Zaman akıp gidiyor ve diri hayatlar için, Ramazan geldi. Ramazan’la ilgili duygularımı elektronik postama ( kursuni.org] gelen bir şiirle paylaşmak istedim. Ramazan, hayırlı olsun..
“Rüştünü ispat eden çıkar meydana
Veren el alan elden üst olan elmiş
Sofrayı donatmışlar gelin kaynana
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
*
Sahura hazırlanır alemi İslam
Bir sabırda karşılık binlerce ihsan
Sıhhatin diyetini verecek insan
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
*
Oruç tutanların tacıdır iftar
İbadet ikliminin harcı bu izhar
Alınan verilende Allah ismi var
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
*
Gündüzleri selamet geceler namaz
Hangi mümin istemez Teravih kılmaz
Huda katından geri dönmeyen niyaz
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
*
Ruhları arındırır Kuran’ın sesi
Kurtuluşa vesile Rahmet müjdesi
Bin aydan hayırlıdır Kadir gecesi
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
*
Rabbini soluyacak ruh ile beden
Mahşer günü mutludur Reyyan hak eden
Bayramı getirecek bu kutlu neden
�ükür kavuşturana Ramazan gelmiş
Mehmet Sani Özel
03.10.2005�
ZAMAN, BİZİM İÇİN DURDU..
Avrupa Birliği konusu milletimizi çok meşgul etti.Üzerinde durmadan olmaz.
Türkiye insanı zaten Osmanlı’nın ilk döneminden bu yana Avrupa’da idi.
Önce biz onlara ayar çekiyorduk. Sonra onlar bize ayar çekmeye çalıştı. Bizde nice zamandır, ayarlarına uyuyor gibi yaptık. Ancak dönüştüremediler.. Bir ara ki, 1. Cihan Savaşı’nda ve sonrasında bizi kendilerinden çok ama çok uzaklaştırmaya çalıştılar. Bunu kanla, irfanla ve kültürle yapmaya denediler. Sökemediler.Kollarımızı, balçaklarımızı kestiler. Ruhumuzu alamadılar. Ama biz Avrupa’da idik. Kendimizden olanlarla, gönüllü iş birlikçilerle “siz , artık siz değil, başka bir şeysiniz� diye denediler tutmadı.
�imdi aynı yolda, ama şüpheyle yaklaşılan yoldaş konumunda � bizi, biz olarak� yanlarında tutmaya mecbur hissediyorlar. Bizde aynı davranış içindeyiz.
Fakat Türkiye, tarihi, kültürü, insanı ve çevresiyle öyle vaz geçilmez ki Avrupa’ya önceki gün olduğu gibi zamanı durdurtmak mecburiyetini hissettirdi.
Avrupa’da zaman, ayın güneşe kur yaptığı bir günde Türkiye için durdu.
Medeniyetin geldiği kavşak noktasında ZAMANIN SAHİBİ Avrupa’nın hakimlerine(!) Türkiye için sanalda olsa zamanı durdurmaya mecbur hissettirdi.. Geçip gidemediler..
Türkiye’de tereddütlü de olsa “Kendi despotlarımızdan kurtulmak� için kurallar ve kurumları çalıştırmak adına koşup duran zamanda AB treninde yer aldı.
Bizi, bizlikten çıkarma iddiası ve laisizm batağına düşmüş sahte kimliğimizle değil, secde nişanı ile ve “biz� olarak, ama kendilerine fayda sağladığı için yapıyorlar. Kimliksizliği, “kimlik� sayan bir topluğa, kimliğini hatırlatarak.
Dün gece olduğu gibi.Üç yüz milyon insanın konuştuğu dili lallar topluğundan gelmişçesine unutup onların dili ile kırıtanlara inat, “Artık Türkçe, Avrupa dili, dilinizi konuşun� şeklinde Abdullah Gül’ün şahsında -adeta alçaklık psikozuna giren Türkiye resmi ve gayri resmi temsil çevrelerine -ihtar ettikleri gibi .
Yoğun çaba, sinir harbi devam edecek..
Yolculuk hayırlı olsun..
Necati Çavdar- 4 Ekim 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder