Yol kenarında Meteoroloji’nin karşısına düşen Gümüşdere Mahallesi’ni işaret eden bir levha dikkatimi çekti. Demek bir zaman bu pislik akan dere “Gümüşdere” imiş..Güzel isim.Olması gereken sıfat.Gel gör ki Ankara’ya can ve güzellik katması gereken Ankara çayı rezalet.
Akşam Eryaman’a geliyoruz.
Saat 20.00 olmuş ancak hala Ankara yanıyor.İstanbul yolu boyunca Ankara Çayı’nın sıcak nedeniyle yaydığı koku dayanılmaz halde..
Yanında yöresinde oturanlara sağlık diliyorum. Sabır dilemiyorum.Çünkü hak ediyorlar. Eğer hak etmeseler ilgili kuruluşların, her gün iki ekmek verdiği için dua ettikleri belediye başkanlarının kapısına dikilirler. Sincan’dan her gün yüzlerce insan, burunlarını kapatarak Çaydan gerek beton köprü gerekse tahta köprüyü vasıtasıyla Harikalar diyarına geliyor. Ve çektiği ızdırabı unutuyor.Aynı yoldan evine dönüyor yine unutuyor..


Normal zamanlarda görülmediği kadar çayın rutubeti ve dolayısıyla kokusu çevreyi sarmış.Uzaktan bakınca çay çevresinde oluşan nem bulutu manzarayı ortaya koyuyor. Otobüsümüz Ayaş yolundan Eryaman- Devlet Mahallesine döndü. Hala Gümüşdere’nin yani Ankara Çayı’nın pisliği peşimizi bırakmadı..Sıcaklar artıkça tehlike boyutu da artıyor.
Halbuki çözüm zor mu?..
Evet zor.
Önce saydığım belediyeler işbirliği yapacak, birlikte çalışacaklar.Bu zor iş...
Zira koordinasyon gerek, birliktelik gerek.. Kamu ve özel kuruluşlar bir olup ucundan kenarından tutmaları gerek.ABD ve Almanya artıkları tanklar vs ile Mehmetçiklere eğitim verenler, kafaları kızınca tankları Sincan istikametine sürenler, gerekirse Ankara Çayı’nın mikroptan kurtulması için ellerini taşın altına koyacaklar.Koymaları gerek. Bu zor iş.
Şimdiye kadar olduğu gibi en güzel iş, kutlamalar..
Risk yok..Eser yok.. Çekersin nutku; günü gün eder, yatarsın.
Ancak Avrupa Birliği böğrüne çuvaldızı yerleştirdi mi “ıhh” der zorda olsa uyanırsın.
Buradan Avrupa Fatihi (!) Başbakan’a sesleniyorum:
Avrupa Birliği, önümüze şart olarak “Ankara’yı b.. kurtar da gel” demeden Gel şu işi üstlenin. Hem Ankaralılara bir iyilik yapın hem de tarihe geçin. Tüm ilgili belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına “Bu yıl, bu iş bitmeden hiçbir kutlamaya para harcanmayacak” diye bir talimat verseniz kuzu kuzu bir araya gelirler.Bu işi, bitirirler.


Sayın Başbakan,
Ankara Çayını en güzel şekilde değerlendirecek güç ve elinizde “cin gibi adamlar(!)” var. Estergon Kala’sını dikenler.. Harikalar Diyarı parkını oluşturanlar... Ankara Çayı’nı da temizler güzelleştirir.
Yeter ki isteyin. “Başbakan geliyor” diye -Ankara Büyükşehir Belediyesi, “Aile Yaşam Merkezi”ni hayata geçirdi- eski Hosta binası çevresini bayram yerine çevirenler, Ankara Çayı’nı mı temizlemezler?
Yeter ki istensin. Ankara Çayı’nı, adına yakışır “Gümüşdere” yaparlar..



Necati Çavdar- Emiryaman /Ankara-

29 Ağustos, 2006

NECATİ ÇAVDAR 'IN OBASI : 1

NECATİ ÇAVDAR 'IN OBASI : l Necati Çavdar'ın penceresinden DİL'den DİL'e İL'den İL'e ANADOLU'dan İZLENİMLERİ ŞİİRLERİNİ RÖPORTAJLARI VE BAZI YAZILARINI BULACAKSINIZ DEVAMI NI İZLEMEK İÇİN: NECATİ ÇAVDAR'IN OBASI ll www.necaticavdar.blogspot.com VE Yazıları için: www.haberbir.com http://blog.milliyet.com.tr/necaticavdar www.blogcu.com/necaticavdar www.benimblog.com/necaticavdar Şirleri için: http://www.sairinyeri.blogspot.com Doğduğu yer: KÜÇÜK HIRKA KÖYÜ için www.khirka.blogspot.com ADRESLERİNE BAKILABİLİR

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...