HAYIRLI OLSUN
200 yıldan beri bir İLK..
Zira daha önce alınan tüm kararlar başka devletlerle birlikte alınıyordu.. iki yüz yıldan bu yana ilk defa TÜRKİYE kendi iradesiyle AKDENİZ ve LİBYA kararını veriyor..
Evet risk var mı..?
Elbette var..Fakat çevremizi saran şer güçlerinin çemberini yarmak üzere bir "huruç hareketi " olarak düşünülebilir..
..........................
Bir hatıra
Süleyman Demirel, evinde bizlere meşhur IRAK Tezkeresi için değerlendirmede bulunuyordu..
Demişti ki "TBMM tek bir görevi var.. O da SAVAŞ KARARI vermek.. Yani Ordunun kullanılması kararı..Diğer bütçe çıkarmak vs..rutin kararlardır..Ama esas kararı orduya savaşa sokmak ya da savaşa hazır ol deme kararıdır
200 yıldan beri bir İLK..
Zira daha önce alınan tüm kararlar başka devletlerle birlikte alınıyordu.. iki yüz yıldan bu yana ilk defa TÜRKİYE kendi iradesiyle AKDENİZ ve LİBYA kararını veriyor..
Evet risk var mı..?
Elbette var..Fakat çevremizi saran şer güçlerinin çemberini yarmak üzere bir "huruç hareketi " olarak düşünülebilir..
..........................
Bir hatıra
Süleyman Demirel, evinde bizlere meşhur IRAK Tezkeresi için değerlendirmede bulunuyordu..
Demişti ki "TBMM tek bir görevi var.. O da SAVAŞ KARARI vermek.. Yani Ordunun kullanılması kararı..Diğer bütçe çıkarmak vs..rutin kararlardır..Ama esas kararı orduya savaşa sokmak ya da savaşa hazır ol deme kararıdır
O nedenledir ki..Mustafa Kemal ..
Başkomutanlık kararı sonrası etrafındaki arkadaşlarına "Meclisin var olmasını sağlayan tek göreve vardı.Onu da gerçekleştirdi " demiştir.
Bu hatıramızı naklettikten sonra BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'nde alınan BAŞKOMUTANLIK kararını dikkatlerinize sumak isterim..
Zira TBMM 'sunulan ve şu an henüz Mecliste görüşülmekte olan TEZKERE ile Cumhurbaşkanına büyük yetkiler verilmektedir.Benzerlik var mı takdir sizin ...
..........
BAŞKOMUTANLIK
Başkomutanlık kararı sonrası etrafındaki arkadaşlarına "Meclisin var olmasını sağlayan tek göreve vardı.Onu da gerçekleştirdi " demiştir.
Bu hatıramızı naklettikten sonra BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'nde alınan BAŞKOMUTANLIK kararını dikkatlerinize sumak isterim..
Zira TBMM 'sunulan ve şu an henüz Mecliste görüşülmekte olan TEZKERE ile Cumhurbaşkanına büyük yetkiler verilmektedir.Benzerlik var mı takdir sizin ...
..........
BAŞKOMUTANLIK
5 ağustos 1921 tarihli kanunla Büyük Millet Meclisi, "haiz olduğu yetkileri; fiilen kullanmak " üzere "üç aylığına" Meclis Birinci Başkanı Mustafa Kemal'e BAŞKOMUTANLIK unvan ve yetkisi verdi..
Büyük Millet Meclis'inde 1 Şubat 1922 Musul'un kurtarılması kararı alındı.
4 Şubat 1922 ise Başkomutanlık Kanun'unun süresi, üç ay daha uzatıldı.
bu vesile ile yapılan değerlendirmelere kulak verilim mi?
........
5 Ağustos 1922 tarihinden itibaren üç ay daha uzatılmasına dair kanun nedeniyle:
Başkan:
- Efendim, bu önerinin bugünkü toplantıda acele olarak tartışılmasını kabul edenler, lütfen el kaldırsın. Kabul edilmiştir, efendim.
4 Şubat 1922 ise Başkomutanlık Kanun'unun süresi, üç ay daha uzatıldı.
bu vesile ile yapılan değerlendirmelere kulak verilim mi?
........
5 Ağustos 1922 tarihinden itibaren üç ay daha uzatılmasına dair kanun nedeniyle:
Başkan:
- Efendim, bu önerinin bugünkü toplantıda acele olarak tartışılmasını kabul edenler, lütfen el kaldırsın. Kabul edilmiştir, efendim.
Mustafa Kemal Paşa (Ankara)
-Efendiler, bu konuşmayla süresinin uzatılması söz konusu olan Başkomutanlık Kanunu, hepimizin hatırladığı gibi Millî İstiklâl mücadelesinde geçirdiğimiz en buhranlı günlerin doğurduğu şartları hatırlatma üzere olmuştu.Geçen yıl, Ağustos’un ilk günlerinde Yüce Meclis, savaş durumunun gerektirdiği en kesin ve en ciddî önlemleri konuşurken bu kanunu yapmıştı. Bu kanuna eklediği bir özel madde ile millî irâdenin, kendi irâdesinin önemli bir kısmını şahsıma vererek beni zafer elde etmeye görevlendirmişti.Efendiler, dünyada hiçbir Meclis yoktur ki, iki şartın gerçekleşmesine inanmadıkça böyle bir yetkiyi kendi seçimiyle herhangi bir kimseye bıraksın. O şartlardan birisi, fevkalâde ve müstesna bir halin var olduğuna doğrulukla karar vermek. İkincisi, kendisine yetki verilecek kimse hakkında şüphesiz ve yüksek güvenin oluştuğunu görmüş olmaktır. Yüce Meclisiniz, 5 Ağustos’ta bu kanunu oybirliğiyle kabul etmekle her iki noktayı da ispat etmiş ve göstermiş oldu. Birinci noktadan dolayı büyük Heyetinizi takdir ve tebrik ederim. İkinci nokta ki, şahsım hakkında yüksek bir güveni bildirir, bundan dolayı da büyük Heyetinize gönülden teşekkürlerimi sunarım. Ancak bu maddenin anlattığı gibi bu yetkinin şahsıma verilmesi, ordunun maddî ve manevî kuvvetini yükseltmek ve yönetimini sağlamlaştırmak amacıyla olmuştu. Tam bir övünme ve büyük bir mutlulukla bildiririm ki, bugün ordumuzun manevî kuvveti en yüksek derecededir (Şükürler olsun sesleri). Ordumuzun maddî kuvveti bile olağanüstü hiçbir önleme gerek duymaksızın millî istekleri tam bir güvenle elde edecek dereceye ulaşmıştır. Bu nedenle artık böyle bir yetkiyi devam ettirmeye gerek ve ihtiyaç kalmadığı inancındayım. Bugün sonucunu görmekle mutlu olduğumuz bu ihtiyacın inşallah bundan sonra bir daha ortaya çıkmamasıyla mutlu olacağız. (İnşallah sesleri).Efendiler, millî egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu belirleyen ve gösteren Teşkîlât-ı Esasiye Kanunu ( Anayasa) hükmünce bugünkü Başkomutanlık makamı bile geçicidir. Başkomutanlık sıfatı ve yetkisi doğrudan doğruya Yüce Meclisiniz’in manevî kişiliğinde yer almıştır.
Olaylar gereği geçici olarak meydana getirmiş olduğumuz bu makamın sürmesi, olsa olsa Misak-ı Millîmizin gerçek ruhu ile birlikte kesin sonuca ulaşacağımız güne kadar devam eder (tabii sesleri).
Yüce Meclisiniz’in ilk toplanma günlerinde kabul ettiği bir kural vardır ki, o kural, millî geleneklerimizi ve dini kutsallarımızı tamamen saklı bulundurur. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da o kurala uygun hareketler yaparak mutlu sonuca güvenle ulaşacağımıza şüphe yoktur (İnşallah sesleri). O gün değerli İzmirimiz, güzel Bursamız, hilâfet ve saltanat merkezi olan İstanbulumuz, Trakyamız Anavatana katılmış olacaktır (İnşallah sesleri). O mutlu günün gelmesinde bütün milletle beraber büyük Heyetiniz ve ben de yüce Heyetiniz içinde bir fert ve bir üye olarak elbette en büyük mutluluğu duymakla şerefleneceğim.
Efendiler, Başkanlık Makamınızda bulunmakla övünen ben o gün iki kere mutlu olacağım. İkinci mutluluğumu sağlayacak olan konu, benim bundan üç yıl önce kutsal davamıza başladığımız gün bulunduğum konuma geri dönme imkânı olacaktır (Alkışlar). Gerçekten milletin bağrında serbest bir millet bireyi olmak kadar dünyada mutluluk yoktur. Gerçekleri bilen, kalp ve vicdanında manevî ve kutsal sevinçlerden başka zevk taşımayan insanlar için ne kadar yüksek olursa olsun, maddî makamların hiçbir değeri yoktur. Sözlerime son verirken tartışma konusu edilecek kanunda bu yetkinin yükseltilmiş olmasını göz önünde bulundurmanızı rica ederim (Şiddetli ve sürekli alkışlar).
Mustafa Kemal Paşanın bu konuşmasından sonra Başkanlığa verilen kanun tasarısıyla “Mustafa Kemal Paşa’ya zaman şartı olmaksızın geçici olarak Başkomutanlık” verilmiştir.
........
-Efendiler, bu konuşmayla süresinin uzatılması söz konusu olan Başkomutanlık Kanunu, hepimizin hatırladığı gibi Millî İstiklâl mücadelesinde geçirdiğimiz en buhranlı günlerin doğurduğu şartları hatırlatma üzere olmuştu.Geçen yıl, Ağustos’un ilk günlerinde Yüce Meclis, savaş durumunun gerektirdiği en kesin ve en ciddî önlemleri konuşurken bu kanunu yapmıştı. Bu kanuna eklediği bir özel madde ile millî irâdenin, kendi irâdesinin önemli bir kısmını şahsıma vererek beni zafer elde etmeye görevlendirmişti.Efendiler, dünyada hiçbir Meclis yoktur ki, iki şartın gerçekleşmesine inanmadıkça böyle bir yetkiyi kendi seçimiyle herhangi bir kimseye bıraksın. O şartlardan birisi, fevkalâde ve müstesna bir halin var olduğuna doğrulukla karar vermek. İkincisi, kendisine yetki verilecek kimse hakkında şüphesiz ve yüksek güvenin oluştuğunu görmüş olmaktır. Yüce Meclisiniz, 5 Ağustos’ta bu kanunu oybirliğiyle kabul etmekle her iki noktayı da ispat etmiş ve göstermiş oldu. Birinci noktadan dolayı büyük Heyetinizi takdir ve tebrik ederim. İkinci nokta ki, şahsım hakkında yüksek bir güveni bildirir, bundan dolayı da büyük Heyetinize gönülden teşekkürlerimi sunarım. Ancak bu maddenin anlattığı gibi bu yetkinin şahsıma verilmesi, ordunun maddî ve manevî kuvvetini yükseltmek ve yönetimini sağlamlaştırmak amacıyla olmuştu. Tam bir övünme ve büyük bir mutlulukla bildiririm ki, bugün ordumuzun manevî kuvveti en yüksek derecededir (Şükürler olsun sesleri). Ordumuzun maddî kuvveti bile olağanüstü hiçbir önleme gerek duymaksızın millî istekleri tam bir güvenle elde edecek dereceye ulaşmıştır. Bu nedenle artık böyle bir yetkiyi devam ettirmeye gerek ve ihtiyaç kalmadığı inancındayım. Bugün sonucunu görmekle mutlu olduğumuz bu ihtiyacın inşallah bundan sonra bir daha ortaya çıkmamasıyla mutlu olacağız. (İnşallah sesleri).Efendiler, millî egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu belirleyen ve gösteren Teşkîlât-ı Esasiye Kanunu ( Anayasa) hükmünce bugünkü Başkomutanlık makamı bile geçicidir. Başkomutanlık sıfatı ve yetkisi doğrudan doğruya Yüce Meclisiniz’in manevî kişiliğinde yer almıştır.
Olaylar gereği geçici olarak meydana getirmiş olduğumuz bu makamın sürmesi, olsa olsa Misak-ı Millîmizin gerçek ruhu ile birlikte kesin sonuca ulaşacağımız güne kadar devam eder (tabii sesleri).
Yüce Meclisiniz’in ilk toplanma günlerinde kabul ettiği bir kural vardır ki, o kural, millî geleneklerimizi ve dini kutsallarımızı tamamen saklı bulundurur. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da o kurala uygun hareketler yaparak mutlu sonuca güvenle ulaşacağımıza şüphe yoktur (İnşallah sesleri). O gün değerli İzmirimiz, güzel Bursamız, hilâfet ve saltanat merkezi olan İstanbulumuz, Trakyamız Anavatana katılmış olacaktır (İnşallah sesleri). O mutlu günün gelmesinde bütün milletle beraber büyük Heyetiniz ve ben de yüce Heyetiniz içinde bir fert ve bir üye olarak elbette en büyük mutluluğu duymakla şerefleneceğim.
Efendiler, Başkanlık Makamınızda bulunmakla övünen ben o gün iki kere mutlu olacağım. İkinci mutluluğumu sağlayacak olan konu, benim bundan üç yıl önce kutsal davamıza başladığımız gün bulunduğum konuma geri dönme imkânı olacaktır (Alkışlar). Gerçekten milletin bağrında serbest bir millet bireyi olmak kadar dünyada mutluluk yoktur. Gerçekleri bilen, kalp ve vicdanında manevî ve kutsal sevinçlerden başka zevk taşımayan insanlar için ne kadar yüksek olursa olsun, maddî makamların hiçbir değeri yoktur. Sözlerime son verirken tartışma konusu edilecek kanunda bu yetkinin yükseltilmiş olmasını göz önünde bulundurmanızı rica ederim (Şiddetli ve sürekli alkışlar).
Mustafa Kemal Paşanın bu konuşmasından sonra Başkanlığa verilen kanun tasarısıyla “Mustafa Kemal Paşa’ya zaman şartı olmaksızın geçici olarak Başkomutanlık” verilmiştir.
........
.......................................................................
- 6 Mayıs 1922 Başkomutanlık Kanunu'nun süresi, ikinci defa üç ay daha uzatıldı.
- 20 Temmuz 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlık yetkileri, süresiz olarak uzatıldı.
- 1 Eylül 1922 Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlık emri: "Ordular! İlk Hedefimiz Akdenizdir. İleri!"
- 6 Mayıs 1922 Başkomutanlık Kanunu'nun süresi, ikinci defa üç ay daha uzatıldı.
- 20 Temmuz 1922 Gazi Mustafa Kemal'in Başkomutanlık yetkileri, süresiz olarak uzatıldı.
- 1 Eylül 1922 Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlık emri: "Ordular! İlk Hedefimiz Akdenizdir. İleri!"
Kaynak: https://www.atam.gov.tr/atat…/baskomutanlik-kanunu-nedeniyle
NOT:
325 EVET
184 ret
Tezkere kabul edildi..
NOT:
325 EVET
184 ret
Tezkere kabul edildi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder