14 Ekim, 2005

KAZLAR UYANMASIN

Biz genelde kendi meselelerimizi değil başka ve genel meselleri konuşuruz.Kendi meselelerimizi ise ya "problemleri ne kadar da çok insan?" dedirtmemek ya da üstünü örtmek için konuşmayız bile. Ancak kendi dar alanımızda çırpınır dururuz. Kooperatifçilikde de yenilen kazıklar bundan dolayıdır.Aslında sadece bireyi veya az sayıda insanı ilgilendiriyor görülen edepsizlikler, hırsızlıklar, soygunlar toplumun tefessüh etmesine yol açan, kökü kemiren esas kurtlardır. Biz bu gün mebus koltuğuna kurulmuş ama milleti yıllardır inim inim inletmiş, iliğini sömürmüş kooperatifçiler, onların avukatlığını yapmış “önemli” şahsiyetler gördük. Tüm Anadolu’yu kalkındırmak adına kurulmuş ama bir avuç insanı kalkındırmış nice kooperatifler biliriz. İş Güçü ... Hemde tüm Türkiye’yi Kalkındırma vakıfları.. Yok fişmanca holding.. bilmem ne.. Siz sadece para ödeyen unsurlar, öbürleri ise sizin adınıza koşturan, terleyen vatan kurtaranlar!.. Çükü siz vatanı kurtaramıyorsunuz hiç değilse vatan kurtaranlara küçük de olsa bir katkınız olmalı..Zaten zararda etmezisiniz.Verdikleriniz bir yerlere yazılır, siz iyi niyeti olduğunuz için sevaba da girersiniz. “Hasan hoca”nın söyleyişiyle “Filanca gibi Amerika’ya götürmedik ya..Bizim çocuklar yedi.Verenler sevaba erdi.” Ve biz anlı şanlı insanların kurdukları sözde toplumsal yapılanmalarla insanların dedelerinden kalma arazilere el koyduklarını ve insanların dededen kalma, yüz yıllardır işledikleri mülklerini yeniden satın aldıklarını duyduk. Neden? Devlet, kendine düşeni yaparak Ankara’nın burnunun dibindeki yerlerin bile tapusunu kesememiş, hala ip kaydına dayanan mülkiyeti sürdürmüş.. Ama eşkıya-siz uyanık deyin- daha yasa teklifi-tasarısı meclis komisyonlarında iken gidip vergisini vermiş ve üzerine geçirmiş binlerce dönümü. Normal insan olsa yüzü kızarır, ama bunlar vatan kurtarıcıları!.. İnanmayan Ankara'nın Kalecik’ine Yalım köyüne uzansın da binlerce dönüm araziyi kim ne zaman zimmetine geçirdiğini, bunun takibini bu gün böyüüük makamları işgal eden avukatların üstlendiklerini ancak yapılan onca üç kağıtçılıklara rağmen ne bölgeye ne insanlara nede ülkeye bir fayda sağlamadığını görsünler.Ve Kalecik'ten Irmak bucağına kadar olan alanın en verimli arazi haline getirilerek çiftlik kurulacağı için sözde imanlı, ihlaslı ve de büyük liderlerin öncülüğündeki yapılanmalara 30 yıl öncesinde hangi hayalle ne paralar akıtıldığını düşünsünler. Artık meydanda hakkını isteyen, arayan ortak da yoktur. Ortakların çoğu ölmüş ya da koydukları sermaye kağıtları bir şekilde yok olmuştur..Ortada binlerce dönüm arazi ile sabır taşı olan bir kaç bezirgan ve Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’ndan tescilli sözde kuruluş hala var olmaya devam etmektedir. Geçenlerde bir arkadaşım anlatıyordu.Gidip yerinde de gördük. Bölgede bitmiş kooperatifler de var. Heyula halinde dikilmiş iskeletleri olanlarda var.Bir tanesinin ne zaman bitirilebileceğini sorduk. İyi çalışan kooperatif inşaatındaki Yozgatlı işçi kardeşimiz “Kartal kırkımının son ayı” dedi. Bir başkası : Yıllar önce kooperatif kurulur.Yıllar sonra Bağlum köylerinin arsalarının imara açılacağı öğrenilir. Bir ünlü kooperatif birliği bölgeyi kapatır.Arsaları tahsis eder.Kooperatif tam dokuz yıl önce inşaat izni alınır.Temel atılır.Ancak bir türlü bitmez.Kooperatif 32 kişiliktir.26 aktif üye her ay düzenli aidatını öder.Ancak 64 kişilik temel atılır.İskeleti ayağa güç bela dikilir. Sonuçta kooperatif üyelerinin umudu da gücüde tükenmektedir, dedikodular ve karşı çıkmalar başlar. "Biz bunu bitirmeyiz" diyen yönetim yap-satçı ile kat karşılığı anlaşır. Anlaşır anlaşmasın da arada söylendiğine göre "yönetim ayrıca görülecektir"..Tamam der müteahhit işe koyulur. İşi belli noktaya getirir.Çünkü ortada sözleşmeye dayalı verilen süre vardır. Kooperatif başkanı, müteahiti arar: " Şu bizim alacağımız.. Tatile gidiceğizde " Müteahhit,"İşe epey yatırım yaptım.Çimento, tuğla, alçı vs. İnşaat ilerliyor. Şuan o parayı sana vermesem de inşaatı ilerletsem. Belli noktaya gelip bana düşen daireleri satayım ödemeyi yapayım.Biraz müsaade" der. Başkan bey,"Olmaz.İnşaat bitmese de olur.Ben tatile gideceğim.. Parada para.." der. Koca kooperatif başkanı az yerlere takılmaz ki?.. Armada’da ki bir ünlü pastahanede buluşulur.Bir miktar ödeme yapılır.Adam stresini atmaya tatile gider.Gelir.. Bu defa okul masrafları başlanmıştır."para.." yani söz verilen rüşvet.. İşi yapan müteahhit canı sıkılır."Arkadaş senin paran mı iş mi? Bak işler ilerliyor, inşaat kendini gösterdi. Müşteriler gelip gidiyor.Zaten size şu kadar daireyi bu yıl sonu teslim edeceğim, gelecek yıl tamamını.Sözleşmede bu yönde.." Başkan ve arkadaşları "Hayır olmaz.İnşaat dursa da olur.Biz yolunu buluruz..Sen bize ödeyeceğin paranın kalanını temin et.Üyeler on yıl beklediler bir kaç yıl daha bekleseler ne olur?. Bırakın daire almayı arsa olarak teslim etsek üyeler yine kazançta.Bizim paramızı ver " diye diretirler. Ve "İnşaat sözleşmesini sona erdiririz. .İnşaatı terk et. Yoksa" Yoksa sı yok.Mahkemeye düşseler en az iki yıl.İki yıl beklemek her üyeden ayda iki yüz milyon aidat alan kooperatif idarecileri için önemli değil, hatta kazançtır. Zira üyelerin aidat ödeyerek beklemesi içinde sebep vardır.Kooparatif yönetimi hatalı gördüğü müteahite işten el çektirmiş, bu nedenle mahkeme devam etmektedir. Mahkeme lehte sonuçlanırsa da aleyhte sonuçlansa da aidat ödeme süresi otomatikman en az iki ile dört yıl uzamıştır.Ancak onca yatırım yapmış müteahhit için bir yıkımdır.Bunu karşı taraf bilir. Müteahhit “Etmeyin, yapmayın dese de olmaz” derler ve sonunda iş,” tatlıya” bağlanır.paralar ödenecektir. Müteahite yeniden yol verilir.. Ancak bu yıl yapılacak teslimat gelecek yıla, gelecek yıldakiler önümüzdeki yıla kaydırılmak üzere sözleşme tadilatıyla. Bu yıl atlatmıştır müteahhit.Gelecek yıl ki tatil dönemine kadar.O dönem gelince inşaat sözleşmesi yeni bir tadilata girer mi girmez mi?.. Bunu da kooperatif yönetiminin bileceği ve yönetim marifetine kalmış bir iştir.Nasıl olsa şimdilik her ay iki yüz milyon lira aidat ödeyen “kazlar” vardır.Bir an önce bitirip de kazı kesmenin anlamı var mı? Raci Durcan bey , yazdığı bir makalede kooperatifler yolu ile insanların ümitlerinin nasıl sömürüldüğünü çok güzel ortaya koymuş. Üyenin "ev hayalinden" başka işleri takip edecek dermanı, işleri onlar adına takip edip kısa sürede sonuçlandıracak bir kamu makamı da yoktur. İyi çalışan, dürüst davrananları tenzih ederiz.Ancak tezgahını kuran kooperatif üyelerinin hayatlarına da mal olsa işi götürüyor.. Yeter ki yolunacak kazlar uyanmasın!..Necati Çavdar 14.10.2004

Hiç yorum yok:

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700...