Siyonist yerleşimciler Trump'un "100 yılın anlaşması"na "İsrail için tehlike " diye karşı çıkıyor

Yerleşim liderleri Trump anlaşmasına karşı çıktılar, İsrail için tehlike arz ettiler

İtirazları arasında, müzakere yoluyla planın bir Filistin devletinin bazı Kudüs'te temsil edilmesine izin vermesi olasılığı da vardı.

https://www.jpost.com/Israel-News/Trump-peace-plan-to-transfer-east-Jerusalem-neighborhoods-to-Palestinians-615625

By Tovah LAZAROFF  

28 OCAK 2020 

Yerleşimci liderler, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Benjamin Netanyahu'nun desteğiyle bir Filistin devleti kuracakları konusunda uyardıkları “Yüzyılın Anlaşması” na karşı savaş yolunda halka açıldılar. Bazı liderler Pazartesi akşamı Trump ile yaptığı görüşme sonrasında Washington'da Netanyahu ile bir araya geldi. 

"Başbakanımın bir Filistin devletinin kurulmasını kabul etmesine şaşırdım," diye uyardı Yesha Meclis başkanı ve Jordan Valley Bölge Konseyi başkanı David Elhayani Salı günü. "Bu İsrail Devleti için varoluşsal bir tehdit. Yahudiye ve Samiriye'deki yerleşimlerin yıkımını anlatıyor. Yüzyılın Anlaşmasında bir Filistin devletinin kurulmasını kabul ettik. ” 

Elhayani, planın İsrail Devleti'ne getirdiği tehlikeyi önlemek için çok üzüldüğünü, Filistin devletini engellediğinde Ürdün Vadisi'nin herhangi bir bölümünü ilhak etme hakkından vazgeçmeye hazır olduğunu söyledi.

Elhayani, “Ürdün Vadisi'nin egemenliğinden, bir Filistin devleti olmayacağına dair bir vaat karşılığında vazgeçmeye hazırım” dedi.

“Bunu şimdi durdurmalıyız,” diye ekledi.

Elhayani, Trump'ın İsrail-Filistin çatışmasını çözme konusunda uzun zamandır beklenen planı için Pazar günü Washington'a giden beş yerleşimci liderden biriydi. Bu geziye Gush Etzion Bölge Konseyi başkanı Shlomo Ne'eman, Binyamin Bölge Konseyi başkanı İsrail Ganz ve Efrat Konseyi başkanı Oded Revivi tarafından da Yesha'nın yabancı elçisi katıldı.

Dört yerleşimci başlangıçta yüzeysel olarak destekleyici ifadeler yayınlarken, seksen yerleşimcinin mektubunda da aynı alt çizgiyi vurguluyordu: C Alanında topraktan vazgeçmeye “hayır” ve bir Filistin devletinin kurulmasına “hayır”.

Ancak Netanyahu ile Pazartesi gecesi geç saatlerde Washington'da görüştükten sonra, taktiklerini plana açık bir muhalefete dönüştürdüler. Elhayani, Ne'eman ve Revivi plana karşı açıklamalarda bulundu.

“İsrail Diyarı'nın hiçbir bölgesinden vazgeçmeyeceğiz - ve Tanrı'nın yardımıyla egemenlik uygulamasına şahit olacağız. Bu, sadece İsrail tarihinin yıllıklarında değil, Yahudi tarihinin yıllıklarında da tarihi bir başarıdır. Bu an gözlerimizin önünde gerçekleşiyor, ”dedi Ne'eman. 

Ganz, “Hiçbir koşulda, topraktan vazgeçme ve Ürdün Nehri ile deniz arasında Filistin egemenliği sağlama konusunda bir uzlaşma olmayacağından emin olmak istiyoruz” dedi.

Netanyahu, meslektaşlarıyla aynı kırmızı çizgileri paylaşan Samaria Bölge Konseyi başkanı Yossi Dagan ile ayrı ayrı bir araya geldi. 

Ancak muhalefetini erken ilan etmişti ve bu yüzden Netanyahu ile ayrı bir dinleyici kitlesi verildi. 

Dagan ayrıca Protestan liderler ve Cumhuriyetçi politikacılar arasında bu hatlar için destek talep etmeyi planladığını söyledi. Hem Protestanlarla hem de Cumhuriyetçilerle toplantılar düzenlemiş, ancak kiminle veya ne zaman görüştüğü hakkında herhangi bir bilgi vermemiştir.

“Bence işler kapalı değil ve son ana kadar kapalı olmayacak. Başbakan ve ABD Başkanı Trump'ı güçlendirmek için buradayız - egemenliğin Yahudiye ve Samiriye'deki tüm yerleşim yerlerine uygulanmasını ve İsrail Devletini veya yerleşim yerlerini tehlikeye atacak hiçbir şeyin olmayacağından emin olmak için buradayız ”dedi.

Pazartesi günü, anlaşmanın planlanan açılışından önce, 80 yerleşimci lider Netanyahu'ya Trump anlaşmasını desteklemelerinin pek mümkün olmadığını belirten bir mektup gönderdi.

Mektupta, planla ilgili duydukları bilgileri ayrıntılı olarak açıkladılar; eğer doğruysa, onlara reddetmekten başka seçenek bırakmazlardı.

İtirazları arasında Kudüs'te bir çeşit temsil edileceğini bildiren bir Filistin devletinin kurulması yer alıyor.

Yerleşimciler, İsrail'in plana göre Filistinlilerin Negev'e sembolik bir geri dönüş hakkının tazminatla izin vermeleri de isteneceği konusunda uyarıda bulundu.

İsrail egemenliğinin yerleşimlere uzun süredir uygulanmasını memnuniyetle karşılarken, bunun nasıl yapılacağı nihayetinde bu toplulukları yok edeceği konusunda uyardılar.

Planın doğrulanmamış raporları, İsrail'in Batı Şeria'nın% 30'unun üzerinde egemenliğine ve sonunda kalan% 70'inde askerden arındırılmış bir Filistin devletinin ve Doğu Kudüs'ün Kutsal Havza'nın dışındaki bölümlerine izin vereceğini söyledi.

Bununla birlikte, yerleşimciler% 30'da yerleşim yerlerinin durumunun, büyüme fırsatı bırakmadan bugün bulundukları yerde donacağı konusunda uyardı.

İsrail'in ilhak edeceği alanın yaklaşık% 20'sinin Ürdün Vadisi ve kuzey Ölü Deniz'de olacağını açıkladılar. Bu, İsrail'i diğer alanlardaki arazinin sadece% 10'u ile terk edecektir. Yerleşimlerin egemen bölgesi belediye hatlarını ve güvenlik çevresini içerecektir. Özellikle, aksi takdirde Filistinli bir bölgede küçük, savunulamaz adalarda olacakları için özellikle tehlike altında olacak 15 topluluk olacağını söyledi.

Yerleşim liderleri “Bu durumda, Yahudiye ve Samiriye'deki tüm topluluklar enklav haline gelecek ve bunu kabul edemeyiz” diye yazdı.

“Filistin Otoritesine toplumlarımızın kapılarına kadar inşa etme yetkisi veren, bizi boğucu bir hakka dönüştüren bir durumu kabul edemeyiz” dedi.

“İsrail bunu yaparsa, hem güvenliğimizi hem de ailelerimizin güvenliğini tehlikeye atacaktır” dedi.

Bu durumda, seyahatin bile güvenli olmayacağını söylediler.

Yerleşimciler, İsrail'in yalnızca C Bölgesi'nin tamamı üzerinde tam egemenliğe izin verecek bir planı kabul etmesini ve böylece topluluklarını genişletmeye ve güvenli bir şekilde seyahat etmeye devam edebilmelerini istediler.  

Netanyahu, yerleşimcileri veya Arapları kökünden sökme planının olmadığına söz verdi.

Wall Street Journal , planın herhangi bir tahliye gerektirmediğini bildirdi. Ayrıca, Doğu Kudüs'ün sadece Arap mahallelerinin bazılarının Filistinlilere verileceğini ve bunların şehrin dış kenarlarında olacağını bildirdi.

Omri Ron rapora katkıda bulundu.