13 Eylül, 2019

NETEKIM; 12 EYLÜL "OurBOYS" bayramı , ABD/NATO , onun evlatları kınayaksin...

NETEKIM;
12 EYLÜL
"OurBOYS" bayramı , ABD/NATO , onun evlatları kınayaksin...



https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10156745520032700&set=pcb.10156745512782700&type=3&theater


NETEKIM;
12 EYLÜL
"OurBOYS" bayramı , ABD/NATO , onun evlatları kınayaksin...
6191 _ Geçici 32.madde:
Tayyip Erdoğan ve ekibine (AKP ye ) kutlu olsun
...............................
Biz "ourBoys" demiştik..
BBC, bu gün yayınladığı Amerikan gizli belgeleri ile durumu tescilledi.
ABD gizli diplomatik belgelerinde 12 Eylül darbesi: 'Askeri liderleri iyi tanıyoruz, endişelenmek için neden yok'

12 Eylül 1980 de NATO kontrollü askeri darbesi sırasında ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan James Spain,
ABD'ye gönderdiği diplomatik notta şöyle diyor:
"Mevcut askeri liderlerin tamamını iyi tanıyoruz ve özellikle de NATO üyeliği başta olmak üzere Türkiye'nin güvenlik ya da dış politikasında değişim yaşanacağı yönünde bir endişe taşımamıza da gerek yok.

Buradaki esas mesele, bu çıkarları etkin ve hızlı bir şekilde yeniden tesis edilen demokratik ortamda da korumak olacak. Ancak bunun olmayacağına inanmak için de herhangi bir neden bulunmuyor.

Bu ilk günlerde daha da önemli olan ise bizim kamuoyu önündeki tutumumuz. ABD devleti adına konuşan sözcülere, durumu yakından takip ettiklerini söylemelerini ve yorumlarını Türkiye'nin NATO üyeliği gibi dış politika yaklaşımlarında herhangi bir değişim görmeyi beklemedikleri yönündeki ifadelerle sınırlı tutmalarını öneriyoruz."

Spain'in yazışmasında bahsettiği Savunma ve Ekonomik İşbirliği Antlaşması (SEİA), 29 Mart 1980 tarihinde imzalandı. Bu anlaşma ile NATO sorumlulukları kapsamında ABD'ye Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait bazı tesislerdeki ortak savunma önlemlerine katılma izni verilirken, ABD de Türkiye'nin kalkınma çalışmalarına "mali ve teknik yardım sağlamak için elinden gelen her türlü çabayı" gösterme taahhüdünde bulunuyor.

ABD Hesap Verilebilirlik Kurumu tarafından 1982 yılında hazırlanan bir raporda, SEİA anlaşmasıyla ABD'nin Türkiye'deki askeri tesislere erişiminin ambargo dönemi öncesindeki düzeylere döndüğü ve bu sayede "askeri tesislere, istihbarat tesislerine ve uzun menzilli bir navigasyon istasyona daha serbest şekilde erişmeye" başladığı belirtildi.
.......
http://www.google.com.tr/url


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gözlük


Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, ayakta duran insanlar

::::::::::::::::::::::::::
 Necati Çavdar buna ifade bıraktı.

“DARBE İÇİN 10 SENE ÇALIŞTIK”
İmza: “Our Boys” Evren
Evren Paşaya ,*"Efendim yönetime el koyma büyük bir organizasyondur, bir günde hiç bir çatışma , direnme olmadan bu işi nasıl çözdünüz ?*" diye sormuştum..Cevabı *"Dinçerler, 10 sene çalıştık..!** Demişti.. Tatbikat adı altinda çalışmışlar..Adını da söylemişti..15 Temmuz 'a da tatbikat demişlerdi..! Yetki sahipleri adını bulur.. Kıssadan hisse: iktidarın kim olduğu değil, *"sivil*" oluşu yetmiş demek ki..! Sivil - Asker çatışması Osmanlı'dan müdevver yerleşik bir kuralımızdır..Ve vazgeçilmezdir...Bence ortadan ebediyyen kaldıracak bir ahlak ve güç henüz zuhur etmedi..Yazık bu güzelim vatana..! NOT:1) İnanmak zorunda değilsiniz,ama Yüce Allah şahittir..NOT:2) Ayrıca günde 30 civarında terör cinayetinin vuku buldugu o dönemde , darbe ertesi cinayetlerin birden durmasını bir emekli orgeneral "hazırlığın" mükemmel oluşuyla iliskilendirmisti,..! Çankaya köşkünde müşavir idi..!
Yorumlar
  • Necati Çavdar Dışarıda NATO silahlarıyla millet birbirini kırıyor..
    Kenan Evren, alt yapı oluşturmak için birlikleri dolaşıyor..
    1,5-2 yıl önce Diyarbakır'a gelip rütbeli askerleri Diyarbakır ordu evi konferans salonunda ( Gökdelen denen Tatlıcılar otelin salonu)

    Toplayarak sivil lerle asker maaşlarını örnekleyip bol keseden özlük haklarını artıracağını söyleyerek milleti tavlıyor..
    "Bu dü ..... DARBE YAPACAK"
    Dedim
    Nerden biliyorsun diyenlere " Hükümete ileteceğim".. "teklif edeceğim". "Çalışacağım" vs demeyip doğrudan "YAPACAĞIM", "EDECEĞİM "vs diye tekil ifade kullanıyor..ve iş olgunlaşınca
    "OUR BOYS" sıfatıyla NATO adına harekete geçti..
    Tabii bu arada Bölge ülkelerinden SOVYET etkisindeki Mısır ında eksen değiştirdiğini unutmamak gerek
    2-
    1953-54lerde aynı hüçrede
    Ecevit-Suphi Karaman ve Türkeş birlikteliği bir yana
    ..
    Hiç bir bakkalı manavı olmayan "ORTAANADOLU AÇIK HAVA ŞEHRİ " olarak kurulan ORAN da TUZ-EKMEK KOMŞUSU olduğu Kızılay da Ecevit-Türkeş bir el sıkışsalar 5000 kişinin ölmeye bileceği de akıldan çıkarılmamalı
  • //////////////////////////////////////////////
    Alper Aksoy ülkücü hareketin romanın yazan çok değerli sorgulamalalar yapan bir yazardır. 12 Eylül'ü sorgulayan o yazılarından ikisi:
    12 EYLÜL'Ü DOSDOĞRU YAZMAK
    12 Eylül İhtilali'nden 8-10 yıl sonra Sovyet rejimi ve demirperde ülkeleri dağılacak, bugünkü Türk cumhuriyetleri bağımsızlığını alacaktı.
    Amerika bunu 60'lı yıllarda öngörmüş ve Türkiye'yi dizayn etme çalışmalarına 70'li yıllarda başlamıştı. Türkiye'nin Sovyetlerin dağılma sürecini güçsüz bir ekonomik yapı ile karşılaması gerekiyordu. Bunun için de anarşiye ihtiyaç vardı.
    Bu görev Nato Gladyosu'na verildi,. Önce devasa bir komünizm tehlikesi icat edildi. Türk solu devrim yapacağına inandırıldı, Türk sağı da "devasa komünizm tehlikesi"ne... Gerisi tereyağından kıl çekmek kadar kolaydı ve 5000 can toprağa düştü... Fakat komünizm tehlikesi 13 Eylül günü bir gecede buharlaşıverdi ama iki taraf da uyanmadı...
    Gladyo provokasyonu muhteşemdi çünkü...
    Aradan tam 39 yıl geçti hangi oyunun figuranı olduğunu iki taraf da halen anlamış ve yeni kuşaklara anlatabilmiş değil...
    İki taraf da hatıra anlatıyor.
    12 Eylül'den bir gün önce, bir ay önce, bir yıl önce Ülkücüler:
    "Kenan Evren ah bir ihtilal yapsa..."
    "Yapsa da şu akan kan dursa..."
    diye gözümüz yollarda idi.
    İhtilali beklemekten gözlerimize kara su inmişti.
    İnmişti çünkü sokaklar kan gölüydü, bulvarlar barut kokusu... Gencecik fidanlar bir bir devriliyordu. Sabahları okuluna, işine gidenler helalleşerek çıkıyordu evden.
    İşte bu yüzden Ülkücülerin Hergün Gazetesi 13 Eylül günü "Hoş Geldin Şanlı Türk Ordusu" manşetiyle çıkmıştı.
    Hepimiz "Oh beee Ordu yönetime el koydu" sevincini yaşıyorduk.
    İşte o kavga günlerinde Galip Erdem'in sesi, silah tarrakaları arasında kısa bir an duyulup sonra kayboluyordu:
    "Evet, doğru... Kavgadan kaçıyorum. Çünkü, böyle bir kavganın faydasına inanmıyorum. Her iki tarafın da kaybedeceğini, şimdilik hiç hesaba katmadığımız üçüncü bir tarafın kazanacağını biliyorum. Bu üçüncü zümrenin hem her iki tarafa, hem de vatanın bütünlüğüne düşman olduğunu biliyorum. Böyle bir sonucun felaket olacağını da biliyorum…”
    Peki kimdi o "Üçüncü taraf"?..
    "Komünizmi biz durdurduk!.."
    "Rusların sıcak denizlere inmesini biz önledik!.."
    "Hatta Sovyetleri biz parçaladık!.."
    Yalanlarına kimse inanmasın.
    Biz nefsi müdafaa yaptık sadece; yaşamak için, hayatta kalmak için başka da şansımız yoktu. Elimizdeki çakar almaz silahlarla "Sıcak denizlere inecek" denilen Rusları nasıl durduracaktık?.. Her hafta sekiz on tabut veriliyordu omzumuza... Ertesi hafta (bir eksik veya bir fazla) onlar tabut taşıyordu.
    Zaten bu etki-tepki hesapları Nato Gladyosu tarafından titizlikle yapılmıştı.
    İçine düştüğümüz bu anafordan bir türlü çıkamıyorduk. Eylem iradesi ne Ülkücülerin elindeydi, ne Devrimcilerin... Dönen anaforda etki-tepki kıskacında kıvranıyorduk.
    Sonuç olarak Galip Erdem'in "Her iki tarafın da kaybedeceğini, üçüncü bir tarafın kazanacağını biliyorum" öngörüsü gerçek oldu. İki taraf da kaybetti... Kazananın ABD olduğunu, Nato Gladyosu olduğunu yıllar sonra anlayacaktık.
    Hiç kimse Kenan Evren nefretinin, darağacı acılarının, Mamak zulmünün hissiyatına kapılıp gerçekleri saklamasın!..
    Yeni kuşaklara gerçekleri söylemeliyiz... Ki aynı tuzağa bir daha düşülmesin, aynı acılar bir daha yaşanmasın, kazanan üçüncü taraf unutulmasın...
    Alper Aksoy
    Yorumlar
    • Hakkı Öğüt Güzel bir izah olmuş ama. Yeniden Milli Mucadele hareketinin uyarıları Amerika Rusya Yahudiye Kukla manşetleri yaşım çok kucuktu ama hala gözümün önünde
      3
    • Mustafa İnce O yıllarda sayın Edibali mücadeleci gençliği bu kavganın dışında tutmuş, emperyalist güçlerin bu oyununa alet olmamıştır. Gençliğe " gençler silahlı mücadeleyi durdurun" çağrısı yaparak gençleri uyarmıştır. Lâkin o kaos ortamında gençlerimiz bu çağrıya maalesef kulak vermemiş beşbin millet evladı kara toprağa girmiş, pek çoğuda hapislerde çürümüştür. Bu ibret verici olaylar ve bunu tezgahlayanlar yeni nesillere bir ibret vesikası olarak iyi anlatılmalıdır.
      3
    • Hikmet Sofu İNKILAP
      Evet! İnkılaptan başka çözüm yok! İnsan ve toplum için inkılap…
      Her türlü -askeri-sivil- ihtilale hayır!..

      Çözüm yürekleri aklı silip temizleyerek yeniden bir yürek inşa eden, insanı yeniden insan olmaya yeni bir insan olmaya doğru her an süren sürekli değiştiren yenileyen yürek inkılabı...
      İnsana, çevresini toplumu milleti düzeltme, düzenleme değiştirme iyileştirme güzelleştirme enerjisi veren inkılap için çalışıyorduk ve çalışmaya devam ediyoruz!..
    • Necdet Özgür 1960 YILINDAN ÇOK DAHA ESKİLERDE BU ÖNGÖRÜ DE BULUNAN BİRİ VARDI..."Osmanlı İmparatorluğu ne oldu? Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu? Dünyayı ürküten Almanya’dan bugün ne kaldı? Demek ki hiç bir şey sürgit değildir. Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız." Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 29 Ekim 1933
      3
    • Mehmet Emin Danış İLGİNÇ BIR TESADÜF, 1 SAAT ÖNCE BU KONUDA MAKALE YAZDIM, PATLAŞTIM.. KALBİMİZ BİR HOCAM...

      İşte, BİZ DE SANIYORUZ Kİ başlıklı makalemin linki.


      https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=2415768835197331&substory_index=2&id=100002927143073
      2
    • Necati Çavdar 1-
      Dışarda NATO silahlarıyla millet birbirini kırıyor..
      Kenan Evren, alt yapı oluşturmak için birlikleri dolaşıyor..

      1,5-2 yıl önce Diyarbakır A gelip rütbeli askerleri Diyarbakır ordu evi konferans salonunda ( Gökdelen denen Tatlıcılar otelin salonu
      )
      Toplayarak sivil lerle asker maaşlarını örnekleyip bol keseden özlük haklarını artıracağını söyleyerek milleti tavlıyor
      "Bu..... DARBE YAPACAK"
      Dedim

      Nerden biliyorsun diyenlere Hükümete ileteceğim.. Çalışacağım vs demeyip doğrudan YAPACAĞIM, EDECEĞİM vs diye tekil ifade kullanıyor..ve iş olgunlaşınca
      OUR BOYS sıfatıyla NATO adına harekete geçti..
      Tabii bu arada Bölge ülkelerinden SOVYET etkisindeki Mısır ında eksen değiştirdiğini unutmamak gerek

      2-
      1953-54den aynı hüçrede
      Ecevit-suphi karaman ve Türkeş birlikteliği bir yana
      ..
      Hiç bir bakkalı manavı olmayan ORTAANADOLU AÇIK HAVA ŞEHRİ olarak kurulan ORAN da Ecevit-Türkeş in TUZ-EKMEK KOMŞUSU olduğu Kızılay da bir el sıkışsalar 5000 kişinin ölmeyebileceği de akıldan uzak tutulmamalı
    • Ramazan Yeşil Bu güzel analiz için teşekkürler.
      • Yanıtla
      • 5s
      •  /////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////


Hiç yorum yok:

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700&...