NAXÇIVAN, HARDASAN ? (*)(Okuma parçası)
Azerbaycan’a bağlı bir özerk cumhuriyet olan Nahçıvan, ülkemizin doğusunda, İran ve Ermenistan sınırları arasında ve bu ülkeler tarafından çepeçevre sarılmış, Dilucu mevkiinde Aras Çayının 10-15 km.lik bir kesiminde sınırdaş olduğumuz küçük bir toprak parçasıdır. Burası, Türkiye dışındaki Türk devletlerinden ortak sınırımız olan tek ülkedir. “Türk Kapısı” ya da “Şark Kapısı” olarak da bilinir. 400 bin nüfuslu kırsal bir topluma yuvadır Nahçıvan ülkesi. Haritalarda görmek için dikkatli bakmak ister.
Bu girişle, başlıkta yönelttiğimiz “Nahçıvan neredesin” sorusunun cevabını da vermiş oluyoruz. Nahçıvan tarihte zaman zaman Türk, Rus, Pers-İran İmparatorluklarının parçası olmuş bir topraktır. Nahçıvan Hanlığı olarak da tarih atlaslarında yer bulur. Yüzölçümü, geçen yüzyıl başlarında Ermenistan’a toprak kaybı sonucunda 5500 km2 kadar kalmıştır.
Yakın tarihine kısaca bir göz atarsak, I. Dünya Savaşını takip eden karışık günlerde Azerbaycan bağımsızlığını kazanırken burada da “Araz Türk Respublikası”nın (Aras Türk Cumhuriyeti) kurulduğunu görürüz. Sovyet devrimi sonrasında, coğrafi olarak Azerbaycan’dan kopan bölgede 1921 yılında -Azerbaycan SSC‘ye bağlı- Nahçıvan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin (NSSC) kurulduğunu, aynı yıl Mart ve Ekim aylarında Moskova ve Kars Antlaşmaları ile Türkiye’nin Nahçıvan’ın “özerkliğini” ve “dokunulmazlığını” Rusya ve Ermenistan’a kabul ettirdiğini öğreniriz, gururla. Bu son Antlaşma doğrultusunda 1922’de özerkliği sağlanan “Nahçıvan Diyarı” Şubat 1924’te “Naxçıvan Muhtar Sovyet Sosyalist Respublikası” olarak kurumsallaşmış, Azerbaycan’ın bağımsızlığına yeniden kavuşması (1991) ile de bugünkü adı olan “Naxçıvan Muhtar Respublikası” (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile mevcut statüsünü kazanmıştır.
Tarih bahsini kapatmadan, Ankara’dan milli mücadeleyi yürüten TBMM Hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmadan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin temellerini de atmıştır desek yanlış olmaz.
Zaten bu ülkeyi Ermenistan istilasından Osmanlının 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa kurtarmıştır 1918’de. Nahçıvan’ı “Şark Kapısı” olarak niteleyen de Karabekir olmuştur. Kendilerinin de kabul ettiği gibi, Aras Türk Cumhuriyetinin ilhamını da o vermiştir bölgedeki Azeri kardeşlerimize. Karabekir’in adı, şimdi başkent Nahçıvan’daki Kazım Karabekir Paşa Camiinde yaşatılmaktadır.
Buranın Azerbaycan üzerinden Orta Asya’daki uzak kardeşlerimize kavuşmanın “giriş kapısı” olduğunu bilen Atatürk de Nahçıvan’ın özerk ve Azerbaycan’a bağlı kalmasına önem vermiştir. Onun Nahçıvan’a “Türk Kapısı” dediği ve Nahçıvan’la sınırdaş olabilmek için Dilucu’nda İran’dan toprak satın aldığı bilinir.
Atlayalım üç çeyrek yüzyıl. Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla 1991’de Azerbaycan bağımsızlığına tekrar kavuşunca Nahçıvan’la aramızdaki “Demir Perde” de yıkıldı doğal olarak. Artık aramızdan sadece Aras Çayı akar usul usul. 1992’de kardeş Türkiye’nin yaptırdığı Dilucu-Sederek köprüsü, ortak bahçelerinden “uluslararası sınır” geçip bölünmüş, ayrı ülkelerde birbirinden kopuk kalmış kardeşleri yeniden birleştirdi aynı aile içerisinde…
Adına biz “Hasret Köprüsü” demişiz, onlar “Ümid Körpüsü”. Açılışı 28 Mayıs 1992, açanlar da zamanın Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel ve Nahçıvan Ali Meclis Başkanı Haydar Aliyev.
Bu köprü, yalnızca Türklerle Azeri kardeşleri arasındaki neredeyse bir asırlık özlemi gidermekle kalmadı, aynı zamanda Nahçıvan’ın son yıllardaki büyük kalkınmasına olanak sağlayan ekonomik açılımı kolaylaştırdı. Bugünkü Nahçıvan’ın, toplumsal gelişmede kaydettiği yüksek düzeyi anlatmak ise bir havayolu dergisinin sayfalarına sığmaz. Ben merak edenlere “gelin, görün” derim sadece.
Mehmet Emin Kiraz
TC Nahçıvan başkonsolosu
TC Nahçıvan başkonsolosu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder