21 Eylül, 2005

HANGÄ° CÃœRETLE?..

Birkaç gün önce “ Ezan Okuma Yarışması’nın birincisi Erzurum’dan şeklinde bir haber vardı. Haber şöyle devam ediyordu: Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ikincisi düzenlenen ‘Ezanı Güzel Okuma Final Yarışması’ düzenlendi.Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ikincisi düzenlenen yarışmanın katılımcıları, ezan okuma sırasını kura çekerek belirledi. Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Kocatepe’de toplanan yarışmacılar, sabah ezanını uşşak, saba ve rast makamında okudu. Ankara Kocatepe Camii’nde yapılan yarışmanın birincisi, Erzurum Hacı Salih Efendi Camii İmam Hatibi Hasan Koçak oldu. Ezan Yarışması, daha önce bölgelerde yapılan seçmelerde birinci gelen 10 aday arasında gerçekleştirildi. Erzurum bölgesinden 4. sırada yarışmaya katılan Hasan Koçak, 91 puanla yarışmayı birinci bitirdi. İkinci 90,16 puan ile İstanbul’dan Latif Yeşil; üçüncü ise 89,50 puan ile Eskişehir’den Neşet Kaplan oldu. Dereceye giren imam hatiplere, 1 Ekim’de Kocatepe Camii’nde ödülleri verilecek. Ankara, Zaman “ Ezan okuma şampiyonasının henüz ikincisi yapılmış. Ancak elimde yıllar önceden bir beyin bana verdiği kartvizit var. Özelikle onu saklamış arşivime koymuştum.Kartta ismi yazılı ve Erzurumlu, o dönemde Ankara’da bir Lisede bir çok ünlünün evladına hocalık yapan aynı lisede Müdür Yardımcılığı ve Vakıf Başkanlığı’da yapan şahıs, “Türküye Ezan okuma şampiyonu...� Bitmedi.�Kocatepe Camii fahri Müezzini “idi. Kendisine sormuştum: Hocam “Ezan okuma şampiyonası� ne zaman yapıldı? “ soruma karşılık “Henüz böyle bir yarışma yapılmadı. Yapılsa ben kazanırdım.Ama kim bilecek?... Kartı verdiğim insanlar şöyle bir süzüyor ve “mühim adam� diye cebine saygıyla indiriyor.Benim içinde önemli olan sesimin reklamını yapmak.Sesim güzel� diye konuşmuştu. Yani o dönemde ne ezan okuma yarışması yapılmış nede o şahıs birinci olmuştu.Ama kartvizitinde “Türkiye Ezan okuma şampiyonu� yazıyordu. Gelelim “Kocatepe Camii Fahri Müezzini�.. titrine.. Onu da şöyle anlattı: Kocatepe Camiinde ezan okumayı çok istiyorum.Fakat bırakmazlar. Duydum ki Kasım Gülek ölmüş. Cenazesi Kocatepe’den kaldırılacak. Yanıma hemşehrim saat ustası Salih beyi aldım..Yaşı yetmişlere dayanmasına rağmen hala bekar olan ve 12 Eylülün çafçaflı zamanlarında bile ikide bir “Kenan Evren’in kızı ile evleneceğim� dediği için “Deli Salih� diye söylenen Salih bey güzel konuşur ve güzel giyinir. Gittik Kocatepe’ye. İlgililere “Kasım beyin Sala’sını ben vereceğim� dedim..Ancak, “Biz okuruz, biz görevliyiz, biz ne güne duruyoruz “diyorlar kabul etmiyorlar. Birazda tartıştık. Sonra asasını kaldıran Salih bey o güzel Türkçe’si ile “ Kasım beyin vasiyetidir. Sala’yı Hasan bey kardeşimiz verecek..�unu, şimdi kafanızda kırdırmayın� demesiyle adamlar irkildi.Ve ben “Aman paşam!.. Lütfen hiddet buyurmayınız..Arkadaşlar görevlerini yapıyor ve vazifelerini hatırlatıyorlar.Yoksa bir kabalıkları yok� diyence bizim Deli Salih’i gerçekten emekli bir paşa zannederek “ Tabi bizim için ne sakıncası var ki, ama vazife “ filan diyerek benim sala okumamama müsaade ettiler.Kasım Gülek’in salasını ben okudum..Dolayısıyla “Kocatepe Camii Fahri Müezzini�olmuş oldum.. Yani kendine kendi unvan veriyor.: Televizyonlar ve Radyolar bağırıyor: �Ata Türk, alkol komasından ..Eroinden.. Ex..� Ama Ata Türk’ün cenazesine Bayrağımız sarılıyor. Kendisi �ehit olmasa bile.. Esas hesap sahibi ne der?.. Bilmeyiz, ama hiç de Allah’ın hakkında ne hüküm evereceğini bilmeyenler “şehit� etiketini basıp mezara indiriyorlar... Haydi Hasan hocanınki dünyalılara karşı ve dünyalık bir unvan tesisi idi..Öbür aleme ve orada işe yarayacak bir unvanı nasıl ve hangi cüretle tesis ediyor, medya da görünmenin şahadet getirdiği ölçüsünü koyuyorsunuz?

Hiç yorum yok:

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700&...