"Sonraki nesiller içinde doğrulardan olduğumun anılmasını nasip eyle/ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana.."
K.Kerim/Şuara-84
K.Kerim/Şuara-84
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَاجْعَل لِّي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ ﴿٨٤﴾
E-MİR KULU DEĞİL ALLAH'A KUL OL..
ve Caminin yanında
öğrencileri dayısıyla öğreticileri Cumaya göndermeyen AKP nin
müdürlerini de gördük
Hem de İmam
– Hatip ortaokulu..
Okul ve cami yan
yana..
Cami
eski okul yeni yapıldı. Sanki okulun uygulama camisi gibi konumda..
İlkokul
bulunmayan, esas ihtiyacın ilkokula olduğu bir bölgede - İlk okul için
küçücük çocuklarını sabahın köründe bin bir çile ile bir
hayli uzaklara götüren - aileler bile çocukların çocuğu
"paket" şeklinde servisle getirilip okula teslim edilmesi
karşısında Caminin yanına imam-hatip açılmasını anlamlı buluyordu.
Zira ..
Çocuklar cumaya
geliyor..veliler..dedeler....
çocukları ile
birlikte secde etmenin hazını yaşıyor.
Görenler
imreniyor..
İmam efendinin
duasına saf ve temiz “çocukların” hep birlikte Aminleri ayrı bir
manevi hava katıyordu.
Çevredeki İnsanlar
pırıl pırıl gençlerin katar katar gelerek cami ile buluşmasından ayrı bir haz
alıyordu.
Ve
çocukların cemiyet içine atılıp, yetişmelerine zemin hazırlanıyordu.
AKP nin kim bilir
kimin tavassutuyla MÜDÜR/yönetici tayin ettiği kişi cemaati ve çocukları bu
güzellikten mahrum etti.
Müdür bey, gerekçelerini de CİMER denen yere "güzelce" sıralamış.. !
Kimse de sormamış..Yanında camii varken bu kadar masrafı milletin sırtına nasıl yükledin diye … Zira nasıl olsa “devletten bir şey çıkmamış ya” dilenerek yaptırılmış. - İşin içine Allah rızasını katıp Allah’a giden yolu tıkasanız da Veren razı, yaptıran memnun..
Müdür bey, gerekçelerini de CİMER denen yere "güzelce" sıralamış.. !
Kimse de sormamış..Yanında camii varken bu kadar masrafı milletin sırtına nasıl yükledin diye … Zira nasıl olsa “devletten bir şey çıkmamış ya” dilenerek yaptırılmış. - İşin içine Allah rızasını katıp Allah’a giden yolu tıkasanız da Veren razı, yaptıran memnun..
……………
Üstelik Diyanet teşkilatının "haydi çocuklar camiye "gibi kampanya ve çabalarına rağmen çocukları camiden mahrum eden eyleminin gerekçesi?
Üstelik Diyanet teşkilatının "haydi çocuklar camiye "gibi kampanya ve çabalarına rağmen çocukları camiden mahrum eden eyleminin gerekçesi?
Neymiş efendim
Güvenlik…
“Güvenlik
“birinci önceliği imiş.!
Sanki memleket işgal
altında
Ve sanki camide
cemaat namazı, niyazı bıraktı da çocuklarına saldırı yapacak….?
Ülke işgal de
yada güvenliği sağlayacak "Memleketin" askeri polisi yok muş gibi..
İkincisi de “Cuma
namazı ders saatlerine denk geliyor”muş… Hele bakın gerekçeye..
Bu çocuklar İmam
Hatipli..Cuma namazı ve cemaate çıkmak da okulun asli uygulama dersi olsa
gerek..
Bu gerekçeleri 28 Şubat
cinnetini yaşatanlar bile ileri sürmediler..
Olsa olsa AKP
döneminin özelliği olsa gerek..
Zira özel makam
özel araba..
Özel cami bunlara
has..
Okul idaresi onu
da yapmış..
Dışarıya
göndermediği talebe için içeri 150 kişilik mescit yaptırmış.
Güya cumayı orada
halka kapalı bir şekilde “güvenlik” içinde kıldırıyormuş.
Hani cumanın adabı,
caminin herkese açık olması hatta icra şartlarından biri
de hürriyet içinde olmak vardı
Hani ders
saatlerine denk geliyordu.. O zaman esnaf ve fabrikalardaki işçilerde çok yoğun…gece
istirahat saatinde Cuma kılsalar olmaz mı..?
….
Peki halkın alınmadığı mescide
gizlice kılınan “Cuma”yı kim kıldırıyor?
Din kültürü öğreticileri..
Din; “hayat dini”
olamayıp yaşanan değil de “kültür” işi ise
Eee. Dini yaşanan
değil de kültür olarak ele alırsanız neden olmasın..?
Yahudi
, Hindu, Şinto yada Hristiyan hatta ateist bir “kültürlü” biri
icra edebilir..Çocuklar da pek ala kültür sahibi olabilirler.
…
Çocukları hayattan
kopararak vereceğiniz bilgi bilgi değil kültür olur..Ve hayata geçmez,
uygulanmaz, uygulayamaz.
Ve hangi okuldan
mezun ederseniz edin sadece bilen ama uygulamayan
Sudan çıkış balık
gibi topluma sürdüğünüz insanlar olurlar.
Fakat siz , işinizi
yapmış..
Dolayısıyla işgal
ettiğiniz yerlerin keyfini sürüp nemalanmış olursunuz..
Toplum da ne
olursa olsun..
Yeter ki ağaların
keyfi olsun..
Millet imkânlarını istedikleri
gibi kullanıp toplumu onlar yönlendirsin, yönetsin
….
Milli zihin gelişmesi
yerine çocukları yabancı zihniyete mahkum etmek
marifet!..
“Kral şakir
“ gibi yerli çizgi resimleri yerine PEPE’ye mahkum et..
Kur’an ; akıl
et. Düşün, tefekkür et derken sen Kur’an hıfzeden talebelere “kendi
kendine test” gibi zeka geliştiren aparatları yasakla..
Durumun yanlışlığını söylediğinizde
Kur'anı hıfzeden ve çocuklara öğretici olan genç, "Ben emir
kuluyum" demz mi?
Emir kulu değil,
önc hür insan soonra da kendi iradenle Allah'ın kulu olmalı...
Yoksa işimiz
zor..
-
Edindiğiniz
imkânlarla halktan uzaklaşmanız bir yana kendinizi hapsane müdürü gardiyanı konumuna
getirip okullara hapsederek - Talebeleri toplumdan uzak, hayattan
kopuk yaşatarak sadece bir şeyler
yüklersiniz o kadar.
“Allah’a kul”
olan “sorumluluklarını bilen, düşünen, üreten; özgür insan” değil
::::::::::::::::::::::::::::::
PEYGAMBERLERİN MESLEĞİ VAR, O’NU
ANLATANLARIN YOK..
Bütün Peygamberlerin birer mesleği,
sanatı var..
Günümüzde ise din işlerinden
geçim sağlayanların hemen hemen hiç birinin mesleği, sanatı YOK
Acilen
Mutlaka ve mutlaka tüm İmam - hatiplerden
başlayarak konuyla ilgili eğitim kurumlarında okuyanlara gerekirse yıl sayısı
artırılarak
1- Mizaç ve yeteneklerine
uygun bir el sanatı- beceri işi/sanat – uygulamalı/ameli meslek-
öğretilmeli/eğitimi verilmeli.. En az
bir beceri, sanat, meslek öğretilmeli..
2- Mutlaka Arapça ve Farsça dışında Çince, Japonca, malay, ingilizce,
almanca yada Fransızca veya Rusça en az
bir farklı dil konuşma seviyesinde öğretilmeli...
Eğitim yılı yükseltilerek
tümü meslek yüksek okulu seviyesine çıkarılmalı.
Buna kim ön ayak olursa çok
büyük hizmet etmiş olur
………………………
Finlandiya
başta bazı ülkelerde öğreteim/eğitim serbest veriliyor..
Bizde ise çoğu
okullar artık hapsane oldu.
Sabah, çocuk servisle alınıp "paket olarak" oku denen
binalara kilitleniyor..
Servis imkanı olmayanlar da gelir gelmez, sanki hapsane girişi
gibi GÜVENLİK kulübesiyle karşılaşıp içeri hapsediliyor..Ve okul çıkışına
"mesai bitimine" kadar DIŞARI yasak...
Okul denen yapıların çoğu da bahçeli değil. Bahçesi olan da
beton kaplı..Ne ağaç ne kuş.
Tabiattan, insandan uzaklar..
Ne hayatı tanıyorlar.. Ne iyi ne kötüyü bilip mukayese
edebiliyorlar..
Hepsi tek tip..
Hepsi aynı düzeyde.
Ne beceri ölçen var. Ne kabiliyet değerlendirmesi..Hepsine aynı müfredat..
Yanımız da yeni açılan bir İmam - Hatip ortaokulu var.. Hemen
yanında da camii..
Çocuklar, Cuma günleri camiye gelip vatandaşla aynı yerde ibadet
ediyorlar.Cami sanki onlar için uygulama alanı idi..
Hem halk içinde nasıl durulur, nasıl davranılır eğitimin ide
alıyor.
Vatandaş da yeni nesille berber olmanın huzurunu yaşıyordu.
Birden ayakları kesildi..
"Güvenlik" gerekçesiyle adeta birer "Hapsane
Müdürü" ve de "gardiyanı" konumunda davranan idareciler içeri
mescit yaptırtarak çocukları okula hapsetmişler..
ve bununla da övünüyorlar..
Yanında milletin yaptığı hazır cami varken onca masrafla camiye
eş değer 150 kişilik mescit yaptırmışlar.
ne olacak.
Sadece öğrenciler, halktan kopuk öğreticiler; ibadet edecekmiş.
Halk ise girmesi yasak..hatta veliler bile özel izinle içeri
girebildiği bir yapıda;
Özgürlük.
Serbest düşünce
Kendini geliştirme
İyi ve kötüyü ayırt etme mümkün mü..?
Artık "okul "denen binalardan uzaklaşıldığı,
Bilginin saniyede 300 bin km hızla dolaştığı,
"öğrenici" diye betonlara mahkum edilen alanlarda çoğu
"öğreticilerinden "fazla bilgi sahibi olduğu bir zamanda
Hayattan kopuk olarak - Paket olarak teslim alıp paketlenerek
gönderilen masum yavruların - Hepsine aynı şeyleri yükle ve paketle.. Bu ana da
öğretim de..
Sadece evde ana babasının kontrol edemediği çocukları oyalar,
bir şeyler yüklersiniz..
Karşıdaki amcaya, yandaki nineye SELAM verip hatır sormayan.
Yağmur, çamur, yeşillik bilmeyen..Kuş sesi duymayan
Herhangi bir esnafla karşılaşıp -alım satım yaptırmayarak- ,
(cebindekinin hesabı kitabı bilmeyen (cebindekinin değerini bilmeyen),
rekabeti anlamayan ..
-"Güvenlik" diye egonuzu tatmin için Camiden bile
çekip alarak dört duvara hapsederek - Hayatın gerçekliklerinden habersiz,
hatırası, hikayesi olmayan..
Sadece idareden yılan , ürkek..
duygusuz ve bencil bir nesil olarak hayattan kopuk olarak sudan
çıkmış balık gibi topluma sürersiniz..
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
////////////////////////////////////////////////////////////////////
https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/10157913582592700
TC Mustafa Zor Ağanın ve zengin çocuğu ile Maraba'nın çocuğu aynı sınıfta öyle mi ....bu bize uymaz..Ağanın çocuğuda zenginin çocuğu da bastırır parayı doğru Kolleje , paralı ve kaliteli okula. Sonra o çocuklar büyür yönetici olur , yöneten olur.Marabanın'kide fakir'inkide ekmek peşinde koşar.Gelir dağılımı ve Sosyal düzen o ülkelerde bozuk olur.Çoğunluk'da Saadet olmaz , Refah olmaz , Mutluluk hiç olmaz.Her daim kavga , gözyaşı , kin , nefret eksik olmaz.Selamlar.
/////////////////////////////////////////
https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/10157942840467700
https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/10157913582592700
Şu manzarayı görünce iki KELAM edeyim dedim..
Bizde çoğu okullar artık hapsane oldu.
Sabah, çocuk servisle alınıp "paket olarak" oku denen binalara kilitleniyor..
servis imkanı olmayanlar da gelir gelmez, sanki hapsane girişi gibi GÜVENLİK kulübesiyle karşılaşıp içeri hapsediliyor..Ve okul çıkışına "mesai bitimine" kadar DIŞARI yasak...
Okul denen yapıların çoğuda bahçeli değil.Bahçesi olanda beton kaplı..Ne ağaç ne kuş.
Tabiattan, insandan uzaklar..
ne hayatı tanıyorlar..ne iyi ne kötüyü bilip mukayese edebiliyorlar..
Hepsi tek tip..
Hepsi aynı düzeyde.
ne beceri ölçen var.Ne kabiliyet değerlendirmesi..Hepsine aynı müfradat..
Yanımız da yeni açılan bir İmam - Hatip ortaokulu var.. hemen yanında da camii..
Çocuklar, Cuma günleri camiye gelip vatandaşla aynı yerde ibadet ediyorlar.Cami sanki onlar için uygulama alanı idi..
hem halk içinde nasıl durulur, nasıl davranılır eğitimin ide alıyor.
Vatandaş da yeni nesille berber olmanın huzurunu yaşıyordu.
Birden ayakları kesildi..
"Güvenlik" gerekçesiyle adeta birer "Hapsane Müdürü" ve de "gardiyanı" konumunda davranan idareciler içeri mescit yaptırtarak çocukları okula hapsetmişler..
ve bununla da övünüyorlar..
yanında milletin yaptığı hazır cami varken onca masrafla camiye eş değer 150 kişilik mescit yaptırmışlar.
ne olacak.
sadece öğrenciler, halktan kopuk öğreticiler; ibadet edecekmiş.
Bizde çoğu okullar artık hapsane oldu.
Sabah, çocuk servisle alınıp "paket olarak" oku denen binalara kilitleniyor..
servis imkanı olmayanlar da gelir gelmez, sanki hapsane girişi gibi GÜVENLİK kulübesiyle karşılaşıp içeri hapsediliyor..Ve okul çıkışına "mesai bitimine" kadar DIŞARI yasak...
Okul denen yapıların çoğuda bahçeli değil.Bahçesi olanda beton kaplı..Ne ağaç ne kuş.
Tabiattan, insandan uzaklar..
ne hayatı tanıyorlar..ne iyi ne kötüyü bilip mukayese edebiliyorlar..
Hepsi tek tip..
Hepsi aynı düzeyde.
ne beceri ölçen var.Ne kabiliyet değerlendirmesi..Hepsine aynı müfradat..
Yanımız da yeni açılan bir İmam - Hatip ortaokulu var.. hemen yanında da camii..
Çocuklar, Cuma günleri camiye gelip vatandaşla aynı yerde ibadet ediyorlar.Cami sanki onlar için uygulama alanı idi..
hem halk içinde nasıl durulur, nasıl davranılır eğitimin ide alıyor.
Vatandaş da yeni nesille berber olmanın huzurunu yaşıyordu.
Birden ayakları kesildi..
"Güvenlik" gerekçesiyle adeta birer "Hapsane Müdürü" ve de "gardiyanı" konumunda davranan idareciler içeri mescit yaptırtarak çocukları okula hapsetmişler..
ve bununla da övünüyorlar..
yanında milletin yaptığı hazır cami varken onca masrafla camiye eş değer 150 kişilik mescit yaptırmışlar.
ne olacak.
sadece öğrenciler, halktan kopuk öğreticiler; ibadet edecekmiş.
Halk ise girmesi yasak..hatta veliler bile özel izinle içeri girebildiği bir yapıda;
Özgürlük.
Serbest düşünce
Kendini geliştirme
İyi ve kötüyü ayırt etme mümkün mü..?
Artık "okul "denen binalardan uzaklaşıldığı,
bilginin saniyede 300 bin km hızla dolaştığı,
"öğrenici" diye betonlara mahkum edilen alanlarda çoğu "öğreticilerinden "fazla bilgi sahibi olduğu bir zamanda
Hayattan kopuk olarak - Paket olarak teslim alıp paketlenerek gönderilen masum yavruların - Hepsine aynı şeyleri yükle ve paketle.. Bu ana da öğretim de..
Sadece evde ana babasının kontrol edemediği çocukları oyalar, bir şeyler yüklersiniz..
karşıdaki amcaya, yandaki nineye SELAM verip hatır sormayan.
Yağmur, çamur, yeşillik bilmeyen..Kuş sesi duymayan
Herhangi bir esnafla karşılaşıp -alım satım yaptırmayarak- , (cebindekinin hesabı kitabı bilmeyen (cebindekinin değerini bilmeyen),
rekabeti anlamayan ..
-"Güvenlik" diye egonuzu tatmin için Camiden bile çekip alarak dört duvara hapsederek - Hayatın gerçekliklerinden habersiz,
hatırası, hikayesi olmayan..
sadece idareden yılan , ürkek..
duygusuz ve bencil bir nesil olarak hayattan kopuk olarak sudan çıkmış balık gibi topluma sürersiniz..
...
Özgürlük.
Serbest düşünce
Kendini geliştirme
İyi ve kötüyü ayırt etme mümkün mü..?
Artık "okul "denen binalardan uzaklaşıldığı,
bilginin saniyede 300 bin km hızla dolaştığı,
"öğrenici" diye betonlara mahkum edilen alanlarda çoğu "öğreticilerinden "fazla bilgi sahibi olduğu bir zamanda
Hayattan kopuk olarak - Paket olarak teslim alıp paketlenerek gönderilen masum yavruların - Hepsine aynı şeyleri yükle ve paketle.. Bu ana da öğretim de..
Sadece evde ana babasının kontrol edemediği çocukları oyalar, bir şeyler yüklersiniz..
karşıdaki amcaya, yandaki nineye SELAM verip hatır sormayan.
Yağmur, çamur, yeşillik bilmeyen..Kuş sesi duymayan
Herhangi bir esnafla karşılaşıp -alım satım yaptırmayarak- , (cebindekinin hesabı kitabı bilmeyen (cebindekinin değerini bilmeyen),
rekabeti anlamayan ..
-"Güvenlik" diye egonuzu tatmin için Camiden bile çekip alarak dört duvara hapsederek - Hayatın gerçekliklerinden habersiz,
hatırası, hikayesi olmayan..
sadece idareden yılan , ürkek..
duygusuz ve bencil bir nesil olarak hayattan kopuk olarak sudan çıkmış balık gibi topluma sürersiniz..
...
TC Mustafa Zor Ağanın ve zengin çocuğu ile Maraba'nın çocuğu aynı sınıfta öyle mi ....bu bize uymaz..Ağanın çocuğuda zenginin çocuğu da bastırır parayı doğru Kolleje , paralı ve kaliteli okula. Sonra o çocuklar büyür yönetici olur , yöneten olur.Marabanın'kide fakir'inkide ekmek peşinde koşar.Gelir dağılımı ve Sosyal düzen o ülkelerde bozuk olur.Çoğunluk'da Saadet olmaz , Refah olmaz , Mutluluk hiç olmaz.Her daim kavga , gözyaşı , kin , nefret eksik olmaz.Selamlar.
/////////////////////////////////////////
https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/10157942840467700
Bütün Peygamberlerin birer mesleği, sanatı var..
Günümüzde ise din işerinden geçim sağlayanların hemen hemen hiç birinin mesleği,sanatı YOK
Acilen
İmamhatiplerden başlayarak konuyla ilgili eğtim kurumlarında okuyanlara gerekirse yıl sayısı artırılarak
kesinlikle arapça- farsça yanında mutlaka bir yabancıu dil
ve
en az bir beceri, sanat , meslek öğretilmeli
Günümüzde ise din işerinden geçim sağlayanların hemen hemen hiç birinin mesleği,sanatı YOK
Acilen
İmamhatiplerden başlayarak konuyla ilgili eğtim kurumlarında okuyanlara gerekirse yıl sayısı artırılarak
kesinlikle arapça- farsça yanında mutlaka bir yabancıu dil
ve
en az bir beceri, sanat , meslek öğretilmeli
HZ. ADEM (AS): İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi.
HZ. ŞİD (AS): Hallac, kazzaz, nessac = dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi.
HZ. İDRİS (AS): İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzilerin- konfeksiyoncuların- örücülerin piri sayılır.
HZ. NUH (AS): Marangozların, gemicilerin, denizcilerin ve barbarosların piri idi.
HZ. HUD (AS): Tüccar idi. Bütün tüccarların piri sayılır.
HZ. SALİH (AS): Sürülerle develer yetiştirirdi. Sütlerini hem içer, hem de satıp dünyalığını temin ederdi. Salih peygamberin devesi meşhurdur.
HZ. İBRAHİM (AS): Kabeyi yeniden inşa edişiyle, Hz Süleyman (as)'a ve Mimar Sinan'a önderlik etmiştir.
HZ. LUD (AS): Tarihçi idi. Seyyahların, Evliya çelebilerin piridir.
HZ. İSMAİL (AS): Kara ve deniz avcılığı ile geçimini sağlardı. Avcıların piri sayılır. Yetmiş dil bilirdi. Tercümanların da piridir.
HZ. İSHAK (AS): Çoban idi.
HZ. YAKUB (AS): Çoban idi.
HZ. YUSUF (AS): Saati ilk icat eden, toprak mahsulleri ofisini ilk defa kuran, bolluk zamanında depolamayı, kıtlık zamanında halka dağıtmayı düşünen bir peygamberdir.
HZ. EYYÜB (AS): Ziraatcı idi.
HZ. ŞUAYB (AS): Ziraatcı idi.
HZ. MUSA (AS): Çobanlık yapmış ve Hz Şuayb (as)'a hizmetçilik etmiştir.
Bir büyüğe hizmet etmekte peygamber mesleklerinden biridir.
HZ. HARUN (AS): Vezir idi.
HZ. DAVUD (AS): Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut'un ordularını mağlup eden bir kumandandır.
HZ. SÜLEYMAN (AS): Emir, hükümdar idi. Sazlardan zenbil yapardı. Bakır madenini ilk defa işleyen O'dur.
HZ. ZÜLKİFL (AS): Ekmek pişirirdi, fırıncıların piri idi.
HZ. İLYAS (AS): Dokumacı ve iplikçilerin piri idi.
HZ. YUNUS (AS): Balık avlayıp geçinirdi, balıkçıların piri idi.
HZ. ÜZEYR (AS ): Bahçıvan idi. Meyve ağaçlarını ilk defa aşılayan fidan yetiştiren, budama işlerini insanlara öğretendir. Bağ ve bahçe işleriyle uğraşanların piridir.
HZ. LOKMAN (AS): Doktorluk ve eczacılık mesleğinin piridir.
HZ. ZEKERİYYA (AS): Marangoz idi Müsned, 2/405)
HZ. İSA (AS): Avcı idi. Av aleti ile geçimini temin ederdi. Avcıların piri idi. Aynı zamanda doktorların piridir..
HZ. MUHAMMED (SAV): Küçük yaşlarda çobanlık yapmış, daha sonra ticaretle uğraşmış ve cihadla meşgul olmuştur.
https://www.facebook.com/necati.cavdar/posts/10157090044942700
Mutlaka ve mutlaka tüm imam - hatiplilere
1- mizaç ve yeteneklerine uygun bir el sanatı- beceri işi/sanat – uygulamalı/ameli meslek- öğretilmeli/eğitimi verilmeli..
2- Mutkala arapca dışında farça,çince, japonca, malay , ingilizce, almanca yada fransızca en az bir farklı dil konuşma seviyesinde öğretilmeli...
Eğitim yılı yükseltilerek tümü meslek yüksek okulu seviyesine çıkarılmalı.
Buna kim ön ayak olursa çok büyük hizmet etmiş olur
1- mizaç ve yeteneklerine uygun bir el sanatı- beceri işi/sanat – uygulamalı/ameli meslek- öğretilmeli/eğitimi verilmeli..
2- Mutkala arapca dışında farça,çince, japonca, malay , ingilizce, almanca yada fransızca en az bir farklı dil konuşma seviyesinde öğretilmeli...
Eğitim yılı yükseltilerek tümü meslek yüksek okulu seviyesine çıkarılmalı.
Buna kim ön ayak olursa çok büyük hizmet etmiş olur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder