14 Nisan, 2019

“ÜÇ” Olay 41 kere Maşallah.....!

“ÜÇ” Olay
41 kere Maşallah.....!
Milletimizi ilgilendiren sosyal ve siyasal anlamda etkileyen/sarsan/saran “üç hadise” var.
Aradan epey zaman geçti.
Elbette her biri hatırlanırda..
Bunlar arasında sanki yıllar var gibi düşünülür..
Oysa hiç de öyle değil.
APO , GELDİ/GETİRİLDİ
Önce Beka vadisinde sonrada Suriye’de yuvalanan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdüllah Öcalan; 13 Şubat 1999 tarihinde, ayrıntıları hala pek bilinmeyen operasyon sonucunda Kenya’da yakalanıp 15 Şubat’ta Türk güvenlik görevlilerine teslim edildi.
16 Şubat 1999 tarihinde sonradan Ergenokon (Balyoz iddianamesi) sanığı olarak “tutuklu “ iken MHP den “Vekil” sıfatı verilen Engin Alan’ın komutanlığında “Bordo Bereliler” tarafından bir zamanlar Demirel’in sağ kolu olan Cavit Çağlar’ın özel uçağı ile Kenya'dan Türkiye’ye getirilen Öcalan İmralı Adası’ndaki cezaevine yerleştirildi.
İktidarda Demirel’in ikramı ile sadece 60 milletvekiline sahip azınlık hükümeti olarak Mustafa Bülent Ecevit oturuyordu. 18 Nisan 1999 da genel seçimler yapılacaktı.
Fethullah gülen o seçimde Ecevit’i destekliyoırdu...
Seçim onuçları üzerine açıklama yapması için Ecevit beklenirken Genel Merkezde DSP ileri gelenlerine Fethullah , Huf deyip üfledi. Yükseldiniz. Ya Hüfff diye içeri çekseydi, haliniz nice olurdu?” diyordum.
Mustafa Bülent Ecevit'in başbakan koltuğuna oturtulduğu 56. hükümet döneminde, PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilişinin ardından gidilen 18 Nisan 1999 seçimleri sonucu Ecevit’n DSP’si birinci, Meclis de tek sandalyesi olmayan ve “Ürkeklere değil erkeklere oy verin” diyen MHP, ikinci parti olarak meclis girmişti.
Belki de
Bebek katili Abdullah Öcalan, eğer Ecevit’in 56. azınlık hükümeti zamanı yakalanmamış olsaydı, DSP yerine, 18 Nisan 1999 seçimlerinde MHP' birinci parti olarak çıkacaktı..
Bu tehlikeyi(!) görenler Bebek katilini apar topar Ecevit'in başında bulunduğu azınlık hükümetine teslim etmişler midir, bilmiyorum.
Zira
Bu teslim edilişi yahut alınışı;
O dönemin Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel daha sonraları "Öcalan'ı bize Amerikalılar teslim etti"
Başbakan Bülent Ecevit de "Öcalan'ı bize niçin teslim ettiler, hala anlamış değilim" diye açıklayacaklardı.
Öte yandan
Engin Alan;
Bu konuda kararlıyım. Sakık ve Öcalan olayını hayatımın sonuna kadar saklayacağım. Kimseyle konuşmayacağım, eşim ve çocuklarım dahil.
.........
Hatta kızlarım ‘Baba yaz. Kasaya kilitle, senden sonra bize kalsın’ dediler. Onu da kabul etmedim. Tek satır bile yazmadım. Ama tarihi anlar yaşadık. Bu konuda hiçbir soruyu da cevaplamayacağım” derken
Kenya'da yayımlanan Daily Nation adlı gazete,
Mossad'ın tarihini anlatan "Gideon'un Casusları" adlı kitaba dayanarak PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin ardında, CİA kontrolünde İsrail gizli istihbarat örgütü Mossad'ın bulunduğunu yazdı.

GÜLEN, GİTTİ/GÖTÜRÜLDÜ
22 Mart 1999 günü Amerikaya gitti/götürüldü.
Kendisiyle ilgili bilinmeyenleri gazeteci Faruk Mercan'a anlattı. Gülen'in asker, polis, istihbarat ve magazin dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamaları ve Mercan'ın toplam 101 kişi ile görüşerek elde ettiği bilgiler 'Fethullah Gülen' adıyla kitaplaştırıldı.
Bu kitapda Gülen'in Amerika'ya gidişinden, devletle olan bilinmeyen ilişkilerine kadar birçok şey açıklanıyor.
GÜLEN'İ Göndern, ECEVİT .
Gülen’in ABD ye gidişi kitapda şöyle anlatılıyor:
"Gülen'in by-pass ameliyatı olması için Mayo Clinic ile temas kurulup, 22 Şubat 1999 tarihine randevu alındı.
ABD'den arayan Prof. Sait Tarhan, havaların çok soğuk olduğunu söyleyerek randevunun biraz ertelenmesini istedi. Yeni randevu tarihi 22 Mart 1999 olarak belirlendi.
Mart ayına gelindiğinde ilginç bir şey oldu. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcısı Nuh Mete Yüksel'in, Gülen hakkında soruşturma açtığına dair haberler İstanbul'a ulaşmaya başladı.
Gülen, bu şartlarda ABD'ye gitmeyi doğru bulmuyordu.
O günlerde Gülen'in yakın bir arkadaşı, havaalanında karşılaştığı Başbakan Bülent Ecevit'e bu durumu iletti.
Gülen'e telefon açan Ecevit, "Sağlığınız çok önemli. Sizinle ilgili böyle bir soruşturma olsa haberimiz olurdu. Lütfen tedavinizi aksatmayın ve ABD'ye gidin" dedi.
Gülen'in ABD'ye gitmesinde, Ecevit'ten gelen bu telefon en etkili sebeplerden biri oldu. (...) 22 Mart 1999 günü İstanbul'dan Chicago kentine giden THY uçağının yolcularından biri Gülen'di."
Gülen, bu hadiseyle ilgili olsa gerek ki Ecevit aşkını “Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkanı verirse, bunu ilk önce Ecevit için kullanırım...” diye selendirecektir.
Zira...
Fethullah Gülen 2007 yılında Amerika’da kaldığı evdeki bir öğlen yemeğinde Mustafa Bülent Ecevit’e aşkını şöyle andı:
“Ecevit hayatı boyunca oruç tutmadı... Namaz kılmadı ama inancı sağlamdı...
Sosyal demokrat bir zeminde doğdu ve İsmet İnönü’ye ortanın solu dedirtti...
Okullara çok sahip çıktı...
İşin büyüklüğünü sezmişti...
Önüne bir dosya getirildiğinde elinin tersiyle itti...
Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkanı verirse, bunu ilk önce Ecevit için kullanırım...”
Erdoğan, hapse girdi
6 Aralık 1997'de Siirt’de halka hitap eden Erdoğan, okuduğu şiir bahane edilerek mahkemeye verildi.
Erdoğan'ın yargılanmasına 31 Mart 1998 günü başlandı.
Bizde şiirin serüvenini takip ederk taa eski Gümüşhane’ ye kadar gittik. İstanbul ve Bursa ‘da ilgililerle görüştük. Ve Akit’de “Şirin serüveni”diye bir dizi yazısı hazırladık.
İstanbul Belediye Başkanı olan Erdoğan’la ilgili dava 21 Nisan 1998'de sonuçlandı.
Ve Erdoğan'a bir yıl hapis ile 860 bin TL ağır para cezası verildi. Daha sonra kendisini duruşmadaki hâli ve tavrı göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 176 milyon 666 bin 666 TL para cezasına çevrildi.
Mahkemenin aldığı karar 23 Eylül'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından, bire karşı dört oyla onaylandı.
Ceza infaz yasası gereği hapis cezası 4 ay 10 güne inerken, çeşitli ertelemeler sonrasında İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı görevini bırakarak 26 Mart 1999 günü Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesindeki Pınarhisar Cezaevi'ne girdi.
24 Temmuz 1999'da ceza süresini tamamlayarak cezaevinden tahliye edildi.
............
Olay özetle böyle
Fakat...
Türkiyenin sosyal ve siyasal hayatını etkileyen bu üç olay kaç gün içinde gerçekleşti dersiniz?
Aralarında zannedildiği gibi yıllar yılar yok
Sadece ve sadece 38 gün içinde oluyor..
Apo’nun yakalanması..
Gülen’in ABD’ye uçması
Erdoğan’ın hapse konması .
Üç nemli olay 41 günde olup, bitiyor..
41 kere Maşallah...
Necati Çavdar
AhiMesud/ Alsancak
13 Nisan 2017
Yorumlar

Hiç yorum yok:

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...