Allah Kerim.. Bilal Çoşkun sonunda makamını bulmuş..Ya Kerim okuyor......
.............
Bilal bey, Kültür Bakanlığında Daire Başkanı olmuş..
Necati bey caddesinde Kültür Bakanlığı ek binasında ki ziyaretimden ..
TBMM de iken komşu idik..
Kendisine çay almaya gidince Bana da çay getirirdi..
Görenler garipserdi.
Bunun üzerine kendisiyle alakalı bir köşe yazısı yazmıştım.
Ancak malesef elinde okuduğu "Ya Kerim" meselesi yüzünden ( tazminata konu edilince ) Anayurt gazetesi, o yazımı ve tüm yazılarımı İnternet'te sansür uyguladı.
Elbette arşivlerde mevcuttur..
.............
Bilal bey, Kültür Bakanlığında Daire Başkanı olmuş..
Necati bey caddesinde Kültür Bakanlığı ek binasında ki ziyaretimden ..
TBMM de iken komşu idik..
Kendisine çay almaya gidince Bana da çay getirirdi..
Görenler garipserdi.
Bunun üzerine kendisiyle alakalı bir köşe yazısı yazmıştım.
Ancak malesef elinde okuduğu "Ya Kerim" meselesi yüzünden ( tazminata konu edilince ) Anayurt gazetesi, o yazımı ve tüm yazılarımı İnternet'te sansür uyguladı.
Elbette arşivlerde mevcuttur..
6 yorum:
Mehmet Tezel'den duyuru
(31 Mart 2017 Cuma/günü regaip kandili )
Bilal Coşkun kardeşimizi kaybettik merhuma rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Cenazesi 31 mart cuma günü ikindi namazını müteakip Karşıyaka mezarlığında defnedilecektir.
http://www.biyografya.com/biyografi/832
.....
http://aa.com.tr/tr/turkiye/38-kisinin-serbest-birakilmasina-itiraz/133857?amp=1Aynı şekilde, TBMM Başkanının danışmanı Bilal Coşkun, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Özel Kalem Müdürü Adnan Boynukara ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da Özel Kalem Müdürü ve Basın Danışmanı Edip Ali Yavuz haklarında, hiçbir delil olmadığı halde "terör örgütü üyesi" olarak karar alınıp dinlenildikleri ve bu sayede TBMM Başkanı, eski Adalet Bakanı Ergin ve MİT Müsteşarı Fidan'ın görüşmelerinin dinlenilerek kayıt altına alındığı bilgisi verilen dilekçede, Fidan için "Emin" kod adı kullanılarak tapelerinin yazıldığına işaret edildi.
......
http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=209&t=9917
Polis Koleji ve Akademisi'ne 12 Eylül sonrasında atanan öğretim üyeleri arasında ilginç isimler vardı. Bunlardan biri Türk Dili ve Edebiyatı derslerine gelen Bilal Coşkun’du:
Coşkun bir ders sırasında, "Atatürk'ü Samsun'a Vahdettin gönderdi. Parasını da, O verdi. Gidip, düşmana karşı hazırlık yapması için görevlendirmişti. Ancak Atatürk, Vahdettin'e ihanet etti" deyince, öğrenciler dayanamadı. Başta Ender Gündüz, Tuncer Avcı, Olcay Tok ve ben olmak üzere, birçok öğrenci karşı çıktık. Coşkun gördüğü tepki karşısında şaşkın, dersi terk etmek zorunda kaldı.
Kaynakça
Kitap: CEMAATİN COPLARI
Yazar: Zübeyir Kındıra
Şair-yazar Bilal Coşkun vefat etti
http://www.milligazete.com.tr/sair_yazar_bilal_coskun_vefat_etti/460034
Şair-yazar-bürokrat Bilal Coşkun önceki gece Ankara’da vefat etti. Bilal Coşkun’un cenazesi dün ikindi namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Coşkun’un cenazesine ailesi, yakınları, çalışma arkadaşları ve edebiyat dünyasından isimler katıldı.
Şair-yazar Bilal Coşkun1950 yılında Kayseri - Pınarbaşı’nın Artmak köyünde doğdu. İlkokulu köyünde, ortaokulu Aksaray’da, lise tahsilini İstanbul Halkalı Tarım Meslek Lisesinde tamamladı. 1977 yılında Atatürk Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 1981’de Gazi Üniversitesi’nde master yaptı. Ankara Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını sürdürüyordu. Bilal Coşkun, Tarım teknisyeni olarak başladığı memuriyetini, uzun yıllar Polis Koleji ve Polis Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak sürdürdü. Başbakanlık ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde uzman ve danışmanlık görevlerinde bulundu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanlığı görevini yaptı. Bilal Coşkun, Sivil toplum kuruluşlarında üyelik ve yönetim görevlerinde bulundu. İlesam, Türkiye Yazarlar Birliği, Çocuk Edebiyatçıları Derneği, Memur-Sen, Server Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarında yönetim ve üyeliklerde bulundu. Yazı ve Şiirleri, Türkiye, Bab-ı Alide Sabah, Sur, Seher Vakti, Yüzakı gibi gazete ve dergilerde yayımlandı. Şiirleriyle kazandığı ödülleri bulunmaktadır. Halen, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı Müşavirliği görevini sürdürmekteydi. Milli Gazete olarak merhuma Allah’tan (cc) rahmet, ailesine ve edebiyat camiasına sabırlar dileriz.
Eserleri
* Günümüz Hikayecilerinden Seçmeler ( Rıfkı Kaymaz , Sırrı Er’le birlikte )
* Yavru Kuş Çocuklar İçin Şiirler, Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmen Yazarlar Serisi
* Mizan, Şiirler ,Timaş Yayınları
* Gül Rengi Ufuklar, Şiirler, Server Vakfı Yayınları
* Sevdana Düştü Gönül, Şiirler, Timaş Yayınları
"Çalışan kadınların hepsi orospudur"
Kındıra kitabında isim isim polis eğitim kurumlarındaki Fethullahçı örgütlenmenin sorumlularını da deşifre ediyordu. 2001 yılında ilk baskısı yapılan kitapta polis okulu ve akademisi öğrencileri ya da hocaları olarak adları geçenlerin daha sonra emniyet içinde yürütülen Fethullah Gülen soruşturmalarında da karşısına çıktığını örneklerle anlatan Kındıra'nın adını andığı isimlerden biri de Polis Koleji ve Akademisi'ne 12 Eylül sonrasında atanan öğretim üyelerinden Türk Dili ve Edebiyatı derslerine gelen B.C.'ydi. (Bu isim rumuz mu olsun acaba?) Coşkun'un derslerde edebiyat ya da Türk dilinden söz etmek yerine daha çok "hayat dersi" anlattığı öne sürülen kitapta, "Osmanlı 'nın güzelliğinden, Cumhuriyet döneminin nasıl toplumda dejenerasyona yol açtığından söz ederdi. İslamın yüceliğinden çok eşliliğe, tek çeşit yemek yenmesi gerekliliğinden Atatürk'ün yanlışlarına kadar her alanda düşüncelerini anlatırdı. Şer'i hukukun adaleti tam olarak yerine getirdiğini, ancak günümüzde uygulanan Batı hukukunun adaleti sağlayamadığını, çoğunu kendisinin uydurduğu hikâyelere dayanarak, ileri sürerdi" deniyordu. B.C.'nin bir ders sırasında, "Atatürk'ü Samsun'a Vahidettin gönderdi. Parasını da o verdi. Gidip, düşmana karşı hazırlık yapması için görevlendirmişti. Ancak Atatürk, Vahdettin'e ihanet etti" demesi üzerine aralarında kendisinin de bulunduğu bazı öğrencilerin gösterdiği tepki üzerine B.C.'nin dersi terk ettiğine kitabında Yer veren Kındıra, "Bir başka dersinde ise kadınların çalışmasının dinimizce yasak olduğunu, çalışan kadınların erkeklerle aynı ortama girip, yoldan çıktığını ileri sürdü.
Yine tartışma çıktı. B.C., heyecanla tezini savunuyordu:
- Çalışan kadınların hepsi orospudur.
Ender, birden ayağa fırladı ve başladı bağırmaya:
- Benim annem ebe. Sen bunu nasıl dersin?
B. C. 'nin rengi attı. Bu olay okul yönetimine ve bayan öğretmenlere yansıdı. B.C.,Polis Koleji'nde ders verdiği öğrencileri mezun olup Akademi'ye gidince, Polis Akademisi'nde de aynı şeriat propagandası yapmayı devam etti. Ta ki, hakkında soruşturma açılıp, sözleşmesi iptal edilene kadar. Bilal Coşkun, bu tarihten sonra, Refahyol hükümeti döneminde Başbakanlık müşavirliği kadrosuna geçirildi. B.C., hala TBMM'de."
Kaynakça
Kitap: İmamın Ordusu, “Dokunan Yanar”, Cemaat emniyette nasıl örgütlendi?
Yazar
: Ahmet Şık
http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=92&t=4612
Arapça Özlemi İle Yanan Emniyetçiler
http://www.turktoresi.com/viewtopic.php?f=208&t=9875
Fetullah Gülen, müritlerine Arapça eğitimi övüyor ve ne denli gerekli olduğunu anlatıyordu. Fetullah'ın, daha önce yazdığım "Kanla Abdest Alanlar" adlı kitabımda da yer alan şu açıklamalarını tekrar hatırlayalım:
"Cumhuriyetle beraber Arapça eğitimine karşı tavır alınması, o günün aydınının ve devlet yetkililerinin bir yanılgısıdır.
Eğitimde dünden bugüne baskıcı ve dayatmacı zihniyetlerin zorlaması ile kabul ettirilen tedrisat sistemini değiştirecek inkilapçı ruhlara ihtiyacımız var. Millet şu anda çeşitli doğmalarla zayi ediliyor."
Fetullah Gülen, insanları başına toplamış onlara ilmi (!) bilgi veriyordu. Gülen’in bilgilendirme amaçlı verdiği dersin konusu Çin'lerdi... Cinler hakkında uzun uzadıya bilgiler verdikten sonra kendince müthiş bir projesinden bahsediyordu:
..........
“Ben 1987 öğretim yılında Polis Koleji'ni bitirerek Polis Akademisi'ne girdim ve 1991 yılında mezun oldum. Bu öğretim süresi içersinde çeşitli derslerimize değişik öğretim üyeleri geliyorlardı. 1987-1988 öğrenim döneminde Hukuk Başlangıcı'na, 1991 yılında da CMUK’na gelen Ali Şafak adlı öğretim üyesi, ders konularını işlediği sırada bazı mukayeseler yaparak "batıdan alınan hukuk sisteminin dejenere olduğunu, İslam hukukuna dayanan Mecelle'nin şeriat hükümlerini ihtiva ettiğinden dolayı daha meşru ve hoş olduğunu” derslerinde işliyordu.
Yine 1988-89 öğretim döneminde idare Hukuku dersine gelen Remzi Fındıklı adlı hocamız da aynı mahiyette mukayese ve örnekler vererek ders konusunu işliyordu.
1987-1988, 1988-1989 döneminde Türk Dili ve Edebiyatı dersine gelen Bilal Coşkun adlı öğretim Üyesi ise, "Türk hukuk sistemini aşağılayarak, şeriat sistemini övücü ve hoş gösterici şekilde konuları işlerdi. Batılılaşmanın Türk sistemini dejenere ettiğini söylerdi, özellikle yeni harf ve kıyafet inkilabının toplumu geriye götürdüğünü ve kargaşaya sürüklediğini Farsça ve Arapça'nın geçmişte toplumu daha da yücelttiğinden bahsederdi." Bunun yanında Yahudilik ve Masonluk konularını işlerdi.
Aynı şekilde 1989-1990, 1990-1991 döneminde Türk Dili dersine gelen Halil İbrahim Okatarı adlı öğretim üyesi de, Bilal Coşkun’dan geri kalmayarak aynı konuları işlerdi. O da şeriat düzenini övücü konulara girer ağırlıkla Türk-İslam sentezini işlerdi.
AKP’liller ise onu bütün polis okullarının başına getirerek ödüllendiriyordu.
Kaynakça
Kitap: AMERİKADAKİ İMAM
Yazar: Ergün Poyraz
İlk izinde kendimizi Işık Evi'nde bulduk
http://www.hurriyet.com.tr/ilk-izinde-kendimizi-isik-evinde-bulduk-39230375
Faruk BİLDİRİCİ
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, ifadelerini DGM'deki Fethullah Gülen davasına ‘‘ek delil’’ olarak sunduğu Serhat Özkan'dan sonra, ‘‘Fethullahçı örgütlenme’’ konusunda yeni bir tanık ortaya çıktı. Zübeyir Kındıra, 1986 yılına kadar Polis Koleji ve Polis Akademisi'nde geçirdiği yıllarda tanık olduğu Fetullahçı örgütlenmeyi ‘‘Fetullah'ın Copları’’ adlı kitapta anlattı.
Zübeyir Kındıra, öğrenci olarak bulunduğu yedi yıl içinde Polis Koleji ve Polis Akademisi'nde tanık olduğu cemaat örgütlenmesini ‘‘Fethullah'ın Copları’’ adlı kitabında anlattı. Kındıra, kitabının önsözünde ‘‘Polis içerisinde Fethullahçı bir örgütlenme olduğuna tanık olduğunu’’ vurgulayarak, 1986 yılına kadar Kolej ve Akademi'de geçirdiği yıllar ve kitabıyla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
‘‘14 yaşında Polis Koleji öğrencisi olarak Emniyet Teşkilatı'na girdim ve 1986 yılında bu örgütün elemanlarının, baskı ve dayanaksız suçlamaları ile sicilim bozulduğu için ayrılmak durumunda kaldım. Polis Koleji ve Akademisi'nde geçirdiğim 7 yıl boyunca, polis içinde bu örgütün varlığını net olarak gördüm.
............
Kadın dediğin çalışmaz
Polis Koleji ve Akademisi'ne 12 Eylül sonrasında atanan öğretim üyeleri arasında ilginç isimler vardı. Bunlardan biri Türk Dili ve Edebiyatı derslerine gelen Bilal Coşkun'du:
Coşkun, çoğunlukla edebiyattan ya da Türk dilinden söz etmezdi. Daha çok ‘‘hayat dersi’’ anlatırdı. Osmanlı'nın güzelliğinden, Cumhuriyet döneminin nasıl toplumda dejenerasyona yol açtığından söz ederdi. İslamın yüceliğinden çok eşliliğe, tek çeşit yemek yenmesi gerekliliğinden Atatürk'ün yanlışlarına kadar her alanda düşüncelerini anlatırdı.
Şer'i hukukun adaleti tam olarak yerine getirdiğini, ancak günümüzde uygulanan Batı hukukunun adaleti sağlayamadığını, çoğunu kendisinin uydurduğu hikayelere dayanarak, ileri sürerdi.
Coşkun bir ders sırasında, ‘‘Atatürk'ü Samsun'a Vahidettin gönderdi. Parasını da o verdi. Gidip, düşmana karşı hazırlık yapması için görevlendirmişti. Ancak Atatürk, Vahdettin'e ihanet etti’’ deyince, öğrenciler dayanamadı. Başta Ender Gündüz, T.A., O.T. ve ben olmak üzere, bir çok öğrenci karşı çıktı. Coşkun gördüğü tepki karşısında şaşkın, dersi terk etmek zorunda kaldı.
Bir başka dersinde ise kadınların çalışmasının dinimizce yasak olduğunu, çalışan kadınların erkeklerle aynı ortama girip, yoldan çıktığını ileri sürdü. Yine tartışma çıktı. Bilal Coşkun, heyecanla tezini savunuyordu:
- Çalışan kadınların hepsi orospudur.
Ender, birden ayağa fırladı ve başladı bağırmaya:
- Benim annem ebe. Sen bunu nasıl dersin?
Coşkun'un rengi attı. Bu olay okul yönetimine ve bayan öğretmenlere yansıdı.
Bilal Coşkun, Polis Koleji'nde ders verdiği öğrencileri mezun olup Akademi'ye gidince, Polis Akademisi'nde de aynı şeriat propagandası yapmayı devam etti. Ta ki, hakkında soruşturma açılıp, sözleşmesi iptal edilene kadar. Bilal Coşkun, bu tarihten sonra, Refahyol hükümeti döneminde Başbakanlık müşavirliği kadrosuna geçirildi. Coşkun, hala TBMM'de.
Yorum Gönder