28 Ocak, 2019

Durmuş Ali Eker ve İstanbul

4 yıl önce
Necati Çavdar bir gönderi paylaştı.
Allah, her kese aynı yeteneği, imkanı vermiyor..
Kimine makam, kimine taç giydiriyor..
Durmuş Ali ağbide "taç "giyenlerden..
Makamlar , maddi olmayabilir..
Kimileri madden "sultanlık" makamına çıkarken , aslında çukura düşebilir..
Fakat manevi anlamda makama çıknın ayağını kim kaydırabilir..
Durmuş Ali Ağbi, şehirlerin SUltanına Şiir yazarak TAÇ giymiş..
Zira..
Durmuş Ali Ağbi,
Bu şiirle zirveye çıktı..
Bence hiç bir şey yazmamış olsa sadece bu şiir onu günümüzün " SULTAN-UŞ-ŞUARA "sı (Şairler Sultanı) dır..

Ve iddia ediyorum ki bu şiirle zirveleşen Durmuş Ali Eker Ağbi,
Allemlerin Rabbi'nin ayetle övdğü Şairler demetinin
Son "SULTAN-UŞ-ŞUARA " sıdır..
Allah, kendisinden ebeden razı ola..
İdraksizlere özellikle yetki mevkindeki İDRAKSİZlere, idrak ,izan ve akıl vere..
ibret alıp, gereğini yapa..

Karadan gemi yürüten
Dan dan, mhteran
Bizans’ı
İstanbul yapan
Türk tarihinin devi
Ayasofya’ da, çan yerine ezan
İşte , Fatih Han
----
İstanbul’un güneşi
Bir daha gelmez eşi
Gör şimdi ;
Ruhuyun üzerine , gökdelenler yaptılar
Martılar ağıt yaktı, denizi ağlattılar
Of desem de ne çıkar
Ah desem de ne çıkar
Sinan’ını, yaktılar
Mimarını yıktılar
İstanbul, İstanbul
Ara da , kendini bul
----
küstü Süleymaniye
soruyor niye, diye
Bayazıt kız kulesi
Melil , mahzun duruyor
Selimiye kışlası, ordusunu arıyor
Bu betondan hangarlar,
Tarihi erittiler
Osmanlı’nın yerine, Bizansı dirilttiler
yüzdüler lime lime geçmişinden söktüler
Mabetler görünmüyor şeddat bina diktiler
Bir Osmanlı geçmişti
marşıyla mehtarıyla sıradan
Altı asır dünyaya ün salmıştı buradan
istanbul , istanbul
Ara da , kendini bul
Var istanbul--- yok İstanbul
-----
Hani Molla Gürani
nerde Akşemseddinler
Ahlakta gam, ilimde gam
“ İnned dine ındallahil İslam”
Bilsek de inansak da
Bu tevhide ,
kin var, intikam var
Müteharrif dinlerlerden
tek dine ilaveten
Diyalogcu dinler var
Bir yanda ezan sesi
Öbür yanda viskiler
Rabbim sana sığımdım;
Bu mudur bizimkiler
İstanbul ,bir asırdır yeniden Fatih bekler
İstanbul olmak için,bir daha fetih bekler
Yetim mi ki bu şehir, nere gitti yiğitler
Yıkıyor , söküyorlar, döküyorlar
arsa için na mertler,
minaresiz mescidler sarnıç gibi derinde
Hangi hain rol aldı , bu işin kaderinde
içleri nakış nakış hüzün dolu bir yapı
işte şimdi ;
İsanbul Avrupalı
---
Ulubatlı Hasan’ın burçlardaki bayrağı
Hilalinden müjde var ; bu şahadet parmağı
Yeryüzünde sadece, ona yapılır tekbir
Allah bir , Allah bir O kebir
şehitlerin ruhları
yama yama duruyor
Etrafında surların tinerciler uyuyor
İstanbul’un feryadı arşa kadar ulaştı
Ey sevgili İstanbul sana neler bulaştı
İstanbul istanbul
Ara da kendini bul
---
Görseler bu feryadı , bu şehri, şehriyarlar
Bir kere daha ölür , muhteşem Süleymanlar
Denizi gönül yakan
Kendisi güller kokan
suları şiir akan
İstanbul istanbul
Ara da kendini bul
----
Süleymaniye ağlar
bozulan bu dokuya
Mimar Sinan ne derdi
bu leşten pis kokuya
Eyyubi –el --ensari
Eğer utansak senden
Bu betondan ibaret
Ruhu yok bu yükselen
İstanbul hastalanmış
Ormanları denizi, adası parsellenmiş
debrem mi bu , kabus mu ?
gaflet mi bu uyku mu?
Çığlıkla bağırıyor
bu sessizlik korku mu?
İstanbul istanbul’a
Uyan geç kaldın diyor
İstanbullu nerede, İstanbul ‘u kim yiyor
Efendimiz övmüştü o eski İstanbul ‘u
Bir kıtayı değerdi İstanbul ‘un bir pulu
“Bir sengi’ne yek pare acem mülkü” ederken
Şimdi bu hale geldi, biz kalkınacağız derken
İstanbul, İstanbul
Ara da kendini bul.
----
Fikret’de “ SİS” İstanbul ‘u kaplıyor
Dökülen , Sürünen İstanbul ‘u
Çöpçüler mi topluyor
Ah çektiğim İstanbul
Halin gerçekten ibret
Ne kaldı gönüllerde
İstanbul kendine dert
O muhteşem şehirden
Lale devrinden kalmış
Son güzelim güllerden
Düşmez iken dillerden
Ne gül kaldı ne lale
Batı kopyacıları, düşürdüler bu hale
Yiyorlar tıka basa , alıyorlar kat ve yat
Kimi nutuk çekiyor dürüstlük üzerine
Kimi kafa çekiyor , emekçinin terine
Millet uykuya daldı
Tarihin yüreğiydi, onu yad eller çaldı
Köprülerden ibaret
Elde ,İstanbul kaldı
----
O tarihti ,kültürdü;
Mana idi maksattı
Hangi sisli gecede, kimler neleri aldı
Buz gibi kanı dondu, İstanbul dona kaldı
Köşkleriyle saraylar teker teker hep yandı.
Kirli eller alkışta, benim yüreğim yandı
O yangının külünden
Gözyaşım kana döndü
Ben ağlarken yalnız
Marmara bana döndü
İstanbul, İstanbul
Ara da kendini bul
----
Sahabeler, Veliler, evliyalar yurduydu
Ümmetin her bireyi ,tek başına orduydu
Dünya Müslümanları
Hilafetle bağlıydı
Yavuz Sultan Selim’se
Dedesiyle aynıydı
Müslüman ülkelerin
Sultanı ve Han’ıydı
İstanbul, Ulu Hakan’ın
Gözyaşıydı kanıydı
İslam’ın otağıydı
Türklüğün yatağıydı
Bu yüce milletimin
ekmeğiydi, aşıydı
asırlardır Müslüman , ülkelerin başıydı
Dünyanın tek incisi
Peygamberden dualı
Fatih, -arkadaşıydı
İstanbul, İstanbul
Ara da kendini bul
---ı
Necip Fazıl’ın dilinde sen” keskin bir bıçaktın”
Kadınıyla kızıyla taze kandan sıcaktın”
“bir gevherdin bir zaman / iki bahr arasında”
Betondan şehir oldun vurguncu sayesinde
Kalk ayağa yeniden , dön kendine İstanbul
Ara , ara eskini
Yeniden eskini bul.
İstanbul , İstanbul, iastanbul
------------------------------------ durmuş ali eker

Hiç yorum yok:

kim nerde görmüş ise öyle bilir....... Necati Çavdar

  https://www.facebook.com/photo/?fbid=10155049048712700&set=a.10153847261797700 https://www.facebook.com/photo/?fbid=10150497860737700&...